Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/283 E. 2023/589 K. 26.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/283
KARAR NO : 2023/589
KARAR TARİHİ : 26.01.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 16.07.2007-30.11.2012 tarihleri arasında davacı şirkette “Kalite Kontrol Laborantı-Analiz Teknisyeni” olarak çalıştığını, 20.11.2012 tarihli istifa dilekçesiyle ile işten ayrılıp, 30.11.2012 tarihli ibraname ile ilişiğinin kesildiğini, davalının 13.07.2007 tarihinde “Gizlilik Taahhütnamesi” imzaladığını ancak davalının kısa bir süre sonra dava dışı Argon Kimya şirketinde işe başladığını ve davacı şirkette çalışması sırasında öğrendiği gizli bilgileri paylaştığının tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sürecinde davacı tarafça 50.000 USD üzerinden harç ikmali yapılmıştır.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının meslek lisesi mezunu olduğunu ve davacı şirkette “Kalite Kontrol Personeli” olarak görev yaptığını, iddia edilen ürün geliştirme ve AR-GE çalışmaları, ürün formül ve reçeteleri hakkında davalının hiçbir bilgisinin bulunmadığını, ürün analizlerinin ne şekilde yapılacağının davacı şirketin kamuya açık internet sitesinde açık bir şekilde yazılı olduğunu, davaya konu belgelerin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.11.2016 tarihli, 2014/18 E. ve 2016/708 K. sayılı kararıyla taraflar arasında akdedilen 03.07.2007 tarihli “gizlilik taahütnamesi” ile öngörülen rekabet yasağının geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye bağlı olarak bir hak ve alacak talep edilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacının cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.01.2017 tarihli, 2017/2 E. ve 2017/3 K. sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.04.2021 tarih, 2020/1921 E. ve 2021/3468 sayılı kararıyla “… somut olayda öncelikle davalının işyerindeki görevinin davacının müşteri çevresine, üretim sırlarına ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlayıp sağlamadığı, sağlamakta ise bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olup olmadığının incelenerek rekabet yasağına ilişkin kaydın geçerli olup olmadığının belirlenmesi, geçerli olduğu sonucuna varılması halinde ise devam eden 445 inci madde koşulları dikkate alınarak inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, İlk Derece Mahkemesince hatalı ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.’’ gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı …’in dosya kapsamında 06.12.2012 tarihinde davacı Argon Kimya’da Kalite Kontrol Laboratuvarında laborant sıfatıyla işe başladığı ve 31.08.2013 tarihinde Argon Kimya’daki işinden ayrıldığı ve davalı …’in davacı Organik Kimya’da Kalite Kontrol Laborantı-Analiz Teknisyeni olarak çalıştığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, dosya içerisinde aldırılan bilirkişi raporunda, Kalite Kontrol Laborantı-Analiz Teknisyeni olarak görev yapan …’in çalıştığı birim itibariyle AR-GE ve üretim sırlarına vakıf olamayacağının belirtildiği, davacı tarafça da davalının formül, proses ve ticari sırları ele geçirdiği ve dava dışı Argon Kimya’ya sattığına dair iddiasını ispata yarar herhangi bir delil gösterilemediği, Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/443 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de söz konusu dosyada huzurda görülen davalının sanık sıfatının bulunmaması ve davacının huzurda görülen davayı taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırılık gerekçesi ile açtığından davacının bekletici mesele yapılması yönündeki talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 444 üncü maddesi uyarınca taraflar arasındaki rekabet yasağı kaydının geçerli olabilmesi için ancak hizmet ilişkisinin işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânını sağlaması ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasının, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması şartlarının bir arada gerçekleşmesi gerektiği,tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporunda da değinildiği üzere davacı şirkette kalite kontrol laborantı olarak çalışan davalının, AR-GE ve üretim sırlarına vakıf olamayacağı; yine davalının çalıştığı pozisyon itibariyle davacının müşteri çevresine veya işverenin yaptığı işler hakkında bilgi sahibi olmasının mümkün olmaması karşısında davaya konu rekabet yasağı kaydının geçerli olmadığı, 6098 sayılı Kanun’un 444 üncü maddesinde rekabet yasağı kaydının geçerli olması için 2 şartın birlikte gerçekleşmiş olması gerektiğinden usul ekonomisi de gözetilerek ticari sır niteliğindeki bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına neden olup olmayacağı hususunda inceleme yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçeli kararında belirttiği gizlilik taahhütnamesi ve rekabet yasağı sözleşmelerinin geçersiz olduğu tespiti kabul edilemez nitelikte olduğunu, davalının iş tanımı gereği davacı müvekkili şirketin ticari ve üretimsel sırlarına haiz olduğu olgusunun yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/443 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğunu, eksik inceleme hatalı tespitler içeren bilirkişi raporuna itibar ederek hüküm tesis edildiğini, resen gözetilecek sebeplerle de kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işçinin rekabet yasağına aykırılığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.