Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/282 E. 2023/3764 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/282
KARAR NO : 2023/3764
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1777 Esas, 2021/1560 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2019/79 E., 2020/124 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından davalı aleyhine fatura alacağına dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, Sakarya 3. İcra Dairesi 2019/109 E. ile başlatılan ilamsız icra takibine 10.01.2019 tarihinde davalı vekili tarafından itiraz edildiğini, 07.02.2019 tarihli arabuluculuk son tutanağına göre tarafların anlaşamadıklarını, davalı tarafla harici yaptıkları görüşmelerde davaya konu faturalarda ürünlerin rızaları hilafında çalışanları tarafından satın alındığını bu nedenle söz konusu borçtan sorumlu olmadıklarını beyan ettiklerini, davalının iş yeri çalışanlarının eylemlerinden kusursuz sorumlu olduğunu, bundan önce taraflar arasındaki yapılan hukuki ilişkilerde de söz konusu ürünlerin davalının aynı çalışanları tarafından satın alındığını, bu durumun dosyaya sundukları fatura suretleriyle de sabitleneceğini, müvekkili şirket ile davalı şirke arasında 03.12.2018, 28.12.2018, 02.11.2018, 22.11.2018, 03.11.2018 ve 29.11.2018 tarihlerinde ticari işlemler gerçekleştiğini, müvekkilinin davalı ile arasında gerçekleşen tüm bu ticari ilişkilere ilişkin 9 adet faturaya ait toplam 195.443,83 TL ticari faaliyette bulunduğunu, bu borca ilişkin müvekkiline 900,00 TL ödeme yapıldığını, takip başladıktan sonra davalı tarafından önce icra takibine ve tüm borca itiraz edildiğini, akabinde takip konusundan olan iki adet faturaya ait toplam 4.845,01 TL bedel davalı tarafından müvekkiline ödendiğini, bu ödeme dışında müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek Sakarya 3. İcra Müdürlüğünün 2019/109 E. sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalı aleyhine asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu faturalardan kaynaklanan borcun müvekkili şirkete ait olmadığını, eski çalışanlarının şahsi alımlarını şirkete fatura ettirdiğini, davacı ile eskiden beri ticari ilişkileri bulunduğunu ve malzeme alımına ilişkin süreçleri ile ortalama alım miktarlarını davacı şirketin iyi bildiğini, mutad alımı aşan ve prosedür takip edilmeksizin yapılan alımın müvekkiline bildirilmediğini, bu prosedürler çerçevesinde müvekkilinin çalıştırdığı kişilerin eylemlerine karşı gerekli tedbirleri aldığını, 900,00 TL’lik kısmi ödemeyi müvekkilinin yapmadığını, dava dışı şirket çalışanının somut olayı ikrar ettiğini, hakkında da ceza soruşturması bulunduğunu savunarak davanın reddini davanın dava dışı eski çalışana ihbarını ve davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafın davalı şirketin satın alma görevlisi olan Memduh Sarı’ya güvenerek kağıt satımı gerçekleştirdiği ve buna ilişkin fatura düzenlediği, zararın davalının kendi personelinin dolandırıcılık işleminden kaynaklandığı, davalı şirketin adam çalıştıran sıfatı ile sorumluluğunun kusur sorumluluğu olmayıp olağan sebep sorumluluğu olduğu, bu sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının kurulmasının yeterli olduğu ve bu nedenlerle davalının bu olaydan dolayı sorumlu olduğu kabul edilerek yapılan icra takibi itibarariyle itirazın kısmen iptali ile takibin 190.598,82 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmesi gerektiği, davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden faiz talebinin reddine, alacak miktarının ve alacağın varlığı ancak yargılama ile belirlenebildiğinden icra inkâr tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Sakarya 3. İcra Dairesinin 2019/109 E. numaralı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın 190.598,82 TL asıl alacak üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı borçlunun takip öncesi dönem için işleyen faizler bakımından temerrüte düştüğünü, fatura alacağı likit alacaklardan olup alacak bütün unsurlarıyla borçlu tarafından bilinebildiğini ancak mahkemece eksik inceleme ile fatura alacağının likit bir alacak olmadığından bahisle, müvekkil lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararı icra inkar tazminatı ve 1.385,42 TL işletilmiş faize ilişkin talebin reddine ilişkin hükümlerinin kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasına konu borcun müvekkili şirkete ait olmadığını, davacı şirketin basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, somut olayı bilmesine rağmen müvekkiline bildirmediğini, borcun asıl sahibi … aleyhine hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası ikame edildiğini, dava dosyasında mübrez 01.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda da takibe konu fatura içeriği malların müvekkil şirkete hiçbir zaman fiilen teslim edilmediği gerekçesiyle müvekkili şirketin davacıya borcu olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin sorumsuzluğuna karar verilmesi gerekirken, esas borçlu …’dan tahsilat yapılamayacağı kanaatiyle borcun müvekkil şirkete yüklenmesinin haksız ve hukuksuz olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının müvekkil aleyhine hususlar yönünden kaldırılmasına, faiz ve icra inkar tazminatı yönünden onanmasına, davacının istinaf taleplerinin taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin faiz istemine ilişkin istinaf taleplerinin güncel istinaf miktar sınırının altında kaldığı, alacak miktarı ihtilaflı olmadığından davacı lehine icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğu, İlk Derece Mahkemesinin dava konusu uyuşmazlığa ilişkin sair gerekçe ve hükümlerinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin faize ilişkin istinaf başvurusunun usulden reddine, sair istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, Sakarya 3. İcra Dairesinin 2019/109 E. numaralı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine itirazın 190.598,82 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline ve bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 190.598,82 TL asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 38.119,77 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; icra dosyasına konu borcun müvekkili şirkete ait olmadığını, eski şirket çalışanı Memduh Sarı’nın şahsi alımlarının olduğunu, normalde müvekkili şirketin davacı şirketten ürün talebi söz konusu olduğunda çok sıkı bir silsile takip edildiğini, davacı şirketin de bunu bilmesine rağmen davalı şirket adına faturanın kesildiğini, eski çalışanın da kendi ifadesi ile bu hususu doğruladığını ve ödeme taahhüdünde bulunduğunu, müvekkilinin adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında her türlü tedbiri aldığını, davalı müvekkiline dava konusu ürünlerin tesliminin yapılmadığını, dava dışı eski çalışanın siparişinin çok yüklü ve olağan dışı olmasına rağmen müvekkili ile iletişime geçilmediğini, bu miktarın tüketimin artışı ya da döviz kuru ile açıklanamayacağını, müvekkilinin defterleri üzerinde yapılan incelemede borçlarının bulunmadığının tespit edildiği, defterlerinin ise delil olmaya haiz olduğunun anlaşıldığını, eski çalışanın davaya konu faturaları sakladığı dava esnasında öğrenildiğinden itirazlarının kötü niyetli bulunamayacağını, adı geçen çalışan ile ilgili ceza dosyası bulunduğunu, müvekkili aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
İİK 67 nci maddede düzenlenen itirazın iptali davalarında davanın kabulü halinde, kabul ve tespit edilen alacak miktarı üzerinden itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilir. İşbu davaya konu Sakarya 3. İcra Müdürlüğünün 2019/109 Esas numaralı takip dosyasında bulunan, 04.08.2020 ve 05.08.2020 tarihli davacı alacaklı vekili beyanlarında, 266.545,84 TL’nin haricen tahsil edildiği bildirilmiş ve takip dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılması talep edilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince kurulan nihai hükümde, icra dosyasının haricen tahsil suretiyle tamamen kapatılıp kapatılmadığı ve alacaklı vekilinin yukarıdaki beyanı nazara alınarak davanın tamamen veya kısmen konusuz kalıp kalmadığı değerlendirilmesi gerekirken anılan husus hüküm yerinde değerlendirilmeden karar verilmesi doğru olmamış kararın yazılı gerekçe ile re’sen bozulması gerekmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.