Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2802 E. 2023/5132 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2802
KARAR NO : 2023/5132
KARAR TARİHİ : 20.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/706 Esas, 2022/92 Karar
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2015/682 E., 2015/99 K.
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/142 E., 2018/870 K.

Taraflar arasındaki menfit tespit ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 19.09.2023 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Avukat … ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Avukat … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan doğalgaz satış sözleşmesi gereğince davalı tarafça herhangi bir müzakereye izin verilmeksizin davacıya asgari alım taahhüdü imzalatıldığını, müvekkilinin 2011 yılında bu yükümlülüğünü yerine getiremediği iddiasıyla davalı tarafça fatura gönderildiğini, faturayı davalıya iade ettiklerini, davalının hesap yönteminin hatalı olduğunu, eksik alımın söz konusu olmadığını ileri sürerek söz konusu müvekkilinin fatura bedeli kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafça doğazgaz satış sözleşmesi kapsamında müvekkilinin 2014 yılında fazla gaz çekimi yaptığının iddia edildiğini ve davalı tarafça düzenlenen faturanın ihtirazi kayıtla ödendiğini, ancak iddiaların gerçeği yansıtmadığını, önceki yıllardaki eksik alımı tamamlamak için fazladan alım yapıldığını, bunu sözleşmeye uygun olduğunu ileri sürerek ihtirazi kayıt ile ödenen 2014 yılına ait fatura bedelinin iadesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin tarafların özgür iradesi ile imzalandığını, davacının telafi süresi içerisinde gerekli doğalgaz çekimini yapmadığını, bu nedenle yapılan hesaplamanın sözleşmeye uygun olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiştir.

2.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 2014 yılında çekmesi gereken doğalgaz çekiş miktarından daha fazla doğalgaz çektiğini, sözleşmenin 7.4. maddesine göre davalı kurumca fatura düzenlendiğini, bu faturanın sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden davacı tarafın 2011 yılında eksik olarak çektiği gaz miktarına ilişkin olarak, sözleşmeye uygun formülle yapılan hesaplamada BOTAŞ uygulaması yerinde ve sözleşme hükümlerine uygun olduğundan bu yöndeki davacı iddialarının kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine; birleşen davada ise davacının 2014 yılında azami alım taahhüdünü geçerek fazla doğalgaz çektiği, aşım bedelinin hesaplanmasının ve tahsilinin doğru olduğu gerekçesi ile birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamaların yanlış olduğunu, bu nedenle alacak miktarının fazla hesaplandığını, mücbir sebebin hesaplamada %10 ile sınırlandırılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, sözleşmenin genel işlem şartları içerdiğini, müdahale etme imkanlarının olmadığını, sözleşmenin edimler arasında dengesizlik içerdiğini, davacının iradesinin sakatlandığını, davalının her yıl eksik alım nedeniyle haklarını saklı tutmadığını ve alacak hakkını kaybettiğini, birleşen dava yönünden ise 2014 yılında fazla çekilen miktarın daha önceden eksik alınan miktarların telafisi niteliğinde olduğunu, dosyaya sunulan uzman görüşünün dikkate alınması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunda asıl davanın konusu olan asgari alım taahhüdü hesabının sözleşmeye göre yapıldığı ve kesilen faturaya uygun olduğu, birleşen davada fazladan çekilen doğalgazın zamlı faturalandırılacağının sözleşmede düzenlendiği, davacı tarafından herhangi bir çekince koyulmadan sözleşmelerin imzalandığı, her yıl imzalanan sözleşmelerin temel hükümlerinin aynı olduğu, mahkemece, yargılamanın usul kurallarına uygun olarak yapıldığı ve kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranarak eksik yada fazla gaz çekimi yapıp yapmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.