Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/27 E. 2023/3421 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/27
KARAR NO : 2023/3421
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/188 Esas, 2021/1186 Karar
HÜKÜM : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/190 E. – 2019/324 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu Kararının (YİDK) İptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekillerinin başvurunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 12, 35, 36 ve 37 nci sınıfa yer alan mal hizmetlerde tescili istenen 2016/46152 sayılı “maxxiGARANTY+şekil” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 36 ncı sınıf hizmetlerin ve 35 inci sınıfta yer alan bir kısım hizmetlerin çıkarıldığını, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin tanınmış “Garanti” ibareli markaları ile başvuru kapsamında bırakılan diğer mal ve hizmetler yönünden de iltibas tehlikesinin bulunduğunu, itirazlarına mesnet markaların tescil kapsamlarında 12, 35 ve 37 nci sınıf emtianın yer aldığını, davalı şirketin müvekkilinin markasının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını, daha önce davalının itirazlarına mesnet markaları ile benzer olan marka başvurularının reddine karar verildiğini, yine dava konusu başvuru ile benzer bir başka başvurusu nedeniyle Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/354 E. sayılı dava dosyasında açtıkları davada markaların benzer kabul edildiğini ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, asıl amacının müvekkiline ait “Garanti” ibareli markayı kullanmak olduğunu nitekim davalıya ait internet sitesinde “Maxxigarantim” ibaresini kullandığını ileri sürerek 2018-M-2258 sayılı YİDK kararının ve dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkilin OYAK ve RENAULT şirketlerinin finansman alanına taşınması için kurulduğunu, Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağladığını, davacının dava dilekçesinin konu bölümünde hükümsüzlük talep ettiğini, netice ve talepte iptal talep ettiğini, hükümsüzlük ve iptalin farklı olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu marka başvurularının asıl unsurunun şekil ve “maxxi” ibaresi olduğunu, müvekkilinim “maxxi” ibareli çeşitli markaları bulunduğunu, GARANTİ ibaresinin alalade bir kelime olup bu ibareli çok sayıda marka tescilinin bulunduğunu, müvekkilinin davacının tanınmışlığından yararlanmasının afaki ve mesnetsiz iddialar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin “maxxiGARANTY+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “Garanti” asıl unsurlu markaları arasında, marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca iltibas bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediği gibi davacının tanınmış olduğu iddia edilen markasından haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği somut delillerle kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde tanınmışlık koşulu oluşmadığı, ancak davalı şirketin 2012/91760 sayılı marka başvurusu ilgili taraflar arasında çıkan uyuşmazlığın Yargıtayca onandığı, onama kararından yaklaşık 4 ay sonra davalının i ve y harfini değiştirip ek unsurlarla yeniden dava konusu başvuruyu yapmış olmasının ve davacının “igaranti” ibareli markası ile aynı ibareyi içeren markaların tescili için seri halde başvuru yapmış bulunmasının iyi niyetli olmadığı, davacının davalının kötüniyetli olduğuna dair dava sırasında sunduğu delilleri YİDK’e itiraz aşamasında ileri sürmediği bu itibarla YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine, hükümsüzlük yönünden açılan davanın ise kabulü ile dava konusu 2016/46152 sayılı markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; hükümsüzlük yönünden verilen karara karşı bir diyeceklerinin bulunmadığını ancak mahkemenin YİDK kararının iptali istemi yönünden verdiği red kararının yerinde olmadığını, zira taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, Ankara 2 Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/354 E. sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucu dava konusu marka başvurusu ile benzer olan başka bir marka başvurusunun müvekkilinin itirazına mesnet “Garanti” markaları ile benzer kabul edildiğini, kesinleşen bu karara rağmen markaların benzer olmadığı kabulünün hukuka aykırı bulunduğunu, somut olay bakımından 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki şartların da oluştuğunu, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı vekili, yerel mahkeme kararının çelişkili olduğunu, zira taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca anlamında benzerlik bulunmadığı ve aynı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki koşulların da oluşmadığı kabul edilmesine rağmen çelişkili olarak dava konusu markalarının hükümsüzlüğüne karar verildiğini, yine mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 25 ve 26 ncı maddelerine aykırı olarak davacının iddiasının yorumlanarak mahkeme tarafından belirlendiğini, davacının dava dilekçesinin konu bölümünde marka hükümsüzlüğünü netice ve talepte marka iptalini talep ettiğini, hükümsüzlük ve iptal taleplerinin farklı olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinin açıkca 6100 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, göreviyle bağdaşmayan yorumlarda bulunan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının ve yeni bir bilirkişi raporu ve ek rapor alınması taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, hukuki dinlenilme ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, kötü niyetin varlığının hakimin genel bilgi ve tecrübeleriyle tespit edebileceği bir husus olup bilirkişi heyetinde kötü niyet hususunda tespit ve değerlendirmede bulunamayacağını, bu nedenle mahkemece gerekçeli kararda bilirkişi raporuna atıf yaparak kötü niyete ilişkin bilirkişi raporunun esas alınmasının açıkca usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, dava konusu markaları ile davacının itirazına mesnet “Garanti”, “Garantibank”, “i-“Garanti” markaları arasında ayırt edilemeyecek düzeyde benzerlik olmadığını, davacının kötü niyet iddiasını ispatlar bir delil sunmadığını, dava konusu marka başvurusunun Ankara 2 Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/354 sayılı dosyasında verilen karar kesinleşmeden yapıldığını, kötü niyetli olmadıklarını savunarak ilk derece mahkmesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3.Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davalı Kuruma husumet yöneltilen YİDK kararının iptali istemi reddedilmesine rağmen davacı lehine hükmedilen ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı gibi müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinin 1/2 oranında değil tam olarak hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının belirtilen yönler bakımından kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu markada yer alan araba görselinden oluşan şekil unsuru markaya ayırt edicilik katmadığın dava konusu markanın asli unsurunun “maxxiGARANTY” ibaresi ve tek kelimede oluşan bu ibare “maksi-garanti” şeklinde okunup telaffuz edileceği, davalı şirketin yukarıda bahsi geçen 2012/91760 sayılı “maxxi Garanti” ibareli markası da, aynı şekilde “maksi Garanti” şeklinde telaffuz edileceği, davanın konusu oluşturan markanın asli unsuru ile 2012/91760 sayılı marka başvurusu arasındaki tek fark markalardaki “Garanti-Garanty” ibarelerinin Türkçe ve İngilizce yazılmasından kaynaklandığı, davalı şirketin “maxxi GARANTİ maxxi Garanti” ibareli ve 2012/91760 sayılı marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “Garanti” ibareli markalarının benzer olduğu, kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olduğuna göre “maxxiGARANTY” ibareli dava konusu markanın da davacının itirazına mesnet “GARANTİ” ibareli markaları ile benzer olduğunun kabulü zorunlu olduğu, dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet “Garanti “ibareli markaları arasında, dava konusu edilen tüm mal ve hizmetler bakımından, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca iltibas bulunduğu gerekçesiyle mahkemece YİDK kararının iptali istemi bakımından yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davalılar vekillerinin marka hükümsüzlüğü yönünden verilen karara karşı istinaf istemleri reddi nedeniyle mahkemenin marka hükümsüzlüğüne ilişkin kararına aynen yer verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinin konu bölümünde marka hükümsüzlüğünü netice ve talepte marka iptalini talep ettiğini, hükümsüzlük ve iptal taleplerinin farklı olduğunu, davalı şirketin “maxxiGARANTY+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “Garanti” asıl unsurlu markaları arasında, marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığını 556 sayılı KHK’nin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca iltibas bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediği gibi davacının tanınmış olduğu iddia edilen markasından haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği somut delillerle kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde tanınmışlık koşulu oluşmadığından kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı TPMK vekili temyiz dilekçesinde özetle; 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca iltibas bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğini, kötü niyete ilişkin iddiaların kuruma itiraz aşamasında ileri sürülmediğini, kurum kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz ilgililere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.