Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2683 E. 2023/6979 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2683
KARAR NO : 2023/6979
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/563 Esas, 2021/1627 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/183 E., 2020/11 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 2017/103984 sayılı “cepte prestij midi paket” ibareli marka başvurusuna müvekkili adına tescilli “cep” ve cepte” ibareli markalarına dayanarak yaptığı itirazın davalı Kurumun YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, işaretlerin ayırt edilemeyecek derece benzerlik taşıdığını, aralarında iltibas doğduğunu, davalı şirket başvurusunun tescili halinde tüketiciler nezdinde karışıklık oluşacağını, bağlantı kurulacağını, başvuru sahibi lehine, müvekkili aleyhine haksız avantaj sağlayacağını, davacı markalarının ayırt edici karakterlerinin zedeleneceğini, davalı markasının müvekkilinin seri markalarından sanılacağını, davalı şirketin kötü niyetle başvuru yaptığını ileri sürerek TPMK YİDK’nın 2019-M-2030 sayılı kararının iptalini, 2017/103984 sayılı “cepte prestij midi paket” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı TPMK vekili cevap dilekçesinde; “cep” ibaresi ortak olmakla birlikte davaya konu markada yer alan “prestij midi paket” ibarelerinin yeterli farklılığı ve ayırt ediciliği sağladığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; ”cep” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, hem hizmeti hem de cep telefonunu çağrıştırdığını, markaların benzerliğine yönelik iddianın gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı muterizin “cep” ibaresini taşıyan birçok marka tescili varsa da TPMK’nın güncel kayıtları üzerinden yapılan araştırmada, “cep” ibaresini taşıyan, muhtelif başvuru sahiplerine ait 4.000’e yakın markanın bulunduğu, sıkça kullanılan bir sözcük olan “cep” ibareli davacı markalarında olduğu gibi ayırt ediciliği zayıf olan ibareleri tercih eden bir kimsenin bu ibarelere bir takım farklı ilaveler yapılarak marka olarak kullanılmasına katlanmak mecburiyetinde olduğu, bu nedenle davacı muterizin seri marka itirazının somut uyuşmazlıkta değerlendirmelere esas alınmadığı, davalı marka sahibinin başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği ve markanın itibarına zarar verebileceğinin ispatlanamadığı, davalının başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmadığı, davalı başvuru sahibine ait markanın esas unsurunun “cepte prestij midi paket” ibaresi olduğu, ayırt edici niteliği oldukça zayıf “cepte” ibaresinin yanına getirilen ibareler bütün olarak değerlendirildiğinde “cepte prestij midi şekil” ibaresinin, görsel, işitsel ve kavramsal açıdan bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortalama tüketici nezdinde iltibas tehlikesi arz etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “cep” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olmadığını, işaretlerin iltibasa sebebiyet verecek derecede benzerlik taşıdığını, davalı şirketin müvekkilinin markalarını sulandırmayı amaçladığını, müvekkili markalarının ayırt ediciliklerinin zarar göreceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “cepte prestij midi paket” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “CEP” asıl unsurlu markaları arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında ortalama tüketiciler üzerinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa yol açacak düzeyde benzerlikten söz edilemeyeceği, taraf markalarında ortak olarak yer alan “CEP” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu , başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından aynı Kanun’un 6 ncı maddesinin beşinci fıkrası koşullarının da somut olayda bulunmadığı, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; “cep” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olmadığını, müvekkilinin kullanımla ayırt edicilik kazandırdığını, seri marka niteliği taşıdığını, müvekkili ile özdeşleştiğini, tüketicinin davaya konu işareti müvekkilinin seri markaları arasında sanacağını, işaretlerin iltibasa sebebiyet verecek derecede benzerlik taşıdığını, davalı şirketin müvekkilinin markalarını sulandırmayı amaçladığını, müvekkili markalarının ayırt ediciliklerinin zarar göreceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararı iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2..6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. .Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.