YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2613
KARAR NO : 2023/6183
KARAR TARİHİ : 26.10.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki Kurum kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin vip ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki Vip Hamwi COFFEE+şekil ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2018/21882 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu marka başvurusu ile müvekkili adına tescilli markalar arasında iltibas tehlikesi olduğunu, zira müvekkiline ait markaların esas unsurunun vip ibaresinden oluştuğunu, söz konusu başvuru markasında ayrıca Arapça bir kelimenin yer aldığını, Arapça bilmeyen tüketicilerin markayı kısaltarak vip olarak okumasının muhtemel olduğunu, marka kapsamlarının da benzer bulunduğunu, dava konusu başvurunun tescili halinde marka kapsamındaki ürünlerin ortalama tüketicilerince müvekkilinin seri markası olarak algılanabileceğini, müvekkili markalarının uzun yıllardır yoğun ve ciddi surette kullanmakla oldukça iyi bilinir marka haline geldiklerini, bu bakımdan söz konusu markaların sektörde güçlü ayırt edici niteliği haiz olduğunu, vip ibaresinin zayıf bir ibare olmadığını, 30 uncu sınıfta yer alan “kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” emtiaları bakımından ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, müvekkilinin vip esas unsurlu markalar bakımından öncelikli ve üstün hak sahibi olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-158 sayılı red kararının kısmen iptaline ve davalı adına başvurusu yapılan 2018/21882 sayılı markanın 30 uncu sınıfta kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler ve bu emtialarla sınırlandırılmış 35 inci sınıfta yer alan perakendecilik hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı gerçek kişi cevap dilekçesinde; kendisinin Suriye uyruklu olduğunu, şahsına ait toptan gıda dükkanı bulunduğunu, Suriye’de de bu markasını kullandığını, buna ilişkin olarak marka başvurusu yaptığını, markanın 03.04.2019 tarihinde tescil edildiğini, sadece Suriye’lilerin bildiği bu markaya ilişkin ürünü Türkiye’de yaşayan Suriye uyruklu vatandaşlara satacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markaları arasında, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış marka sayılamayacağı, somut uyuşmazlıkta aynı maddenin dördüncü fıkrasında aranan koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili adına 1997 yılından beri tescilli olarak kullanılan vip ibareli ve vip esas unsurlu seri markaların ayırt edici nitelikte olduklarını, markalarını uzun yıllardan beri yoğun ve ciddi surette kullanarak iyi bilinir marka haline getirdiğini, bir işaretin bazı mal veya hizmet için ayırt edici olmasa bile ayırt ediciliğin mal veya hizmetin niteliğine göre değerlendirilmesi gerektiğini, vip kelimesinin very important person ibaresinin baş harflerinden oluşan kısaltma olduğunu ve müvekkil şirket tarafından 30 uncu sınıfta yer alan kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler için kullanıldığı göz önüne alındığında kullanıldığı içecek sektörü için ayırt ediciliği oldukça yüksek bir ibare olduğunun kabulünün gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirkete ait vip ibareli ve vip esas unsurlu markaların tescil ve koruma bakımından da öncelik hakkına sahip olduğunu, müvekkili markasının sektöründe yaygın bilinirliği ve güçlü bir ayırt edici niteliğe sahip olmasının da davaya konu markayı müvekkili markasıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer kıldığını, dava konusu marka ile müvekkiline ait markaların ürün kapsamlarının da aynı ve benzer olduğunu, tüketici kitlelerinin ortak bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markalarında ortak olarak yer alan vip ibaresinin, çok önemli bir kişi, statüsü veya önemi nedeniyle özel imtiyaz sahibi olan kişi anlamlarına geldiği ve bu anlamı itibariyle ayırt ediciliğinin oldukça düşük olduğu, başvurunun asli unsurunu bilinen bir anlamı olmayan Hamwi ibaresinin oluşturduğu, VİP ibaresinin taraf markalarında ortak olarak yer almasının, dava konusu başvurunun bütünü düşünüldüğünde iltibasa yol açmayacağı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.02.2017 tarih, 2016/14943 E., 2017/883 K. sayılı ilamında da vip ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunun kabul edildiği, öte yandan davacı markalarının tanınmış olduklarının da ispat edilemediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6769 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi.
3.Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.02.2017 tarih, ….
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.