Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2525 E. 2023/4975 K. 14.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2525
KARAR NO : 2023/4975
KARAR TARİHİ : 14.09.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/710 Esas, 2022/140 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/1264 E., 2019/314 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 12.09.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında bayilik sözleşmesi yapıldığını, müvekkili şirketin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 167.087,44 TL cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı yargılamaya katılmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanan ürün alım taahhütnamesinde öngörülen alımın gerçekleştirilmediği, yine işleticilik ücretinin de ödenmediği, davacının kendi kayıtlarına nazaran davalıdan takip tarihi itibariyle 188.829,16 TL alacaklı olduğu ancak takibi 167.087,44 TL üzerinden başlattığı, talep ile bağlı kalındığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasına vekil olarak itiraz edilmiş olmasına karşın davada tebligatların davalı şirkete çıkarıldığını, müvekkili şirketin davacıya bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmeden karar verildiğini, cezai şarta ilişkin düzenlemenin genel işlem şartlarına aykırı olduğundan geçersiz addedilmesi gerektiğini, yükletilen cezai şartın müvekkili tacirin ekonomik mahvına yol açtığını, bu hususta araştırma yapılmaksızın karar verildiğini, sözleşmede USD cinsinden bir cezai şart belirlendiğini, yasal düzenleme gereğince sözleşmedeki edimlerin döviz cinsinden belirlenemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usulüne uygun ihtara rağmen davalının ticari defterlerini ibraz etmediği ve ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında değerlendirilemeyeceği, davaya cevap vermeyen davalının münkir addedilmesi gerekeceğinden davalının diğer istinaf sebeplerinin reddine; taraflar arasındaki cari hesapta istinafa gelen uyuşmazlığın esasen 103.393,07 USD bedelli cezai şarta ilişkin faturadan kaynaklandığı, davacı tarafça bayiilik sözleşmesinin feshedilip feshedilmediğine dair herhangi bir beyan ya da belge sunulmadığı, ne var ki, davalı bayinin dava konusu icra takibine vaki 31.08.2016 tarihli itirazında açıkça sözleşmenin feshedildiğini belirttiği ve fakat sözleşmenin fesih tarihine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı, uyuşmazlığa konu cezai şart alacağına ilişkin dönemin fesihten önceki son dönem olmadığı, sözleşmenin birinci bir yıllık dönemi olduğu, 25.09.2014-25.09.2015 arasındaki birinci bir yıllık dönemin hitamında, davacının davalı bayiye mal vermeye devam ettiği (bilirkişi raporuna ekli davacının cari hesap ektresinden anlaşılmakla), eksik alıma ilişkin ihtarnamenin ya da ikinci dönem başlangıcında ilk mal alış faturası üzerine geçmiş döneme yönelik eksik alınan ürün miktarından dolayı doğan cezai şartın saklı tutulduğuna ilişkin şerhin bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap alacağı bakımından dava konusu 11.05.2016 tarihli 103.393,07 USD bedelli cezai şart fatura karşılığı 303.768,87 TL’nin davacının cari hesap kaydından çıkartıldığında, davacının kendi ticari defter ve kayıtlarında, takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile istinafa konu ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle;Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararı kaldırma gerekçesinin davalı yanca istinaf konusu yapılmadığını, kamu düzenine ilişkin olmadığını, tacir olan davalı şirketçe imzalanmış olan 25.09.2014 tarihli ürün alım taahhütnamesinin ilgili cezai şarta ilişkin düzenlemesinde her bir yıllık anlaşma döneminin hitamında veya bizzat belirleyeceği dönemlerde anlaşmanın ifasıyla birlikte talep edilebileceği’ cezai şart talep edilebileceğinin düzenlendiğini, her bir yıllık dönem sonunda davalı şirkete ihtar çekmesi veya ihtirazi kayıtla devam eden dönemler için ifaya devam etmiş olması şartının gerekmediğini, cezai şart nedeniyle düzenlenmiş ve davalının cari hesabına borç olarak yansıtılmış olan 11.05.2016 tarih ve 103.393,07 USD tutarlı faturanın müvekkili şirketin alacağı olduğunu, bu fatura bedelinin cari hesap kaydından çıkartılmak suretiyle takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin davalı şirketten alacağının bulunmadığı yönündeki kabulün hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.