Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/249 E. 2023/4020 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/249
KARAR NO : 2023/4020
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/574 Esas, 2021/1318 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/336 E., 2017/196 K.

Taraflar arasındaki marka hakkına tecavüzün, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin “COCO” ve “CC” logolu markalarının bulunduğunu, davalılara ait hazır giyim markasının “COCOLAND” ibareli olduğunu, davalının işyerinde davacı markalarının kullanıldığının tespit edildiğini belirterek davalıların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetlerinin tespitini, menini, ortadan kaldırılmasını, ürünlerin toplanarak imhasını, internet üzerinden kullanımının önlenerek sitelere erişimin engellenmesini ve 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini, hükmün ilanını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, Bursa Mahkemelerinin yetkili olduğunu, markalar arasında benzerlik ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesindeki tespite itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalıların davacıya ait markasını ve markaya benzer şekilde tecavüz oluşturacak ve haksız rekabet oluşturacak şekilde COCOLAND, COCCOLAND ibarelerini kullandığı, marka hakkına tecavüz olduğu, davacının ticari itibarının zarar gördüğü gerekçesiyle davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, davacı marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, önlenmesine, haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalıların ürün, tabela, broşür, ambalaj ve sairenin toplanarak imhasına, internet üzerindeki kullanımların önlenmesine, davacının markasının itibarının zedenlenmesi nedeniyle oluşan manevi zararına yönelik olarak takdiren 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak hükmün ilanına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; manevi tazminatın düşük hesaplandığını, davalı lehine vekalet ücreti takdirinin doğru olmadığını, davacı lehine tek vekalet ücretine karar verilmesi yerine iki ayrı dava olduğu gözetilerek iki ayrı vekalet ücretinin takdirinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, mahkemenin yetkili olmadığını, Bursa mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalı şahsın davada husumetinin bulunmadığını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davacının lüks ürünler sattığını, ayırt edileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğu, davacının sicile kayıtlı vekilinin İstanbul’da kayıtlı olduğu, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (556 sayılı KHK) 63 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince ilk derece mahkemesinin yetkisinin bulunduğunu, davalı şahsın markaları aktif kullandığı, taraf sıfatının bulunduğu, davalıların eyleminin marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturduğu, bu yöndeki mahkeme tespitinin doğru olduğu, buna yönelik davalı itirazlarının yerinde görülmediği, davacı vekilinin mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının azlığına yönelik itirazı yönünden dosya incelendiğinde manevi tazminat rakamının belirlenmesi, hakimin takdir yetkisinde olup, bu yetki kullanılırken olayın oluş şekli, ele geçen taklit ürün miktarı, ihlal süresi, sayısı, tarafların ekonomik ve sosyal konum ve durumlarının dikkate alınması gerektiği, dosyada mevcut delillere göre mahkemenin takdirinin yerinde olduğu, manevi tazminat talebininin reddedilen kısmı yönünden ise davalı lehine vekalet ücreti takdirinin yasal zorunluluk olduğu, mahkemece bu yönde verilen kararda da isabetsizlik bulunmadığı, marka tecavüzü ve haksız rekabete ilişkin iki ayrı talep bulunduğu, iki dava olarak kabulü gerektiği, bu nedenle her iki talep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece davacı lehine her iki talep için tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz bakımından iki ayrı maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, haksız rekabetin ve marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.