Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2485 E. 2023/6107 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2485
KARAR NO : 2023/6107
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ :Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile mahkeme hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin takip dayanağı olan iki adet çekten kaynaklı borcunun bulunmadığını, davalının limited şirket olması sebebiyle çeklerin işlenmediğini, hesap ve kayıtlarda gözükmediğini, müvekkili ile davalı şirket arasında çek keşidesine esas olan hukuki ilişkinin bağımsız bölümün satışı olup, davalı şirketin iş bu hukuki münasebetten kaynaklı taşınmazı devretmemesine rağmen müvekkilden iş bu bağımsız bölüm devri mukabilinde aldığı çekleri icraya koyarak haksız alacak isteminde bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirket ile bağımsız bölüm devrinden başka hiç bir hukuki ilişkisi bulunmadığını, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile Amasya İcra Müdürlüğü’nün 2020/7361 Esas sayılı icra dosyasına konu 31.05.2018 tarihli, 35.000,00 TL miktarlı ve 01.07.2018 tarihli 40.000,00 TL miktarlı çeklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; senedin illetten mücerret olduğunu, bu nedenle temel borç ilişkisi ile arasındaki bağın ortadan kalktığını, davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinde müvekkili ile bir ticari ilişkinin var olmadığı bu sebeple borcun olmadığını iddia etse de temel ilişkinin var olmasının yanında davacı söz konusu çekte keşideci veya lehtar olarak değil aval veren kişi olarak bulunduğunu, ticari ilişki varlığının şart olmadığını, davacının borçlu olmadığını ispatlayacak herhangi bir belge, delil sunmadığını, bonoya dayalı icra takibine ilişkin yapılan menfi tespit istemlerinde bedelsizlik iddiasının ispat yükü davacı borçluda kaldığını ve davacı ispatının kesin delil ile yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ispat yükü üzerinde olan davacının davasını ispatlayacak başkaca delili olmadığından davalıya yemin teklifinde bulunulduğu, davalı şirket temsilcisi tarafından yeminin eda edildiği, kesin delil mahiyetindeki yemin ile birlikte davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin icra takibine konu alacağa ilişkin hiçbir borcu bulunmadığını, bilirkişi incelemesi yapılmadan red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bu nedenlerle kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yerel mahkemece davacının dava konusu çeklerin keşidecisi olmayıp keşideciye aval veren konumunda bulunduğu, çekte aval veren sıfatını taşıyan davacının şekle ait noksandan başka bir nedene dayanamayacağı gözetilerek bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verilebileceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine, davacının sair istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik tahkikata dayalı ve yeterli araştırma yapılmadan, hatalı delil takdiriyle verildiğini, kambiyo senetlerinde ileri sürülebilecek definin aval veren tarafından da senedin hamiline karşı ileri sürülebileceği, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığını, delillerinin dosyaya celp edilmeden ve yeterli şekilde irdelenmeden karar verildiğini belirterek kararın bu nedenlerle bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeler.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.