Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2401 E. 2023/4104 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2401
KARAR NO : 2023/4104
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/49 Esas, 2022/39 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalı Emco Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında imzalan 19.03.2014 tarihli charter party sözleşmesiyle “Pıne 2” gemisinin davalıya kiralandığını, kira süresinde gemiye “Spec dışı” yakıt temin edilmesi sebebiyle gemide hasar meydana geldiğini, geminin uzun süre kullanılamadığını, davalı … şirketinin diğer davalının sigortacısı olduğunu, zararın tahsili için İstanbul 21. İcra Müdürlüğünün 2015/17514 E. sayılı dosyasından başlatılan takibe davalıların haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … cevap dilekçesinde; taraflar arasında hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığını, sigorta poliçesinin 1.25. maddesinde poliçenin tarafı olmayan 3 üncü şahısların herhangi bir talepte bulunamayacağının yazılı olduğunu, yetki şartı gereği mahkemenin yetkisiz olduğunu, zararının teminat kapsamı dışında olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Emco Ltd. Şti. cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmede ihtilafların Londra Yargı mercilerinde çözümleneceği ve İngiliz hukukunun uygulanacağı hükmünün düzenlendiğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının yabancılık teminatı yatırması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.10.2016 tarih, 2015/602 E. ve 2016/441 K. sayılı kararı ile davacının…’da mukim olduğunu, 5718 sayılı Milletler arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun (5718 sayılı Kanun) 48 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince dava değerinin %10’u tutarında yabancılık teminatı yatırması için davacı vekiline kesin süre verildiği ve ancak yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Emco Ltd. Şti. vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2017 tarih, 2017/63 E. ve 2017/116 K. sayılı kararı ile davacı vekili ve davalı Emco Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 16.01.2019 tarih, 2017/2885 E. ve 2019/417 K. sayılı kararı ile ”’…Mahkemece, aynı mahkemenin bir başka dosyasına gönderilen ve ekinde Dış İşleri Bakanlığı’nın 21.01.2014 tarihli yazısı bulunan Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü yazısından iki ülke arasında teminattan muafiyete ilişkin bir anlaşmanın bulunmadığı anlaşıldığından 5718 sayılı Kanun’un 48 inci maddesinin ikinci fıkrası şartlarının bulunmadığı, verilen kesin süreye karşın teminat yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmişse de, dava tarihinden yaklaşık iki yıl öncesi duruma ilişkin olduğu görülen ve içeriğinden fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet bulunup bulunmadığı da anlaşılamayan yazıya dayanarak karar verilmesi doğru görülme Mahkemece, aynı mahkemenin bir başka dosyasına gönderilen ve ekinde Dış İşleri Bakanlığı’nın 21.01.2014 tarihli yazısı bulunan Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü yazısından iki ülke arasında teminattan muafiyete ilişkin bir anlaşmanın bulunmadığı anlaşıldığından 5718 sayılı Kanun’un 48 inci maddesinin ikinci fıkrası şartlarının bulunmadığı, verilen kesin süreye karşın teminat yatırılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmişse de, dava tarihinden yaklaşık iki yıl öncesi duruma ilişkin olduğu görülen ve içeriğinden fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet bulunup bulunmadığı da anlaşılamayan yazıya dayanarak karar verilmesi doğru görülmediği..”’ gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının Hon Kong’da kurulu bir şirket olduğu, Hong Kong’da mukim olan davacı yabancı şirketin fiili mütekabiliyet esasına göre yabancılık teminatı yatırma yükümlülüğünün bulunmadığı, davalı Emco vekili cevap dilekçesinde usulüne uygun olarak tahkim itirazında bulunulmamış olup, çarter partide herhangi bir yetki şartıda bulunmadığından yetki itirazının yerinde görülmediği, çarter partide yabancı bir mahkeme yetkili kılınmış olsa dahi, davalının Türk şirketi olması nedeniyle Türk Mahkemeleri önünde kendisini daha iyi savunacak konumda iken, yabancı bir mahkemenin yetkili olduğunun ileri sürülmesinin 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırılık teşkil edeceğinden bu nedenle de yetki itirazının dinlenmediği, davalı …vekili, sigorta poliçesinde her türlü uyuşmazlık için yetkili yer olarak İngiltere Yüksek Mahkemelerinin tayin edildiğinden bahisle yetki itirazında bulunduğu, dava dilekçesinde Charterama’ya izafeten Mavi Rüzgar Sigorta ve Aracılık Hizmetleri’ne dava yöneltilmiş olduğundan dava dilekçesi acenteye tebliğ edilmiş olup 01.10.2021 tarihli ek raporundaki, “poliçenin sigorta sözleşmesinin davalı …’nın acentesi konumundaki Mavi Rüzgar Sigorta ve Aracılık Hizmetleri tarafından akdedildiği” yönündeki değerlendirmeye karşı Charterama vekili tarafından itirazda bulunulmadığından sigorta poliçesinin Charterama’nın acentesi olan Mavi Rüzgar Sigorta ve Aracılık Hizmetleri tarafından düzenlendiği sonucuna varılarak, acentenin bulunduğu yerin Mahkemenin yetki sınırları içerisinde kalması nedeniyle Charterama’ya karşı açılan dava bakımından da Mahkemenin yetkili olduğundan yetki itirazının yerinde görülmediği, sigorta poliçesine ilişkin özel hükümler ile bilirkişi kurulunun internet üzerinden erişim sağladığı poliçe genel hükümlerinin incelenmesinden, davacının talep ettiği zarar kalemlerinin tamamının sigorta teminatı kapsamında kaldığı, sigortacının, sigorta süresi boyunca meydana gelen olaylardan kaynaklanan zararı tazmin etmeyi taahhüt ettiği anlaşıldığından davacının sigorta şirketine karşı açtığı davanın zamanaşımına uğramadığı, geminin kirada kaldığı süre boyunca yakıt tedarik etme yükümlülüğünün tahsis olunana ait olduğu, yakıtın kararlaştırılan nitelikte olmamasından ileri gelen zararlardan dolayı yakıt tedarik etme yükümlülüğü altında olan Emco Denizciliğin sorumlu olduğu, davacının donatanı olduğu Pine 2 gemisinin 19.03.2014 tarihli zaman çarteri sözleşmesi ile davalı Emco’ya kiralandığı, diğer davalı …’nın ise Emco şirketinin sorumluluk sigortacısı olduğu, gemiye yakıt, yağ tedarik etme yükümlülüğünün tahsis olunana ait olup sözleşmede yakıtın niteliğinin belirlendiği, kira süresi sonunda teslim alınan gemide arıza meydana geldiği, kullanılan yakıtın analizlerinde, yakıt içindeki Çinko, Fosfor ve Kalsiyum elementlerinin tamamının sınır değerlerinin üzerinde tespit edildiği, bunun yakıtın spesifikasyonlarının standartlara uygun olmadığı bu nedenle gemide kullanıma uygun olmadığı anlamına geldiği, gemide yakıt analizi yapacak cihazlar bulunmadığından gemi kaptanından uygunsuz yakıt alımının önüne geçmesinin beklenemeyeceği, dolayısıyla kaptanın kendi adamı olmasından dolayı donatana kusur yüklenemeyeceğinden davacının uygun olmayan yakıt kullanımından kaynaklanan zararları ile 61.179,33 USD tutarındaki eksik ödenen kira bedelini davalı Emco ile sigortacısı Charterama’dan isteyebileceği, davacının saptanan alacak miktarı 353.205,65 USD’ye karşılık geldiğinden, icra takibine konu edilen 301.878,09 USD’ye (240.698,76 USD hasar bedeli + 61.179,33 USD kira alacağı) yapılan itirazın haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalıların İstanbul 21. İcra Müdürlüğünün 2015/17514 E. sayılı icra takibine itirazlarının iptali ile 301.878,09 USD’nin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/A maddesi gereğince işleyecek dolar faizi ile birlikte davalılardan tahsili için icra takibinin devamına, takibe konu alacağın 61.179,33 USD’lik kısmı üzerinden takdiren %20 oranına göre hesap edilen 36.289,13 TL icra inkâr tazminatının davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekkillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Emco Ltd. Şti. vekili temyiz dilekçesinde özetle; gerek süre uzatım ve cevap dilekçemizde, gerekse aşamalardaki beyanlarda “charter party”nin ilgili hükmü olan Clause 73’ü tercüme ederek sunmaları ve “Arbitration in London” kısmını vurgulayarak tahkim şartını bu şekilde öne sürmelerine rağmen Mahkemenin fahiş hatada bulunarak itirazlarının reddine karar verildiğini, dava şartı olan teminatın yatırılmadığını, hükme dayanak alınan bilirkişi raporundaki bilirkişinin , sıfat olarak bir uzun yol kaptanı olduğunu, davayı aydınlatmaya yeter ölçüde bilgi ve birikime sahip olmadığını, yakıt konusu son dönemin hassas konusu olup yakıt alımının kaptanların, donatanın ve taşıtanın bilgisi haricinde bir alımın gerçekleştirilmesi mümkün olmadığını, davanın esasını teskıl eden bu konulardan ilkinin Bangladesh Chittagong da verilen yakıtın kullanılamaz oldugu gerekçesı ile talep edilen ve davacının kendi hesaplama sekli ile ortaya çıkan masraf tutarı olan 240.698.76 USD ile ilgili davacı yanın önce Singapore’da analiz yaptırıp raporlarını geçtiği ve Singapore analiz fırmasının da anılan yakıtı üç adımda nasıl kullanabileceğini göstermesine ve ısrarla müvekkilince de belirtilmesine rağmen kullanmadığını, Shanghai da kendı aldığı kararla tekrar bir analiz yaptırarak yakıtı kullanamayacağını deyim yerindeyse kendi kendini ihbar ettiğini, bütün armatorler yakıtı cok daha uygun fiyata hemen hemen %40 indirimli Singapore limanından aldıklarını; fakat davacı yanın masrafı yüksek göstermek için Xiamen limanından aldığını, davacının, ayrıca kötü olduğunu iddia ettiği yakıtı yine Singapore’de hurda fiyatına verdiğini, davacının takibine dayanak ikinci kalem 61.179.33 USD bakıye kıra bedeli ile ilgili olarak bildirimlerde bulunulduğunu, geminin draft batma mesafesi yüksek olduğundan limana yanaşması için gereken mesafeye ulaşmak için açıkta boşaltma yapması gerektiğini, fakat kaptan ve davacının her türlu resmi evrakın ve bilginin kendilerine verilmesine rağmen önce kabul ettiklerini sonrasında ise vazgeçtiklerini, bu sebeple hem daha fazla zaman kaybedilip hem de daha fazla masraf yapılmasına sebep olunduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin, uyuşmazlığın dayanak noktası olan 19.03.2014 tarihli kira sözleşmesine taraf olmadığı gibi müvekkili ile davacı arasında herhangi bir başka hukuki ilişkinin de bulunmadığı ve somut uyuşmazlık açısından 3 üncü şahıs konumunda olduğundan husumet yoksunluğu nedeniyle reddi gerektiğini, sigorta poliçesinin tabi olduğu Genel Şart ve Koşulların (orj. General Terms and Conditions) 1.14 numaralı maddesi uyarınca sigorta poliçesi’nden kaynaklanan her türlü uyuşmazlık için münhasır yargı yetkisinin İngiltere’deki Yüksek Mahkeme’de olduğu hüküm altına alındığından yerel mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, diğer taraftan, Sigorta Poliçesinin 1.25 numaralı maddesi uyarınca da Sigorta Poliçesi’nin tarafı olmayan üçüncü şahısların herhangi bir talepte bulunamayacağı oldukça açık bir şekilde hüküm altına alındığını, kamu düzenini sağlayabilmek adına sigorta sözleşmesi taraflarının sözleşme serbestisine bir takım sınırlamalar getirildiğini ve sorumluluk sigortalarına ilişkin hangi hükümlerin emredici nitelikte olduğunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 1486 ncı maddesinde düzenlendiğini, davacının müvekkiline husumet yöneltmeye çalıştığı 6102 sayılı Kanun’un 1478 inci maddesinin aynı Kanun’un 1486 ncı maddesinde sayılan koruyucu hükümler, yani taraflarca aksi kararlaştırılamayacak olan hükümler arasında sayılmadığını, davacının iddia etmekte olduğu ‘off-spec’ yakıt temin edilmesi nedeniyle oluşan hasar ve zararların, müvekkili ile Emco arasında akdedilmiş olan sigorta poliçesi kapsamında teminat sağlanmış olan rizikolar arasında yer almadığını, müvekkili ile diğer davalı Emco arasında akdedilmiş olan sigorta poliçesinde, sigorta süresinin 25 Mart 2014’ten itibaren bir yıl olacağının kararlaştırıldığını, bu çerçevede, müvekkilinin sigorta teminatı sağlama yükümlülüğü 25 Mart 2015’te sona ermiş olup, bu tarihten sonra gerçekleşen rizikolara ve/veya bu tarihten sonra müvekkilinden tazmini talep edilen rizikolara karşı hiçbir surette tazmin yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkili ile diğer davalı Emco arasında akdedilmiş olan Sigorta Sözleşmesi’nin Muafiyetler ve Sınırlamalar (Orj. Exclusions and Limitations) başlıklı bölümünün (a) bendi uyarınca müvekkilinin tazmin borcunun, öncelikle sigortalı Emco tarafından sorumlu olunan kişilere söz konusu ödemelerin yapılması sonrasında doğacağının kararlaştırıldığını, Emco tarafından herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu nazara alındığı takdirde sigorta sözleşmesi uyarınca müvekkilinin herhangi bir tazmin borcunun doğmamış olduğunu, davacı tarafından iddia olunan hasar ve zararlara ilişkin ispat yükünün davacının üzerinde olduğu, davacının ise bu iddialarını hiçbir surette kanıtlayamadığını, tek taraflı olarak tanzim edilmiş olan belgelerin herhangi bir vakıayı ispat kudretinden yoksun olduğu ve diğer taraf açısından bağlayıcı olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Zaman çarteri sözleşmesi niteliğindeki Charter Party uyarınca davacı … CO. tarafından davalı Enko Denizciliğe kiralanan “Pıne 2” isimli gemide, kira süresi içerisinde “Spec dışı” yakıt kullanılması nedeni ile gemide meydana gelen hasarın giderim bedeli ile kira alacağının tahsili amacıyla, kiracı Emco ile sigortacısı …hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesinin birinci fıkrası, 5718 sayılı Kanun’un 48 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, aynı Kanun’un 47 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile aynı Kanun’un 5 inci ve 6 ncı maddeleri, 6102 sayılı Kanun’un 1478 inci maddesi ve 1486 ncı maddesi.

3.Değerlendirme
Dava, kira konusu gemiye “spec dışı” yakıt temini nedeniyle zarar meydana geldiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu milletlerarası sözleşme hükümleri saklı olmak kaydıyla yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, 5718 sayılı Kanun’un hükümlerine göre tespit edileceği, bu kanunun 40 ıncı maddesinde, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre tayin edileceğinin belirtildiği, taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunması durumunda ise yetki sözleşmesindeki hükümleri, yetki sözleşmesi bulunmadığı durumlarda yetkili mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yetkiye ilişkin hükümlerine göre belirlenecektir. Mahkemece davalı Emco Ltd. Şti. Vekilinin hem süre uzatım dilekçesinde hem de cevap dilekçesinde taraflar arasında akdedilmiş olan çarter partide tahkim şartı bulunması nedeniyle yapılan yetki itirazının usulüne uygun olarak tahkim itirazında bulunulmadığı ve çarter partide de herhangi bir yetki şartıda bulunmadığından yetki itirazının reddine karar verilmiş ise de, dosyada bulunan taraflar arasında akdedilmiş 19.03.2014 tarihli 48 sayfadan oluşan ”Charter Party” sözleşmesinin olduğu, söz konusu sözleşmenin 20 nci sayfasında yer alan 73 üncü maddesine göre ”The Cahrt Party shall be governed by the English law, arbitration in London” tercümesine göre “Çarter Parti, İngiliz Hukuku uyarınca uygulanacaktır, tahkim Londra’da gerçekleştirilecektir” şeklinde olduğu, dolayısıyla çarter partide tahkim şartının kabul edildiği, davalı Emco Ltd. Şti. Vekilince de gerek süre uzatım dilekçesinde gerek de cevap dilekçesinde usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından Mahkemece öncelikle usulüne uygun yetki itirazını değerlendirmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalılar vekilllerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istekleri hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.