Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2252 E. 2023/2306 K. 13.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2252
KARAR NO : 2023/2306
KARAR TARİHİ : 13.04.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/199 Esas, 2021/533 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı, davalı tarafın acenteliğini yaptığı sırada 17.12.2009 tarihinde kendisine hiçbir bildirim yapılmaksızın işin görülmesi için gerekli olan bilgisayar sisteminin kapatıldığını, 24.12.2009 tarihli ihtarname ile acentelik sözleşmesinin feshedildiğini, ihtarnamede de herhangi bir gerekçeye yer verilmediğini, feshin haksız olduğunu, haksız fesihten dolayı, sözleşme imzalanırken ödediği isim hakkı bedeli 18.525,00 TL, 23 ER 073 plakalı araca kesilen idari para cezasından 5.000,00 TL, davalıya bilgisayar sistemini kullanmak üzere ödediği 4.972,00 TL, müşteri tazminatı olarak 25.000,00 TL, mahrum kalınan kâr olan 20.000,00 TL zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı 29.09.2015 ıslah dilekçesi ile; 49.697,00 TL müşteri tazminatı, 27.375,00 TL yoksun kalınan kar, 2.928,00 TL günlük haksız fesihten doğan kar kaybı, 5.000,00 TL araca kesilen ceza olmak üzere talebini 85.000,00 TL’ye çıkarmıştır.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, feshe davacının yükümlülüklerine aykırı davranmasının sebep olduğunu, feshin haklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 11.11.2015 tarih, 2014/644 E. ve 2015/799 K. sayılı kararı ile davacının kusurlu davranışları ile sözleşmenin feshine neden olduğu, davalının yetki belgesi düzenlememesi sonucunda 23 ER 073 plakalı araca idari para cezası uygulandığı, davalının kusurlu davranışı ile sebep olduğu bu zarara katlanması gerektiği, bilgisayar sisteminin haksız kapatılması ile feshin tebliğine kadar geçen süre içerisinde davacının kâr kaybı yaşadığı, bilgisayar sisteminin kullanılması ve isim hakkı için ödenen ücretlerin iadesinin talep edilemeyeceği, davalının kargo araçlarının geç gelmesi eyleminin sabit olup bu nedenle sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle davacının yoksun kaldığı kârın talep edilebileceği gerekçesiyle davacının isim hakkı ve cezai şart ve bilgisayar kullanımı ile ilgili taleplerinin reddine, mahrum kalınan kâr ile ilgili talebinin kabulü ile 27.375,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, davacı ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.

B. Birinci Bozma Kararı
Dairemizin 07.02.2018 tarih, 2016/6685 E. ve 2018/846 K. sayılı kararıyla hüküm fıkrasında 5.000,00 TL alacak bakımından herhangi bir hüküm kurulmadığı, ancak gerekçede yer verildiği, bu hususun gerekçe ile hüküm fıkrası arasında açık bir çelişki niteliğinde olduğu, dava dilekçesinde ve 29.09.2015 tarihli açıklama dilekçesinde cezai şart ile ilgili herhangi bir talep bulunmamasına ve bu hususta karar gerekçesinde hiçbir ayrıntıya yer verilmemesine karşın “davacının isim hakkı ve cezai şart ve bilgisayar kullanımı ile ilgili taleplerinin reddine” ifadesine yer verilmek suretiyle infazda dahi tereddüt oluşturacak şekilde karar verildiği, açıklanan hususların doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 10.10.2018 tarih, 2018/455 E. ve 2018/1056 K. sayılı kararı ile dava tarihi itibari ile 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi hükümlerine göre davacının davalıya ödediği isim hakkı bedeli ve bilgisayar sistemini kullanma bedelinin iadesini talep edemeyeceği, davalının fesih ihtarnamesinin tebliğinden 13 gün önce bilgisayar sistemini kapattığı, bu nedenle davacının 13 günlük kâr kaybı 2.928,00 TL’yi istemekte haklı olduğu, sözleşmeye göre taşıtlara yetki belgesi alınmasının davalı Sürat Kargo A.Ş’nin sorumluluğunda olduğundan davacının ödemiş olduğu idari para cezasını davalıdan talep edebileceği, hat aracının geç gelmesi olgusu karşısında yeteri kadar teslimatın yapıldığı ve bunların GSM sistemine girildiği, davacının yoksun kalınan 27.375,00 TL kârı talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 27.375,00 TL mahrum kalınan kâr tazminatının, 2.928,00 TL 13 günlük haksız fesihten doğan kâr kaybı tazminatının, 5.000,00 TL 23 ER 073 plakalı araca kesilen ceza tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.

D. İkinci Bozma Kararı
Dairemizin 12.11.2020 tarih, 2020/1168 E. ve 2020/5020 K. sayılı kararıyla 10.10.2018 tarihli celsede tefhim edilen hükümde davacı tarafın müşteri tazminatı talebinin reddine karar verildiği, gerekçeli kararda ise katip hatası gerekçe gösterilerek söz konusu hükmün, “davacı tarafın diğer taleplerinin reddine” şeklinde değiştirildiği ve bu suretle hükümle gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu, müşteri tazminatıyla ilgili alacak kalemi bakımından gerekçeli kararda değerlendirmeye yer verilmediği, sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığına ilişkin birbiriyle çelişkili değerlendirmeler yapıldığı, dava dilekçesinde yer almayan 13 günlük haksız fesihten doğan kâr kaybı talebine ilişkin yeni bir alacak kalemi talep edildiği, dava dilekçesinde yer almayan bu talebin kabulünün doğru olmadığına işaret edilerek bozulmuştur.

E. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinde yer almayan 13 günlük haksız fesihten doğan kâr kaybı talebine ilişkin yeni bir alacak kalemi talep ettiği, netice-i talebin daraltılması için ıslaha gerek olmadığı, ancak dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla talebe eklenmesine ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile 27.375,00 TL mahrum kalınan kâr tazminatının ve 5.000,00 TL tazminatın 12.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine fazlaya dair taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı temyiz dilekçesinde özetle; 54.825,00 TL müşteri tazminatı talep ettiğini, ancak kararda bu hususta değerlendirme yapılmadığını, neden reddedildiğinin anlaşılamadığını, kabulü gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının haklı nedenle sözleşmeyi feshettiğini, yoksun kalınan kâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bozma ilamında belirtilen eksiklik ve çelişkinin giderilmediğini, feshin haklı olup olmadığına dair değerlendirme yapılmadığını, yoksun kalınan kâr tazminatı talebinin çok fazla olduğunu, makul süre hesabı yapılması gerekirken bir yıllık ciroya göre hesaplandığını, araca kesilen ceza bakımından da davacının kusurlu olduğunu, gerekli belgeleri zamanında tamamlamadığını, zamanaşımına uğradığından ıslah talebinin reddi gerektiğini, 5.000,00 TL yönünden değerlendirme yapılması gerekirken ıslah edilen miktar üzerinden değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği, davacının taleplerinde haklı olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
Dava, acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshi sebebiyle doğan alacak ve tazminat taleplerine ilişkindir.Mahkemece, davacıdan ıslah ettiği miktar ve dava dilekçesindeki miktara ilişkin hangi kalem için ne kadar talepte bulunulduğu hususunda açıklama istenilmesi üzerine davacı, 29.09.2015 havale tarihli dilekçesi ile talep ettiği 85.000,00 TL’nin; 49.697,00 TL’sinin müşteri tazminatı, 27.375,00 TL’sinin yoksun kalınan kâr, 2.928,00 TL’sinin 13 günlük haksız fesihten doğan kâr kaybı, 5.000,00 TL’sinin aracına kesilen cezaya ilişkin olduğunu beyan etmiştir. Dairemizin 12.11.2020 tarihli bozma ilamında müşteri tazminatıyla ilgili alacak kalemi bakımından gerekçeli kararda hiçbir ayrıntıya ve değerlendirmeye yer verilmediği, söz konusu alacak kaleminin neden reddedildiğinin anlaşılamadığı, sözleşmenin feshinin haklı mı haksız mı bulunduğuna ilişkin bir tespite yer verilmediği belirtilmiştir. Her ne kadar Mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de bozma gereğince yeterli inceleme yapılmamıştır. Bozma ilamında değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen Mahkemece müşteri tazminatı talebinin gerekçesi açıklanmaksızın reddedilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı hususunda açık ve somut bir tespite gerekçeli kararda yer verilmemesi de doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre, davacı ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.