Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2232 E. 2023/1893 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2232
KARAR NO : 2023/1893
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/456 Esas, 2021/705 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı banka şubesine müracaat eden müvekkili şirketin, ticari ilişkisi olduğu ve Kore’de faaliyet gösteren şirket ile yaptığı işle ilgili olarak bu şirkete 29.03.2011 tarihinde 15.000,00 USD ve 19.04.2011 tarihinden 15.000,00 USD olmak üzere toplamda 30.000,00 USD gönderilmesini talep ettiğini, parayı davalı banka yetkilisine veren müvekkili şirket yetkilisinin aynı zamanda gönderilmesini istediği şirketin adı ve İnternational Bank Account Number (IBAN)’ı verdiğini ancak paranın müşterinin eline geçmediği gibi iade de edilmediğini, davalının ücret karşılığı yaptığı işlemler sırasında ihmâl ya da kastı sonucu müvekkilini zarara soktuğunu, aynı zamanda müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini, zararın tahsili için icra takibi yapıldığını ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talimatlarına uygun olarak işlem yapan müvekkili bankaya atfı kabil bir kusur bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin, 24.12.2013 tarih, 2011/358 E., 2013/339 K. sayılı kararı ile somut olayda; havalenin IBAN kullanılarak yapıldığı, dava konusu havalenin yapılmasında muhabir ve lehtar bankanın davalı bankanın alt vekili ve ifa yardımcısı olarak görev aldığı, bankanın teknolojinin sağladığı imkânı kullandığı, müşteri banka ilişkisinde bankanın sözleşmenin ekonomik anlamda güçlü tarafı olduğu, finans sektöründe faaliyet gösteriyor olması ve uzmanlık alanı nedeniyle daha fazla özen yükümlülüğü altında bulunduğu, davacı IBAN’ı yanlış bildirmiş olsa da sistemin sağladığı kolaylıktan faydalanan bankanın ifa yardımcısı konumundaki havale alıcısının bulunduğu banka vasıtası ile en azından müşteri ismi ve hesap numarası eşleştirmesini yapması ve havale işlemini bu doğrultuda gerçekleştirmesinin mevduat sahiplerinin korunabilmesi açısından hukuk düzeninin beklediği bir özen yükümlülüğü olduğu, IBAN ile yapılan işlemde, işlemin rutin yapılmasının dışında başka alınabilecek tedbir bulunmadığını savunmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bankacılık tekniği ve mevzuatından kaynaklı sistemsel eksikliğin banka mudileri aleyhine yorumlanamayacağı, sistem kullanıcısı banka ve finans kuruluşlarının tüm riskleri ortadan kaldıracak şekilde gerekli tedbirleri almaları gerektiği, uygulamada IBAN ve hesap sahibi isminin eşleşmemesi hâlinde havale konusu paranın havuza alındığı ve birkaç gün sonra da iade edildiğinin de bilinen bir gerçek olduğu, her ne kadar davacı tarafça dava dışı havale alıcısına ait olduğu kanaati ile davalı bankaya bildirilen IBAN’a havale işlemi yapılmış ise de paranın müşteri hesabına aktarma sırasında IBAN’ın alıcıya ait olmadığının basit bir kontrolle anlaşılabileceği ve bu tedbirin de ilgili işlemi gerçekleştiren banka tarafından alınmasının gerektiği, bu anlamda davacının havale yapmak istediği şirkete ait IBAN’ı müşteriye teyit ettirmeden bankaya vermek suretiyle kusurlu davrandığı, yine davalı bankanın ise ifa yardımcısı olan bankanın IBAN ile hesap sahibi ismini eşleştirmeden işlemi yapmış olması nedeniyle olayda kusurlu olduğu, her iki tarafın eşit kusurlarıyla zarara sebebiyet verdikleri gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı bankanın %50 kusuruna tekabül eden 15.000,00 USD esas alınarak itirazın bu miktar üzerinden iptaline, davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı
1.Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 10.02.2015 tarih, 2014/4829 E. ve 2015/1650 K. sayılı kararı ile “davalı banka tarafından davacının yazılı talimatında belirtilen IBAN numarası gözetilerek havale yapıldığı, bu nedenle davalıya atfı kabil bir kusur bulunmadığı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına ve dosyanın mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir .

2. Mahkemenin 03.11.2015 tarih, 2015/712 E. ve 2015/831 K. sayılı kararı ile bozma ilamına direnilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

3.Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 31.01.2017 tarih, 2016/20619 E. ve 2017/672 K. sayılı kararı ile bozma kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.02.2021 tarih, 2017/(19)11-941 E. ve 2021/144 K. sayılı kararı ile ” Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu” gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, davalıya atfı kabil bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki ve aşamalardaki beyanlarını tekrar ederek bir güven kurumu olan davalı bankanın davaya konu işlemi yaparken gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, zararın davalı bankanın kusuru sebebiyle meydana geldiğini, aksi yöndeki gerekçede isabet bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının bildirdiği IBAN ile gerçekleştirilen ve alıcısı hesabına ulaşmayan havale işleminde, işlemi gerçekleştiren davalı bankanın kusurunun bulunup bulunmadığı ve davalı bankadan zarar talebinde bulunup bulunulmayacağı hususlarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 inci maddesi

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.