Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2223 E. 2023/1852 K. 27.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2223
KARAR NO : 2023/1852
KARAR TARİHİ : 27.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/506 Esas, 2022/46 Karar
HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı Yapı Kredi Bankası vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıyla davalı Ahi Tarım Ltd. Şti. arasında 15.03.2015 tarihli yem ham maddesi satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davacıya teslim edilecek 840 ton damıtılmış mısır küspesi karşılığında davacı şirket tarafından davalılardan Ahi Tarım Ltd. Şti.’ne toplam 822.000,00 TL bedelli, 10 adet çek verildiğini, sözleşmeye konu malların en geç 07.10.2015 tarihinde teslim edileceğinin kararlaştırılmasına rağmen teslim edilmediği gibi çeklerin bir kısmının da iade edilmeyerek Ahi Tarım Ltd. Şti. tarafından diğer davalı… Tarım A.Ş.’ye ciro edildiğini, her iki davalı arasında organik bağ bulunduğunu, Ahi Tarım Ltd. Şti. tarafından çeklerin… Tarım AŞ.’ye devrinin gerçek bir mal alışverişine dayanmadığını, verilen 10 adet çekten davaya konu olan 14.10.2015 keşide tarihli, 70.000,00 TL bedelli çekin davalı …Ş.’ye temlik edildiğini, 14.10.2015 keşide tarihli, 80.000,00 TL bedelli çekin ise davalı Yapı Kredi A.Ş.’ye devredildiğini ancak bu çeklerin devrinin davalı … şirketi yönünden 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring, Finansman ve Şirketleri Kanunu’nun (6361 sayılı Kanun) 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve 38 inci maddelerine aykırı olduğunu, davalı … şirketi tarafından temlik alınan alacağın gerçek bir ticari ilişkiden kaynaklanan alacak olmadığını, davalı banka yönünden ise çeklerin teminat amacıyla devredilmiş olması ve çeklerde rehin (teminat) cirosunun geçerli olmaması nedeniyle davalı bankanın yetkili hamil olmadığını ileri sürerek davacının dava konusu çeklerden borçlu olmadığının tespitine, çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davalılardan Ahi Tarım Ltd. Şti. ve… Tarım A.Ş.’nin iflasına karar verilmiş olması nedeniyle anılan davalılar yönünden dosya tefrik edilmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; davalının 6361 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına uygun olarak dava konusu çeki devraldığını, aynı Kanun’un 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden davacının Ahi Tarım Ltd. Şti. ile arasındaki ilişkiden kaynaklanan def’ileri davalı … şirketine karşı ileri süremeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davalının yetkili hamil olduğunu, çekin temlik cirosu ile devredildiğini, davacı keşidecinin diğer şirketlerle olan ilişkiden doğan iddialarını davalıya karşı ileri süremeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin 15.12.2016 tarih ve 2015/302 E. 2016/877 K. sayılı kararıyla davalılardan Şeker Faktoring A.Ş. yönünden yapılan incelemede; 6361 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkra hükmünün faktoring işleminin tarafları olan borçlu, önceki alacaklı ve temlik alan faktoring şirketi dışındaki kambiyo senedinde ciro silsilesinde yer alan diğer kambiyo borçluları bakımından getirilmiş bir hüküm olduğu, somut olayda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin birinci fıkra hükmünün uygulanmasının gerektiği, davacı borçlunun önceki alacaklısına karşı aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri alacağı önceki alacaklıdan faktoring sözleşmesi çerçevesinde temlik alan faktoring şirketlerine karşı da ileri sürebileceği, davacının 14.10.2015 keşide tarihli ve 70.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalılardan faktoring şirketine borçlu olmadığı sonucuna ulaşıldığı, davalı banka yönünden yapılan incelemede çeklerde rehin cirosu geçerli değil ise de çekte rehin cirosu olduğuna ilişkin açık bir ibare bulunmadığı takdirde, cironun temlik cirosu olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, bedelsizlik def’inin de kişisel def’i olup, ancak hamilin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde hamile karşı ileri sürülebilecek def’ilerden olduğu, davalı bankanın davacının bile bile zararına hareket ettiğinin davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş. yönünden reddine, davalı …Ş. yönünden kabulü ile 14.10.2015 keşide tarihli, 0036253 çek nolu ve 70.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalı …Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı …Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.12.2017 tarih ve 2017/1176 E.-2017/1886 K. sayılı kararıyla somut olayda 6361 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının uygulama yeri bulunmadığı, anılan Kanun’un 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve dolayısıyla 6098 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin birinci fıkra hükmünün uygulanması gerektiği, borçlunun önceki alacaklısına karşı aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ileri alacağı önceki alacaklıdan faktoring sözleşmesi çerçevesinde temlik alan faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceği, davalı banka yönünden dava konusu çeklerin rehin cirosu ile temlik edildiği yönündeki kabulde de bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı …Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 06.10.2020 tarih, 2020/2520 E. ve 2020/3861 K. sayılı kararıyla dava konusu çekin davacı Kamer Yem Üretim A.Ş. tarafından düzenlenmiş olup, çekin lehtarının Ahi Tarım Ltd. Şti. olduğu, söz konusu çekin lehtarın ilk cirosu ile… Tarım A.Ş.’ye ciro edildiği, bu şirket tarafından da davalı … şirketine cirolandığı, dolayısıyla çekin faktoring şirketine ayrı bir tüzel kişiliği bulunan ikinci ciranta… A.Ş. tarafından geçtiği, bu nedenle somut olayda 6361 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası yerine her iki şirket arasında iktisadi özdeşlik bulunduğu gerekçesiyle anılan Kanun’un 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasının yerinde olmadığı gibi faktoring şirketinin çekin ciro yolu ile devralmasında kötü niyetli olduğunun’da iddia ve ispat edilemediği, o halde davalı …Ş. yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Ahi Tarım Ltd. Şti. ve… Tarım A.Ş.’nin birbirleri arasındaki çeklerin ciro etmesi nihayetinde çeklerin ciro yoluyla davalılardan faktoring şirketine geçtiği faktoring şirketinin ciro yoluyla çeki temin etmesinde herhangi bir kötü niyetinin de ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı … şirketi yönünden davanın reddine, davalı Yapı Kredi Bankası yönünden verilen red hükmünün bozma ilamına konu edilmediği bu nedenle önceki hükmün korunduğu gerekçesiyle davanın her iki davalı yönünden reddine, davalı banka yönünden verilen tedbir kararının davanın kesinleşmesinden sonra kaldırılmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı … şirketinin 6361 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve yönetmeliğin 5 ve 8 inci maddelerinde belirtilen şekilde yeterli araştırmayı yapmadığını, dolayısıyla haklı hamil olmadığını, dava konusu çeklerin ciro edilerek verildiği… Tarım A.Ş. ile diğer davalı Ahi Tarım Ltd.Şti. “organik bağ” içinde olduğunu, çeklerin sadece ciro edilerek verildiğini, gerçek bir mal alım-satımına dayanmadığını, çeki ciro eden Ahi Tarım Ltd. Şti.’nin 19.11.2012 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile müdürünün… olduğu, aynı şahsın 06.06.2013 tarihinden ve halen çeki davalı … şirketine veren…Tarım A.Ş.’nin münferit temsil ve ilzam yetkililerinden olduğu, Ahi Tarım Ltd. Şti. ile… Tarım A.Ş. arasından organik bağ bulunduğunun sabit olduğunu, Ahi Tarım Ltd. Şti.’ne keşide edilen ihtarnameye, … Tarım A.Ş. kayıtları esas alınarak cevap verilmiş olmasının da bu organik bağı ortaya koyduğunu, davalı … şirketi tarafından dosyaya, bu iki şirket tarafından düzenlenmesi gereken alacak bildirim formu ve “Fatura konusu mal ve hizmeti eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim aldığına, takas iddiasının bulunmadığına dair belge” sunulmadığı gibi, dosyaya sunulmuş bir faktoring sözleşmesi dahi bulunmadığını, dosyaya sunulan fatura fotokopisinin, organik bağ içinde oldukları sabit olan bu davalılar tarafından her zaman düzenlenmesi mümkün belgelerden olduğunu, bu iki davalı şirket arasında gerçek bir mal alışverişi bulunduğunu ispata yeter belgelerden olmadığını, nitekim davalı … şirketinin, faktoring şirketlerinin kendi iş akışlarına göre dahi istemesi gereken ve mal teslimini belgeleyen irsaliyeyi istemediğini, şirketler arasında organik bağın mevcut olduğu hususunun basit bir araştırmayla tespit etmeleri mümkün iken , her iki şirket arasındaki organik bağı nazara almadan haklı hamil olarak kabul edilmelerinin doğru olmayacağını, aynı gerekçeyi içeren, konu ve içerik olarak eldeki dava ile aynı mahiyette Yargıtay kararının bulunduğunu, davalı banka yönünden dava konusu çekin teminat amaçlı alındığının kabul edildiğini, teminat amaçlı alınan çek hakkında kambiyo hukukuna dayanan haklarını kullanamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece dava konusu çekler hakkında “ibraz edildiklerinde ödenmemesi” yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, mahkemece davalı banka yönünden red edilen davanın, Şeker Faktoring A.Ş. yönünden kabul edilen kararın, davacı ve davalı …Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine kararın bozulması üzerine yerel mahkeme tarafından davalı banka lehine tekrar reddine karar verildiğini, ancak davalı bankanın meşru hamili olduğu çek üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmayarak dava kesinleşinceye kadar devamına karar verildiğini, oysa ki “ ihtiyati tedbir “ kararının hizmet ettiği hukuki durumu koruyacak herhangi bir menfaatin kalmadığını, davalı bankanın alacağını tahsil edemediği için mağdur olduğunu, ayrı bir dava konusu olan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 399 uncu maddesi gereği açabileceği tazminat davası hakkından davacı banka tarafından vazgeçilmediğini ileri sürerek açıklanan nedenle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi için temyiz başvurusunda bulunma zorunluluğunun doğduğunu belirtmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından keşide edilen iki adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Davalı banka hakkında verilen hüküm kesinleşmiştir. Tedbir kararı 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlardan olup temyizi kabil nitelikte değildir.

3. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin ve davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgililere ayrı ayrı yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.