YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2215
KARAR NO : 2023/2125
KARAR TARİHİ : 06.04.2023
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/441 Esas, 2021/10 Karar
HÜKÜM : Ret, kısmen kabul
Taraflar arasındaki markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, önlenmesi maddi ve manevi tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın davalılar … ve … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden kısmen kabulü karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının yıllardır saz yapımı ve satışı ile faaliyette bulunduğunu, ürettiği ürünlerin yurt içi ve yurt dışında “Yılmaz” markası ile tanınmakta olduğunu, ürünlerin davacıya ait “yılmaz saz evi” isimli dükkanında satıldığını, 25.02.2005 tarihinde “Yılmaz” markasının 15 ve 41. sınıflarda davacı adına tescil edildiğini, davacıya ait markanın “www….”, “www.bakiyilmazsazevi.com”, “www…..com” isimli internet sitelerinde izinsiz ve hukuka aykırı şekilde kullanıldığını, sitelerin içerik sağlayıcılarının …, … ve … olarak gözüktüğünü, davalıların davacının markasını taklit ederek ve söz konusu markayı sitelerinde izinsiz kullanarak haksız rekabet oluşturduğunu, marka hakkına tecavüz ettiklerini ileri sürerek markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, sonuçların ortadan kaldırılmasını, kullanmasının önlenmesinin, davalıların “Yılmaz” markasını kullandığı alan adlarının kullanmasının yasaklanmasını ve bunların iptalini, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere 5,000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, 26.05.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 45.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … cevap dilekçesinde; “www….” adlı internet sitesinde yalnızca sunuculuk yaptığını, şirket ile bir bağlantısının olmadığını, şu an işçi olarak başka bir işte çalıştığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalının kardeş olduklarını, uzun yıllar aynı iş yerinde birlikte çalıştıklarını, saz ve diğer müzik aletlerini yapıp satarak geçindiklerini, dava konusu olan “Yılmaz” isminin davacı ve davalının soy ismi olduğunu, bu isim soy isimleri olduğu için davacı ile beraber marka olarak kullandıklarını, davalının yurt dışında bulunan dükkanında davacıdan alıp sattığı “Yılmaz” markalı sazların olduğunu, davalının bu sazları satabilmek ve hangi marka olduğunu gösterebilmek için internet sitesinde bazı yerlerde marka ismini kullanmak zorunda kaldığını, davacının bu internet sitelerinden çok önceden haberdar olduğunu, itirazda bulunmadığını, uzun süre sessiz kaldığını, davalının “Yılmaz saz evi” ibaresini Avrupa Topluluk Markası olarak tescil ettirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 14.04.2016 tarih, 2012/59 E. ve 2016/65 K. sayılı kararı ile 2005/06025 tescil nolu davacı markasının “YILMAZ” kelimesinden oluştuğu 15. ve 41. sınıflarda tescilli olduğu, davalı … markasının “YILMAZ SAZ EVİ” kelimelerinden oluşan 011369519 sayılı ticari marka numaralı davalı 15. ve 37. sınıflarda tescilli Avrupa Topluluk Markası olduğu, ilgili internet sayfalarının Türkiye sınırları içerisinde kullanıma açık ve aktif olduğu, davalı kullanımın davacı markası ile iltibas yaratacağı, davalıların Türkiye sınırları içerisinde ticari kazanç sağlayabilecekleri iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların eylemlerinin markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespit ve men’ine, davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespit ve men’ine, davalıların Yılmaz markasını her türlü yayın hizmet ve mal ile ürünler ambalajlar ilan reklam, broşür, afiş ve sair her türlü yayınlar, tanıtım malzemeleri basım kağıtlar, fatura, ve sair ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde Türkiye de kullanımlarının önlenmesine, “www…..com” ve “bakiyilmazsazevi.com” internet adreslerinde alan adlarının kullanılmasının yasaklanmasına, 3000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili ve davalılar …, … vekili temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Dairemizin 23.05.2018 tarih, 2016/10826 E. ve 2018/3855 K. sayılı kararıyla davalılarca davacıya ait orijinal ürünlerin satışı yapıldığı, “YILMAZ” ibaresinin tanıtıcı işaret olarak kullanımının uzun süredir devam etmekte olduğu, bu hususun davacı tarafça da bilindiği halde uzun süre sessiz kaldıktan sonra işbu davanın açılmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırılık oluşturduğu savunulmuş olmasına karşın Mahkemece bu hususta her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması doğru görülmediğine işaret edilerek bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tescilli markası olan “YILMAZ” markasının davalılara ait internet sitelerinin alan adlarında ve içeriklerinde, markanın tescilli olduğu mal ve hizmetler için 2001 yılında başlamak üzere aynen kullanıldığı, davacı ile davalılardan … kardeş olduğu, dava konusu markayı taşıyan ürünleri birlikte satışa sundukları her iki tarafın da kabulünde olduğu, davacı 2011 yılından iki yıl öncesine kadar, tarafların birlikte ticari faaliyet gösterdiklerini, davalıların markayı davacının izni ile kullandıklarını, davacının davalılardan 2011 yılında markayı kullanmamalarını talep ettiği halde kullanmaya devam ettiklerini belirterek bu davayı açtığı, yani davacı, davalıların marka kullanımından 2001 yılından bu yana haberdar olduğu, dava açılmadan önce 16.11.2011 tarihinde gönderdiği ihtarnameye kadar bu kullanıma sessiz kaldığı, markanın davalılar tarafından ilk kullanım tarihinin davacının markasını tescil ettirdiği tarihten daha önce olduğu, davacının markasının tescil başvurusunun yapıldığı 2005 yılından ihtarname tarihine kadar da 5 yıldan uzun bir süre geçtiği, davalıların marka kullanımlarının kötü niyetli olmadığı, uzun süre boyunca, ihtarname göndermeyen ve dava açmayan ve markasının kullanılmaması için herhangi bir girişimde de bulunmayan davacının sessiz kalmadığını ileri sürmesi, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi gerektiği, zira kullanımın daha fazla devamını istemeyen davacının, makul bir süre içinde bu iradesini dava yoluyla da göstermesi gerektiği, davacının makul süre içerisinde dava açmaması nedeniyle “YILMAZ” markasının kullanılmasının önlenmesi davası için sessiz kalma nedeniyle hak kaybına uğradığı, diğer davalı … tarafından daha önce davanın kısmen kabulüne dair verilen karar temyiz edilmediğinden davacı yararına usuli kazanılmış hak doğduğu davalı …’ın adına tahsis edildiği tespit edilen “www…..com” alan adlı internet sitesinin içeriğinde ve alan adında davacıya ait “YILMAZ” markasının aynen tescilli olduğu mal ve hizmetler için kullanıldığı, bu kullanımın davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, bu nedenle davacının markasının kullanılmasının önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile kararın ilan yoluyla kamuya duyurulmasını talep edebileceği, davacı tarafından 556 sayılı sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanunun Hükmünde Kararnamenin (556 sayılı KHK) 66 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davalının marka kullanımı nedeniyle elde ettiği gelire göre tazminat hesaplanması talep edildiği, bu şekilde maddi tazminatın tespiti için davalının ticari kayıtlarının incelenmesi gerektiği, ancak davalının yurt dışında yaşaması ve davayı takip etmemesi nedeniyle ticari kayıtlarının incelenmesinin mümkün olmadığı, muhasip bilirkişiden alınan raporların davalının ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılmadan hazırlandığı, bu raporların hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 42 nci maddesi) uyarınca uygun bir tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacıya ait markanın tescilli olduğu süre, bilinirlik düzeyi, davacının ticari hacmi, davalının marka kullanımındaki kusur durumu dikkate alındığında 5.000,00 TL maddi tazminatın ve 3.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle, davalılar … ve … yönünden davanın reddine, diğer davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne, eylemlerinin markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespit ve men’ine, davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespit ve men’ine, davalının “Yılmaz” markasını her türlü yayın hizmet ve mal ile ürünler ambalajlar ilan reklam, broşür, afiş ve sair her türlü yayınlar, tanıtım malzemeleri basım kağıtlar, fatura, ve sair ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde Türkiye de kullanımlarının önlenmesine, “www…..com” alan adını kullanılmasının yasaklanmasına, 3000,00 TL manevi tazminat ve 5.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline, hüküm özetinin karar kesinleştiğinde ilanına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemenin gerekçesindeki gibi 5 yılı aşkın bir süre davacının sessiz kalması sözkonusu olmaqdığını, 2011 yılına kadar tarafların birlikte ticaret yaptıklarını, taraflar arasında konuda bir uyuşmazlık bulunmadığını, Yargıtay’ın emsal kararında ifade ettiği üzere, gerçek hak sahibinin izni ile markanın kullanımı sessiz kalma yoluyla hak kaybı sonucunu doğurmasının mümkün olmadığını, Mahkemece tarafların uyuşmazlık olmayan 2011 yılına kadar birlikte çalışmalarında geçen süreyi sessiz kalma olarak değerlendirdiğini, bu hususun hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, davalıların da, dilekçelerinde taraflar arasındaki ticaretin 2011 yılına kadar devam ettiği, 2011’den sonra aralarındaki ticari ilişkinin bittiği açık olarak ifade edildiğini, davalılardan …’ın “www.bakiyilmazsazevi” alan adını 2011 yılında tescil ettirdiğini, diğer davalı …’ın “www.yilmazsazevi” alan adını 2001 tescil ettirdiği, bu davalıların eylemlerinin birlikte değil ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, eylemlerin başlangıç tarihleri olarak alan adlarının tescil edildiği tarihi esas alındığını ancak alan adı tescil tarihleri birbirinden farklı olmasına karşın davalıların eylemlerinin aynı tarihte başlamış olduğuna dair belirleme yapıldığını, 2001 ila 2011 ve özellikle 2005 ila 2011 arası karşı tarafın markasal kullanımı hukuka uygun davacının rızası ile gerçekleştiğinden sessiz kalma yoluyla hak kaybının şartları oluşmadığını ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalılarca davacıya ait orijinal ürünlerin satışı yapıldığı, “YILMAZ” ibaresinin tanıtıcı işaret olarak kullanımına uzun süre sessiz kalıp kalmadığı, uzun süre sessiz kaldıktan sonra bu davanın açılmasının 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.