Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2196 E. 2023/2180 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2196
KARAR NO : 2023/2180
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/50 Esas, 2021/611 Karar
HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle taşınmaz bedellerinin iadesi davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketin %25 hissesine sahip ortağı bulunduğunu, bu şirketi A…. ile 19.07.2008 tarihinde vefat eden …’ın tek başına temsile yetkili olduklarını, dava konusu yapılan İzmit ili, Kartepe İlçesi, Çiftlik mahallesindeki 5770, 5789, 5847, 5885, 5436 ve 5923 parsel sayılı taşınmazların davalı şirkete ait olduğunu, bu taşınmazların muvazaalı ve düşük bedelle davalı …’a satılarak davalı şirketin ve ortaklarının zarara uğratıldığını, davalı şirket ortakları tarafından davalı …’a taşınmazların muvazaalı olarak satışlarının yapıldığını iddia ederek taşınmazların satış işlemlerinin iptali ile eski malik davalı Tusso Şti. adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra verilen dilekçe ile taşınmazların bedelinin iadesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalılar …, …, …, … vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın yerinde olmadığını, davanın süresinde açılmadığını, taşınmazların satış yolu ile üçüncü şahıs konumundaki davalı …’a satıldığını, bu şahsın taşınmazların bedelini ödeyerek satın aldığını ve iyi niyetli olduğunu, davacının şirket müdürlüğünden azledilen davalının tüm işlemlere karşı ayrı ayrı dava açtığını, bunun doğru olmadığını savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 09.03.2016 tarih ve 2015/672 E., 2016/247 K. sayılı kararı ile davada mahkemenin görevsiz olduğu, görevli mahkeme Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartları yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine karar verilmiş, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 29.03.2017 tarih ve 2017/93 E., 2017/1884K. sayılı kararıyla; “…Dava, limited şirkete ait dava konusu taşınmazın satışının muvazaa nedeniyle iptali ve şirket adına tesciline ilişkindir. Mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi ve HMK’nın 115. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Davalı Tusso İnşaat Kollektif Şirketi ile müteveffa ortağın murisleri davacılar ve taşınmazı satın alan üçüncü kişi arasında olması sebebiyle, şirket ile ortakları arasındaki ortaklık ilişkisinden doğan ve ticari işletmeyi ilgilendiren davadır. Şirketler ve ortakları arasındaki ilişki TTK’da düzenlendiğinden bu davalara bakma görevi TTK’nın 5. maddesi gereğince ticaret mahkemesinin görev alanındadır. Mahkemece yerinde olmayan yazılı gerekçeyle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.” gereğince bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.10.2021 tarih ve 2017/50 E., 2021/611 K. sayılı kararı ile davada… mirasçılarının mirası reddettiği ve kararın kesinleştiği, … … aleyhine açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtları, akit tabloları, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı asilin ortağı ve daha önce temsilcisi olduğu Tusso inşaat Kollektif şirketi adına kayıtlı iken davalı … … satışı yapılan İzmit ili, 5770, 5789, 5847, 5885, 5436, 5923 parsellere ait taşınmazların şirket ortağı ve şirket temsilcisi olan dava tarihinden önce vefat eden … tarafından bir kısım davalılara satıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın satışı yapılan taşınmaz hisselerinin tapuda gösterilen satış bedelleri ile keşif ve bilirkişi raporunda tespit edilen bedeller arasında fahis fark olduğu ve muvazaalı satış yapıldığı iddiası ile tapu kayıtlarının iptaline ilişkin olduğu, ancak yargılama sırasında dava konusu taşınmazların üçüncü şahıslara intikalinin yapılmış olması nedeniyle davanın bedel davasına dönüştürüldüğü, mahallinde keşif yapılarak taşınmazların dava tarihindeki ve akit tarihindeki rayiç değerlerinin tespit edildiği, satışların muvazaalı olarak yapıldığının sadece taşınmazın akit tarihlerindeki tespit edilen fahiş farka dayandırılamayacağı, dosyanın tüm kapsamı bakımından değerlendirildiğinde davacının şirket ortağı olduğu dönemde yapılmış satışlar olduğu, satış bedelleri arasında devir temlik tarihindeki rayiç değer ile keşifte tespit edilen rayiç değer arasında fahiş farkın bulunmasının satışta muvazaanın varlığına ve davalının kötü niyetli olduğunun kabulüne yeterli olmadığı, başka yan delillerle de muvazaa iddiasının ispatlanması gerektiği, davacı tarafın buna ilişkin delil ibraz etmediği, davalı taşınmazı satın alan kişinin de kötü niyetinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle… mirasçıları yönünden mirası reddetmiş olduklarından pasif husumet nedeniyle davanın reddine, davacı tarafından davalılar Tusso İnşaat Kollektif Şirketi, …, …, …, … aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların muvazaalı olarak satışının gerçekleştirildiğini, amacın taşınmazları satmak değil davacılardan mal kaçırmak olduğunu, taşınmazların satış bedeli ile rayiç bedeli arasında ciddi bir farkın olduğunu, şirketin içinin boşaltılmasının amaçlandığını, şirket ana sözleşmesine göre şirketin işletme konularının arasında şirketin arsalarının satılmasının yer almadığını, şirketin idareci ortağının şirketin tüm ortaklarının görüşünü almadan şirket arsasını satamayacağını, satışın bu nedenle de mutlak butlanla hükümsüz olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu İzmit ili, Kartepe İlçesi, Çiftlik mahallesindeki 5770, 5789, 5847, 5885, 5436 ve 5923 parsel sayılı taşınmazların davalı şirketin mülkiyetinde iken muvazaalı olarak satışının yapılıp yapılmadığı, davalılara husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, bu taşınmazların muvazaa nedeniyle bedellerinin iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi

3. Değerlendirme
Dava, davalı şirkete ait taşınmazların muvazaalı satışı nedeniyle bedellerin tespiti ve şirkete iadesi talebine ilişkindir.

Mahkemece davalı şirkete ait taşınmazların şirketin temsilcisinin dava dışı…’na verdiği vekaletname kapsamında davalı üçüncü kişi …’a rayiç değerinden daha düşük bir bedele satıldığı, ancak bu durumun tek başına muvazaa ve kötü niyet iddialarının ispatına yeterli olmadığı, başka yan delillerle de bu durumun ispatlanmasının gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Ne var ki Mahkemece alınan tanık beyanlarında müteveffa davacının 2002 yılından itibaren davalı şirkette dışlandığı, şirketin adresinin değiştirilerek taşınmazların müteveffa davacının bilgisi dışında satıldığı, inşaat işi yapan şirketin taşınmazlarının düşük bedelle üçüncü kişilere satıldıktan sonra ancak tapu kayıtlarının incelenmesiyle müteveffa davacı tarafından öğrenilebildiği, şirketin yetkilisi ve taşınmazları satan …ile taşınmazları satın alan …’ın arasında akrabalık ilişkisinin olduğu, Kemal’in Şeref Turan’ın kayınbiraderi olduğu, …’ın dava konusu taşınmazları satın alabilecek ekonomik gücünün bulunmadığı ifade edilmiştir.

Ayrıca Mahkemece dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ile de taşınmazların satış bedeli ile rayiç bedeli arasında fahiş farkın olduğu tespit edilmiştir.

Bu durumda, dava konusu taşınmazların satış bedeli ve gerçek bedelinin arasında fahiş fark bulunduğu, müteveffa davacının şirketten dışlandığı, tapuda taşınmazları satın almış görünen …’ın taşınmazları satan …ile akrabalık ilişkisinin bulunduğu sabit olmakla taşınmazların …’a satışının muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır.

Davacı tarafından dosyaya sunulan dilekçe ile taşınmazların iyi niyetli üçüncü kişilere satılması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası ıslah edilerek taşınmazların bedelinin şirkete iadesi davasına dönüştürülmüştür.

Bu nedenle, dava konusu taşınmazların muvazaalı şekilde satıldığının kabulü ile taşınmazların bedelinin iadesine ilişkin talebin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.