Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2180 E. 2023/5915 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2180
KARAR NO : 2023/5915
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu(YİDK) kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Türk Patent vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; davacının Türk Patent nezdinde “SEBAGO” ibareli 157087, 85489 ve 2011/70805 tescil numaralı 18 ve 25’inci sınıflarda adına tescilli markaları olduğunu, davalı şirketin 9 ve 14 üncü nice sınıfında, “SEBAGO + şekil” ibareli markanın 2011/49952 başvuru numarasıyla adına tescil isteminde bulunduğunu, marka yayınına yapılan itirazın Türk Patent tarafından reddedildiğini, ret kararına yapılan itirazın ise Türk Patent YİDK tarafından 20.05.2014 tarih ve 2014/M-7372 sayılı kararı ile markaların 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 8 inci maddesi kapsamında benzer görülmesine rağmen başvurunun redde mesnet markanın nice sınıflarından farklı nitelikteki mallara ilişkin olduğu ve tarafların sektörlerin çok farklı olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, halbuki davacı markasının tanınmış marka olduğunu, davalı şirketin davacının tanınmışlığından haksız olarak faydalanma amacını güttüğünü, davalıya ait 2006/56064 sayılı marka hakkında açılan hükümsüzlük davası sonrasında başvuru sahibinin işbu başvuruyu yapmış olmasının açıkça kötü niyetli bulunduğunu, davaya konu markanın müvekkilinin markasının birebir aynısı olduğunu, davaya konu markanın 09 ve 14 üncü sınıflarda yer alan mallar üzerinde tescil ettirilmeye çalışıldığını, müvekkilinin markalarının ise 18 ve 25 inci sınıf emtiaları kapsadığını, bu emtialar arasında doğrudan bir ilişki olduğunun kabulünün gerekeceğini ileri sürerek Türk Patent YİDK’in 20.05.2014 tarih ve 2014/M-7372 sayılı kararın iptali ile davalı şirketin başvuru konusu 2011/49952 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.

II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu markayı gözlük ve saat sektöründe tanınmış hala getirdikten sonra, davacı tarafından davalıya yönelik marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davası olarak İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde 2011/67 E. sayılı davayı ikame ettiğini, dolayısıyla asıl kötü niyetlinin davacı olduğunu, davacının ülkede tanınmış marka olarak korunmadığını, müvekkilinin dava konusu markayı ülkede tanıtıp tüketiciler tarafından kabul görmesini sağladıktan sonra 5 yıl süre boyunca davacının bu tescil ve kullanımlara sessiz kaldığını, müvekkilinin söz konusu markayı tescil ettirdiğinde davacının ayakkabı sektöründe mevcut bir tanınmışlığının bulunmadığını, davacının sadece ayakkabı emtiasında ülkede faaliyet gösterdiğini, bu emtiaların ise 09 ve 14 üncü Sınıf emtialar ile benzer olmadığını, müvekkilinin SEBAGO markasını saat ve gözlük sektöründe çok daha tanınmış hale getirdiğini, davacının bunca zaman müvekkilinin markasına yatırım yapmasını bekledikten sonra bu davayı açmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, müvekkilinin daha önceki markalarının reddedilmiş olmasının tek başına kötü niyeti ortaya koyan bir durum olmadığını, davacının “SEBAGO” markasının tanıtımına dair herhangi bir reklam gerçekleştirmediğini, dolayısıyla müvekkilinin, Türkiye’de iyi bilinmeyen bir markadan haksız menfaat elde etmeyi hedeflediğinin savunulmasının mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada ise davacı markalarının kullanmama nedeniyle ayakkabı emtialarında iptaline karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı Türk Patent vekili cevap dilekçesinde; markaların benzer olduğunu, ancak başvuru konusu markanın 09 ve 14 üncü sınıfları içerdiğini, davacı markasının ise 18 ve 25 inci sınıf emtiaları içerdiğini, bu nedenlerle markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal açıdan ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa neden olabilecek herhangi bir benzerliğin mevcut olmadığını, davacının “SEBAGO” şeklindeki markasının tanınmışlığına ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafça marka başvurusunun kötü niyetle gerçekleştirildiği yönündeki iddiaların yerinde bulunmadığını, davalının 2006/56064 sayılı markası nedeniyle 09 ve 14 üncü sınıfta bulunan emtialarda kazanılmış hakkının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markaları kapsamında herhangi bir ortak emtia sınıfının yer almadığı, ancak dava konusu 2011/49952 sayılı marka başvurusu ile davacının önceki tarihli markalarının, taraf markalarında benzer oldukları kanaatine varılan 09 uncu Sınıftaki “Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları.” Ve 14 üncü sınıftaki “Kuyumculuk eşyaları ( taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri. Saatler ve zaman ölçme cihazları,(kronometreler, metronomlar ve parçaları, saat kordonları dahil).” Emtiaları açısından 556 sayılı KHK’nın sekizinci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas ihtimaline neden olabilecek bir benzerliğin mevcut olduğu, davacının “SEBAGO” şeklindeki markalarının “ayakkabı” sektöründe dünyada ve ülkemiz tüketicisine de etki edecek şekilde oldukça tanınmış olduğu, bu şekilde özgün, yaratılmış ve tanınmış bir markanın birebir aynısının davalı yanca başvuru konusu edilmiş olması halinin aynı Kanun’un sekizinci maddesinin dördüncü fıkrası şartlarını meydana getirebilecek mahiyette olduğu, bu nedenle benzer görülmeyen 09 uncu sınıf: Bilimsel amaçlı ve laboratuarda kullanım amaçlı olanlar dahil ölçme aletleri, cihazları, göstergeler ve laboratuarlarda kullanılan malzemeler. Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar (veri işlem, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar bilgisayar yazılımları ve bilgisayar çevre donanımları dahil). Manyetik ,optik veya pozlanmış film halinde kayıt taşıyıcılar. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Otomatik satış makineleri, bilet otomatları, nakit para çekme makineleri. Makine ve cihazlarda kullanılan elektronik elemanlar. Birim zamandaki tüketim miktarını ölçen sayaçlar ve zaman ayarlayıcıları. Koruyucu giysiler, koruma ve can kurtarma amaçlı donanımlar. Elektrik enerjisini iletim, dönüştürme, depolama kontrol cihazları ve araçları ( elektrik, elektronikte kullanılan kablolar ve güç kaynakları dahil). Ana fonksiyonu uyarı ve alarm olan cihazlar (taşıt alarmları hariç), elektrikli ziller. Ütüler; elektrikli ve buharlı ütüler, pres ütüler. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Yangın söndürme amaçlı taşıtlar dahil, yangın söndürme aletleri ve cihazları. Elektrikli kaynak aparatları(kaynak elektrotları dahil). Radarlar, denizaltı radarları (sonarlar), gece görüşü sağlayıcı veya arttırıcı aletler ve cihazlar. Sinek ve haşaratı kovucu veya yok edici elektrikli cihazlar. Binalar için otomatik kapılar, otomatik turnikeler, binalar ve araç kapıları için elektrikli,elektronik veya uzaktan kumandalı açma- kapama tertibatı. Elektroliz ve galvaniz işleri için aparatlar; anotlar, katotlar. Mıknatıslar, dekoratif mıknatıslar.” ve 14 üncü sınıfta “heykeller, biblolar.” emtiaları bakımından da başvurunun reddinin gerekeceği, davalının, tanınmış bir markanın birebir aynısını tercih etmiş olmasının tesadüfi bir tercih olarak değerlendirilemeyeceği, nitekim bu hususun İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2011/67 E. sayılı uyuşmazlığında da tespit edildiği, anılan kararın kesinleştiği, bu bağlamda işbu dava konusu markanın da 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(4721 sayılı Kanun) ikinci maddesine aykırı bir başvuru olarak değerlendirilebileceği ve davalının kötü niyetli olduğu, davalının 2006/56064 sayılı markasının, işbu dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle, davalı lehine müktesep hak sağlamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, Türk Patent YİDK’in 20.05.2014 tarih ve 2014/M-7372 sayılı kararının iptaline, davaya konu 2011/49952 sayılı markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının itirazına mesnet markasının davalı Kurum tarafından tanınmış olarak kabul edilmediğini, müvekkilinin dava konusu markaya büyük yatırımlar yaparak ayırt edici hale getirdiğini, davacının bu duruma sessiz kaldığını, müvekkilinin markayı gözlük ve saat sektöründe tanınmış hale getirdikten sonra hükümsüzlük davası açmasının kötü niyetli olduğu iddialarının hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, davacı markasının tanınmış olmadığını, davacının tanınmış marka talebinin davalı Kurum tarafından reddedildiğini, bu itibarla davacı markasının tanınmışlığını dava devam ederken kaybettiğini kötü niyet iddiasının mahkemeye ait bulunduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı Türk Patent vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların marka kapsamlarında yer alan mallar farklı olduğundan iltibas koşullarının oluşmadığını, 556 sayılı KHK’nın sekizinci maddesinin dördüncü fıkrası koşulların da bulunmadığını, davacının kötüniyet iddialarının hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, aynı Kanun maddesinin beşinci fıkrasına dayalı davacı iddiasının da yerinde olmadığını savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 9 ve 14 üncü sınıfta tescil edilmek istenen “SEBAGO” ibareli dava konusu başvuru ile davacının 157097 ve 85489 tescil numaralı ve “SEBAGO” ibareli markaları arasında işaretler bakımından ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğu, davacı markalarının ayakkabı emtiasında tanınmış olduğunun kesinleşen mahkeme kararı ile sabit bulunduğu, davacının çok tanınmış “SEBAGO” ibareli markası ile aynı ibareden oluşan dava konusu başvurunun iyi niyetli olarak değerlendirilemeyeceği, nitekim davalı şirketin dava konusu başvuru ile aynı ibareden oluşan 2006/56064 sayılı marka tescilinin de davacının SEBAGO ibareli tanınmış markası karşısında iyi niyetli olmadığının kesinlemiş mahkeme kararı ile kabul edildiği, davacının itirazına mesnet 157097 sayılı markası kapsamında yer alan ve kullanmama nedeniyle iptaline karar verilen malların davadaki hükümsüzlük istemi bakımından iltibas değerlendirmesinde dikkate alınması yerinde görülmese de dava konusu başvurunun kötüniyetli olması ve davacı markalarının tanınmışlığın işbu davada da uyuşmazlık konusu olan 9 ve 14 üncü sınıfta yer alan tüm mallara sirayet edeceğinin İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 2011/67 E. ,2014/361 K. sayılı ilamı ile sabit olması karşısında bu hususun sonuca etkili bulunmadığı, diğer taraftan davacının sessiz kalma yolu ile kaybına uğradığından da bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davalıların vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Türk Patent vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Türk Patent vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleriyle kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun’un ikinci maddesi

3. Değerlendirme
Dava, davalı şirketin marka başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın Türk Patent YİDK tarafından reddine ilişkin kararın iptali ile davalı şirketin markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince 556 sayılı KHK’nın sekizinci maddesinin birinci fıkrası ve dördüncü fıkrası kapsamında, davacı şirketin önceki tarihli adına tescilli itiraza mesnet markaları göz önüne alındığında Türk Patent YİDK kararının iptali ile tescil edilen davalı şirketin marka başvurusunun hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Bölge adliye mahkemesince davalı şirket vekili ve davalı Türk Patent vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Ancak, davacının itiraza mesnet yaptığı 157087 numaralı SEBAGO ibareli, 2011/70805 numaralı SEBAGO ibareli ve 85489 numaralı SEBAGO ibareli markaları Bölge adliye mahkemesinin karar tarihinden önce davacı tarafından 29.05.2020 tarihinde yine dava dışı TOS S. r. l.’ye devredildiğine ilişkin belge davalı şirket tarafından dosyaya sunulmuştur.

556 sayılı KHK’nın 35 inci maddesine göre Türk Patent nezdinde marka başvurusuna yapılacak itirazın ancak “ilgili kişiler” tarafından yapılabileceği belirtilmiştir. Davacının itiraza mesnet markalarını Bölge adliye mahkemesinin karar tarihinden önce devrettiğinin saptanması durumunda davacının KHK’ya dayalı “ilgili” sıfatını kaybedeceği ve YİDK kararının iptali davasını açmakta hukuki yararının kalmayacağı hususları göz önüne alınarak öncelikle dosyaya davalı şirket tarafından sunulan markaların devrine ilişkin belgelerin gerçekliği araştırılıp devir söz konusu ise davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği hususları tartışılmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalı Türk Patent vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.