Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2173 E. 2023/5747 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2173
KARAR NO : 2023/5747
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki markaya tecavüzün men’i ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2016/44068 sayılı ve “Alp Asistanlık İnşaat – Emlak” ibareli markası bulunduğunu, müvekkilinin bu markayı işyerlerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında kullandığını, hizmet kalitesi ile bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, davalı şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini ve tabelalarında “Alp İnşaat” ibaresini tescilli markasıymış gibi kullandığını, davalı şirketin Alp İnşaat ibaresini ürünlerinde kullanmasının müvekkili şirketin markasına açıkça tecavüz oluşturduğunu, bunun aynı zamanda da haksız rekabete yol açtığını ileri sürerek davalı şirketin müvekkiline ait markaya tecavüzünün önlenmesi ve menine, müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğinden davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin kullandığı “Alp” unvanının marka değil ticari unvan olduğunu, müvekkilinin Alp veya Alp İnşaat adı altında herhangi bir ürün imal edip satmadığını, davacı şirketin maddi, manevi tazminat talebine dayanak olarak somut herhangi bir zarar delili sunmadığını, delil olarak sunulan fotoğrafların müvekkili şirketin bilgisi dahilinde olmadığını, kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait tescilli “Alp Asistanlık İnşaat Emlak” markasının birebir aynı veya ayrıt edilemeyecek biçimde benzer olarak aynı mal ve hizmetlerde kullanımının iltibas yaratabileceğine dair bir duruma rastlanmadığı, davalının “IYK Yapı Denetim” ismi ile hizmet verdiği, bu durumun keşif sonrası alınan bilirkişi raporuyla da sabit olduğu gerekçesiyle davacı tarafça ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili Alp Asistanlık İnşaat’ın 2013 Eylül ayında kurulduğunu, gayrimenkul alım-satım ve kiralama hususlarında hizmet veren bir firma olduğunu, kısa sürede kurumsallaşan müvekkili firmanın Alp Asistanlık İnşaat adıyla gayrimenkul alım, satım ve kiralama piyasasında söz sahibi olunacak bir konuma geldiğini, 2016 tarihinde de markasını tescil ettirdiğini, davalı şirketin Kahramanmaraş adresinde inşaat üzerine faaliyet gösteren bir firma olduğunu, dava dilekçelerinin ekinde sundukları fotoğraflarda da görüleceği üzere davalı firmanın anılan adreste Alp İnşaat ibaresini tescilli markasıymış gibi kullandığını, davalı şirketin müvekkili adına tescil edilmiş ve markalaşmış olan Alp İnşaat ibaresini tabela ve reklam faaliyetlerinde kullanmasının bu marka adı altında hizmet sunmasının müvekkili şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, bu suretle de haksız rekabete yol açtığını, davalının, müvekkilinin tescilli markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili alanda faaliyet gösterdiğini, tescilli marka ile neredeyse aynı ibareyi davacı müvekkilinin izni olmaksızın mal ve hizmetlerinde kullandığını, davalının, müvekkilinin tescilli markasına son derece benzeyen Alp İnşaat ibaresini bilerek ve iltibas yaratmak amacıyla kullandığını, davalının yol açtığı haksız rekabet nedeniyle insanların yanılgıya düştüğünü, buna bağlı olarak da müvekkilinin iş ve prestij kaybına uğradığını, davalı tarafın söz konusu tabelayı Alp olarak kullandığını kabul etmesine rağmen ve dosyaya Alp İnşaat isimli tabelanın fotoğraflarının sunulmasına rağmen bilirkişinin bu hususları gözardı ettiğini, davalı tarafın keşif tarihinden 1 gün önce tabelayı kaldırdığının açıkça ortada olduğunu, davalı tarafın cevabi ihtarnamede tüm hususları ikrar etmesine rağmen bu durumun dikkate alınmadığını, bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazların değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı adına tescilli “Alp asistanlık inşaat emlak” markasına davalının tecavüzünün olup olmadığı, tecavüz var ise tespiti ve meni ile davalı taraftan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6769 sayılı Sınai Mülkiyet kanunu’nun 7, 29 uncu maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54, 55 nci maddelri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.