Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2167 E. 2023/5984 K. 19.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2167
KARAR NO : 2023/5984
KARAR TARİHİ : 19.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 2006 62039 sayılı Royal Layaline markasını tescil ettirip yoğun bir şekilde kulanarak markaya itibar kazandırdığını, davalı adına 2009 40547 sayıyla tescil edilen Pirsus Layalina markasının iltibas yarattığını, davalı tarafından tescil ettirilen Şamlayslina markasının hükümsüzlüğü için açılan davanın da kabul edildiğini ve bu nedenle davalarının kabulüne, davalı tarafından tescil ettirilen Pirsüs Layalina markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, hükümsüzlüğü talep edilen markanın tescilinin üzerinden 9 yıl geçmiş olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, geçen sürede artık müvekkilinin markasının diğer markalardan ayırt edici hale gelmiş olduğunu bu nedenle açılan davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların aynı il sınırları içinde aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, birbirlerinin faaliyetlerinden haberdar olmamalarının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu, davacının eldeki davayı davalının tescil tarihi olan 27.09.2009 tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra açtığı, davacının marka hakkının ihlaline çok uzun süre itirazsız olarak katlandıktan sonra işbu hükümsüzlük davasını açması, aradan geçen süre içerisinde davalının markasına emek ve sermaye koyarak yarattığı mal varlığı değerlerinin yok olması sonucuna yol açacağından, bu durumun ortadan kaldırılmasına yönelik dava hakkının kullanılması 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesine göre himaye edilemeyeceği, davacının ileri sürdüğü taleplerin sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;müvekkilinin, davalının TPMK nezdinde kendi markalarına iltibas oluşturacak şekilde yaptığı tescil başvurularına itiraz ettiğini, davalıya karşı hükümsüzlük davaları açtığını, yine mahkemece aldırılan 18.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere müvekkilinin davalının fiillerine karşı sessiz kalmadığı ve sessiz kalma yoluyla hak kaybının koşullarının oluşmadığının vurgulandığı, davalıya ait “Ceylan-Cay-Gda-İnşaat-San ve Tic-Ltd-Şti.Business.Site” adlı internet sitesi incelendiğinde davalının 2007 yılında faaliyetlerine başladığı ve dava konusu “Pirsüs Layalina” markasına ait çayları bu site üzerinden pazarladığının görüleceğini, müvekkili firmaya ait “layalinetea.com” adlı internet sitesi incelendiğinde ise müvekkil firmanın 05.06.2006 yılından bu yana faaliyette olduğunun görüleceğini, davalının, dava konusu markaların esaslı unsuru olan “Layalin-e/a” ibaresini kendisinin tesadüfen bulduğunu ve özgün olduğunu iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca davalının müvekkile ait marka içerisindeki kelime unsurunu aynen bir araya getirmesinin raslantılasal olamayacağını, kaldı ki mahkemenin de gerekçeli kararında; taraf markalarındaki iki ibare arasında gerek sessel gerekse fonetik olarak benzerlik bulunduğunu kabul ettiğini, davalının “PİRSÜS LAYALİNA” markasını kötü niyetli olarak tescil ettirdiğinin açık olduğunu belirterek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 25 inci maddesi, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (556 sayılı KHK).

3. Değerlendirme
556 sayılı KHK’da markanın hükümsüzlüğü davasının hangi süre içinde açılacağı veya ileri sürülebileceği açıkça düzenlenmemişse de Dairemiz uygulamalarında genel olarak markanın hükümsüzlüğü davasında tescil tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin varlığı, 5 yıllık sürede kullanıma marka sahibince sessiz kalınmasından ve markaya yatırım yapılmasından sonra marka hakkına dayanarak hükümsüzlük davası açılmasının 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olduğu, tescilin kötü niyetli yapılması halinde açılacak hükümsüzlük davasının hak düşürücü süreye tabi olmadığı kabul edilmiştir.

6769 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin altıncı fıkrasında “Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez” denilerek uzun süreli sessiz kalma suretiyle hak kaybı hususu yasal düzenleme haline getirilmiştir.

Somut olaya gelince; davalı markası 29.07.2009 tarihinde tescil edilmiş, davacı tarafından 22.06.2011 tarihinde davalı markası olan Pirsüs Layalina markasının Layalina kısmının hükümsüzlüğü talebi ile dava açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizce markanın bir kısmı için hükümsüzlük kararı verilemeyeceği gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilerek hüküm 25.04.2016 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen mahkeme kararı ile, markanın bir kısmının hükümsüzlüğü talep edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş ise de davacının davalının Pirsüs Layalina markasını alıp kullanmasına karşı çıktığı, davacının sessiz kalmadığı anlaşılmakta olup mahkemece bu husus dikkate alınmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.