YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2140
KARAR NO : 2023/1965
KARAR TARİHİ : 30.03.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/988 Esas, 2021/617 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının cari hesaptan kaynaklanan alacağını tahsili için başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının davacıya borcunun olmadığını hatta davacıdan alacaklı olduğunu, muhtemelen davalının taraflar arasındaki 17.03.2021 tarihli sözleşme uyarınca düzenlediği ve gönderdiği faturaların davacı tarafça defterlerine işlenmediğini, takas definde bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 17.01.2014 tarih, 2013/209 E. ve 2014/9 K. sayılı kararı ile taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin 17.03.2011 tarihli sözleşmeye istinaden yürütüldüğü, davacı defterlerine göre davacının davalıdan 12.798,38 TL alacaklı olduğu, davalı cari hesap ekstresine göre davalının davacıdan 140,05 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça davacı tarafa düzenlenmiş olan 12.657,92 TL bedelli 5 adet faturanın davacı taraf ticari defterlerinde gözükmediği, söz konusu 5 adet faturanın davacıya tebliğ edildiği hususunun da davalı tarafça ispat edilemediği, icra takibinden önce de davalının temerrüdünün oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın 12.657,92 TL asıl alacak üzerinden iptaline, karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
B. Birinci Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 22.09.2014 tarih, 2014/10250 E. ve 2014/13943 K. sayılı kararıyla bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden itiraza uğramış olan ilk bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinden önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek ve itirazları da karşılayacak biçimde ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.03.2016 tarih, 2015/35 E. ve 2016/204 K. sayılı kararı ile yaptırılan bilirkişi incelemesiyle; taraflar arasında 17.03.2011 tarihli sözleşmeye istinaden ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişki kapsamında takip tarihi itibariyle davacının bakiye alacağının bulunduğu, davalının düzenlemiş olduğu toplam bedelleri 2.037,92 TL tutarında olan fiyat farkı faturalarının davacı tarafa tebliğ edilmediği ve davacı tarafından da kabul edilmediği, dolayısıyla bu faturaların dikkate alınmaması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D. İkinci Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 28.05.2019 tarih, 2018/25 E. ve 2019/3562 K. sayılı kararıyla davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ancak davalı tarafından davacıya kesilen faturalardaki katılım bedeli, hizmet bedeline ilişkin edimlerin yerine getirildiğinin davalı tarafından dayanak belgelerle ispatı gerekmekte olduğu, bilirkişinin salt davalının ticari defter ve kayıtları esas alınarak davalı tarafından davacıdan hizmet bedeli, katılım bedelinin talep edilebileceği yönündeki görüşünün doğru olmadığı, Mahkemece tüm bu hususlar değerlendirilerek yeni bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğine işaret edilerek bozulmuştur.
E. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen tarafların incelenen defterlerine göre 12.658,33 TL cari hesap farkının olduğu, bunun sebebinin ise davalı tarafından, davacı tarafa düzenlenen 12.09.2011 tarihli 87989 numaralı aksiyon bedeli açıklamalı 4.425,00 TL’lik fatura, 08.10.2011 tarihli 89313 numaralı aksiyon bedeli açıklamalı 4.425,00 TL’lik fatura, 13.10.2011 tarihli 89412 numaralı fiyat farkı açıklamalı 234,32 TL’lik fatura, 13.10.2011 tarihli 89413 numaralı fiyat farkı açıklamalı 1.803,60 TL’lik fatura ve 13.10.2011 tarihli 89414 numaralı katılım bedeli açıklamalı 1.770,00 TL’lik toplamda 12.657,92 TL faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, faturaların davalı tarafından, davacı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belgenin bulunmadığı, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ancak davalı tarafından davacı adına düzenlenen bu faturalardaki katılım bedeli, hizmet bedeline ilişkin edimlerin yerine getirildiğine ilişkin davalı tarafından dayanak belgelerin de sunulmadığı, bu haliyle davalı tarafın üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, buna göre salt davalının ticari defter ve kayıtları esas alınarak davalı tarafından davacıdan hizmet bedeli, katılım bedelinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 12.797,97 TL’ye yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin 12.797,97 TL üzerinden devamına ve icra inkâr tazminatın karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı ile davalı taraf arasında 17.03.2011 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre davacının davalıya katılım bedeli ve aksiyon bedeli adı altında belirli edimleri sözleşmede belirtilen şartlarla ödemeyi kabul ettiğini, sözleşme taraflarca feshedilmemiş olduğundan sözleşmede kararlaştırılan sona erme tarihi olan 31.12.2011 tarihinin sözleşme sona erme tarihi olarak kabulü gerektiğini, davacı ile davalı şirketin cari hesapları incelendiğinde sözleşme ile kararlaştırılmış bir kısım ödemelerin hem davalı hem de davacı cari hesaplarına işlendiği; hesaplara işlenen aksiyon bedeli faturaları toplamının 17.700,00 TL, katılım bedeli faturaları toplamı 12.390,00 TL olduğu bilirkişi tarafından tespit edildiğini, toplamı 12.657,92 TL olan faturaların ise haksız ve kötü niyetli olarak davacı şirketçe cari hesaba işlenmediği ve ticari defterlerine kaydı yapılmadığını, davacı, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan bakiye borcunu ifadan kaçınmak amacı ile kötü niyetli olarak böyle bir yol izlediğini, ticari defterlerine işlemediği bu faturalar için de müvekkil aleyhine haksız icra takibi başlattığını, taraflar arasındaki yazılı sözleşmede katılım bedeli ve aksiyon bedeli borcu düzenlendiği için, sözleşmenin, katılım bedeli ve aksiyon bedeli yönünden kesin delil olduğunu, bilirkişi raporunda özellikle sözleşmenin feshedilmediği ve bu nedenle sözleşme süresi dikkate alındığında davalının alacaklı olduğu açıkça tespit edildiğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının takas defi olarak ileri sürdüğü davacının defterlerinde kayıtlı olmayan katılım bedeli, aksiyon bedeli ve fiyat farkı faturalarından dolayı davacıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 inci maddesi
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekillinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.