YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2093
KARAR NO : 2023/6105
KARAR TARİHİ : 24.10.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O. arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi yapıldığını, iş makinelerinden kazıcı yükleyici ile sözleşme eki ile sigortalısı Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O. ve sigorta ettireni müvekkili olan sigorta poliçesi yapıldığını, bu iş makinesinin 01.04.2014 günü müvekkilinin şantiyesinden çalındığını, çalınma olayının sigorta şirketine bildirildiğini, savcılığa şikayet edildiğini, çalınan malın bu güne kadar bulunamadığını, hırsızlık suçundan dava dışı kişiler aleyhine açılan davanın derdest olduğunu, davalı … şirketince istenen belgelerin sunulduğunu, davalının hasarın sigorta poliçesi genel şartları teminatının dışında kalan hallere girdiği ve bu nedenle bir ödeme yapılmayacağını bildirdiğini, Yapı Kredi Sigorta AŞ ile Allianz Sigorta A.Ş.’nin birleştiğini, her iki şirketin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, sigorta poliçesinin sigortalısı-lehtarı Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O. ise de poliçe bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilinin bu davayı açmak için leasing firmasından muvafakatname aldığını, bu nedenle müvekkilinin davacı sıfatını haiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere, sigorta poliçe bedeli olan 140.769,59 TL’nin riskin gerçekleştiği 01.04.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu iş makinesi için müvekkilince makine kırılması sigorta poliçesi tanzim edildiğini, poliçede öngörülen hırsızlık ve kasko teminatının Hırsızlık Sigortası Genel Şartları ve Kasko Sigortası Genel Şartları hükümlerine tâbi olduğunu, dava konusu olayla ilgili ceza dosyasında sigortalı iş makinesinin davacı çalışanı tarafından davacıdan olan alacağına karşılık olarak aracın anahtarının kullanılması suretiyle alındığı yönünde tespitte bulunulduğu, bu durumda ceza hukuku anlamında hırsızlıktan söz edilemeyeceğini, emniyeti suistimal suçunun olup olmadığının ancak ceza yargılaması sonunda anlaşılacağını, davacı ve çalışanı arasındaki ticari ilişkinin hırsızlık ve emniyeti suistimalin konusunu oluşturmayacağını, dolayısıyla poliçede öngörülen rizikonun gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını gerektiğini, davacı ile iş makinesini alan kişi arasında ticari ilişki bulunmadığı düşünülse dahi, sigortalı iş makinesinin davacının çalışanı tarafından çalınması sebebiyle talep edilen tazminatın poliçe teminatına dahil olmayacağını, poliçede sigortalının çalışanları tarafından yapılan hırsızlığın teminata dahil olduğu yönünde hüküm bulunmadığını, kaldı ki sigortalı iş makinesinin asıl anahtarının ele geçirilmesi suretiyle alındığını, bir an için olayın hırsızlık olduğu kabul edilse dahi aracın asıl anahtarının kullanılması suretiyle yapılacak hırsızlıklar da poliçe teminatı kapsamında olmadığından davacının talebinin poliçe teminatına dahil olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı ve ceza yargılamasına göre dava konusu iş makinesinin davacı şirkete ait şantiyede çalışan işçi ve suç ortakları tarafından çalındığının iddia edilerek halen ele geçirilemediği, iş makinesinin çalındığına ilişkin delillerin aksini ispatlayan delil ileri sürülmediği, hırsızlık nedeniyle sigortalı malın elden çıkması halinde taraflar arasındaki sözleşme ve bu sözleşmenin eki olan genel şartlara göre riskin gerçekleştiği ve davalı şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü altında olduğunu, mülkiyetin sahibi Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O.’nın verdiği muvafakata göre sigorta bedelinin davacı şirkete verilmesi gerektiği, sigorta poliçesi ve eklerine göre sigorta bedelinden %10 tenzilat yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 121.500,00 TL tazminatın 24.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …Ş.’ den alınarak davacı şirkete verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ceza dosyasının bekletici mesele yapılmadığını, sigortalının hizmetinde çalışan bir kişi tarafından yapılan hırsızlığın ancak bu durumun poliçede açıkça teminat altına alınması halinde teminata dahil olacağını, poliçede sigortalının çalışanları tarafından yapılan hırsızlığın teminata dahil olduğu yönünde hüküm bulunmadığını ayrıca sigortalı iş makinesinin asıl anahtarın ele geçirilmesi suretiyle alındığını, bir an için olayın hırsızlık olduğu kabul edilse dahi sigortalı iş makinesinin asıl anahtarının kullanılması suretiyle yapılacak hırsızlıkların da poliçe teminatı kapsamında olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şüphelinin davacının işçisi olduğuna ilişkin savunmanın kanıtlanamadığı, ele geçirilen asıl anahtarların kullanılması suretiyle yapılacak hırsızlıkların teminat dışı olduğuna dair bir hükmün cari olan Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarında yer almadığı, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebeplerine ek olarak makine mühendisi bilirkişi raporunda poliçeye dercedilmiş olan tenzili muafiyetinin uygulandığını ancak iş makinesinin kısmi hasar ya da pert-total işlemine tabi tutulup tutulmayacağı yönünde değerlendirme yapılmadığını, bu incelemenin yapılmamasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki makine kırılması sigorta poliçesine dayalı teminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.