Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2092 E. 2023/1900 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2092
KARAR NO : 2023/1900
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/343 Esas, 2021/1049 Karar
HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki alacak davasının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bankadaki hesabına 01.01.1993 tarihinde Alman Emeklilik Sigorta Kurumu tarafından toplam 35.488,79 Deutsche Mark (DM) emeklilik parası yatırıldığını, müvekkilinin bilgisi olmadığı için bugüne kadar bu paranın çekilmediğini, daha sonra Alman Emeklilik Sigorta Kurumu tarafından resmi yazı ile paranın bankadan çekilmediği ve sigorta paralarının kuruma iade edilmediği bilgisinin müvekkiline iletildiği, bunun üzerine davalı banka şubesine başvurulduğunda anılan paranın çekildiğinin beyan edildiğini, ancak bu paranın müvekkili tarafından çekilmediğini ileri sürerek, toplam 35.488,79 DM’nin bankaya yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği hesap numarasının…’a ait olduğunu, davacının 30100-3136-9 numaralı hesabına 28.03.1994 tarihinde 34.488,00 DM para yatırıldığını, bu tutarın 05.04.1994 tarihinde 1.100,00 DM, 02.05.1994 tarihinde 34.470,00 DM olarak çekildiğini, para çekilme işlemine ait evrakların 10 yıllık zaman aşımını doldurduğundan bankaca imha edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen İlk Karar
Mahkemece 12.05.2011 tarih, 2010/432 E. ve 2011/213 K. sayılı karar ile davacının üçüncü kişiye ait hesapla ilgili dava açma hakkının bulunmadığı, kendi hesabında bulunan paranın da çekildiği ve on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Birinci Bozma Kararı
Dairemizin 10.12.2013 tarih, 2011/14377 E. ve 2012/20373 K. sayılı kararıyla davacı tarafca sunulan belgelerin Türkçe’ye çevirisi yaptırıldıktan sonra bankacılık konusunda uzman bir bilirkişi vasıtasıyla davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle davaya konu emeklilik parasının, davacı adına gönderilip gönderilmediği ve akıbeti hakkında görüş alınarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gereğine işaret edilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.02.2014 tarih, 2013/211 E. ve 2014/51 K. sayılı kararı ile davacı adına Alman Emeklilik Sigorta Kurumu tarafından gönderilen 35.488,79 DM’nin 28.03.1994 tarihinde davacı hesabına geçtiği, davalı banka tarafından 05.04.1994 tarihinde 1.100,00 DM, 02.05.1994 tarihinde 34.470,00 DM ödeme yapıldığı, davacı hesabından yapılan ödemelere ilişkin imzasını havi ödeme fişlerinin 10 yıllık zaman aşımına uğradığından imha edilmesi nedeniyle ödeme işlemleri ile ilgili evrak üzerinde inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, davalı bankanın bilgisayar kayıtlarında ödemenin davacıya yapıldığı belirtildiğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

D. İkinci Bozma Kararı
Dairemizin 29.09.2014 tarih, 2014/7981 E. ve 2014/14779 K. sayılı kararıyla mahkemece ispat külfeti davacıya yüklenmiş ise de, davalının ikrarına ve kayıtlarına göre dava konusu paranın davacının hesabına Alman makamları tarafından gönderildiği, Mahkemece tercümesi yaptırılan belgede paranın dava dışı… hesabına gönderildiği yazılı ise de, dava konusu paranın…’ın hesabına değil davacının hesabına geçtiğini davalı kabul ettiğinden, bu paranın davacıya ödendiğinin ispat külfetinin davalıda olduğu, mahkemece ispat külfeti ters çevrilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

E. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Mahkemenin 15.10.2015 tarih, 2015/681 E. ve 2015/964 K. sayılı kararı ile önceki gerekçelere ek olarak, davalı bankanın bilgisayar kayıtlarında ödemenin davacıya yapıldığının görüldüğü, bankanın bilgisayar kayıtlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 199 uncu maddesi gereğince belge niteliğinde olduğu, bu nedenle davalı bankanın davacıya ödeme yaptığını yazılı belgeyle ispat ettiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
F. Dairemizin İnceleme Kararı
6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

G. Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.02.2021 tarihli ve 2017/11-50 E., 2021/33 K. sayılı ilâmı ile davalı bankanın tek taraflı olarak düzenlediği kendi elektronik kayıtları 6100 sayılı Kanun’un 199 uncu maddesi anlamında belge niteliği taşısa dahi senet olarak kabul edilemeyeceği için davalı bankanın savunmasını tek başına bu belgeyle ispat ettiği hususunun kabulünün mümkün olmadığı, davalı bankanın, davacının mevduat hesabındaki paranın davacı tarafından çekildiği yönündeki savunmasını ispatlayamadığı hususu gözetilerek mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.

H. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı arasındaki mevduat sözleşmesi sona ermediğinden, hesap hareketlerine ilişkin belgelerin saklanma yükümlülüğünün devam ettiği, davalı bankanın hesapta bulunan paranın davacı tarafından çekildiğini ispat külfeti altında bulunduğu, her ne kadar davalı banka tarafından bilgisayar kayıtları delil olarak gösterilmiş ise de davacı elinden çıkmamış bir delilin davacı aleyhinde kullanılmasının mümkün olmadığı, davalının hesap hareketlerine dair yazılı belgeleri saklama yükümlülüğünün devam ettiği süreçte bilgisayar kayıtlarının davacıya para ödendiğini ispata elverişli olmadığı, davalı bankanın dava konusu para alacağını davacıya ödediğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 35.488,79 DM para alacağının davalının temerrüte düştüğünün kabul edildiği 10.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay tarafından ispat yükünün davalı bankaya verilerek banka bilgisayar kayıtlarının bu paranın ödendiğine ispat olarak değerlendirilmemesinin tamamen hatalı olduğu, Bankanın şifrelenmiş ve değiştirilmesi mümkün olmayan bilgisayar kayıtlarının delil olarak değerlendirilmemesinin günümüz teknoloji çağına çok aykırı bir karar olduğu, müvekkili bankanın Türkiye de en çok şubesi olan banka olup bu şubelerde her gün milyonlarca işlem yapıldığı, bankanın bu evrakları saklamasını beklemenin bu teknolojik çağda hayatın olağan akışına ters düştüğü, her gün yedeklenen ve şifrelenen bilgisayar kayıtlarının delil olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, banka mevduat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 68 inci maddesinin birinci fıkrası, 70 inci maddesinin ikinci ve altıncı fıkrası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 82 nci maddesinin birinci fıkrası, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (5411 sayılı Kanun) 3 üncü, 42 nci ve 62 nci maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 125 inci ve 128 inci maddesi, 472 nci maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 199 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.