Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/2073 E. 2023/5689 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2073
KARAR NO : 2023/5689
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki dava tarihinde yenilenmemiş olan marka nedeni ile hükümsüzlük davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesine dayanılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, ruhsat başvurusunun sonuçlanmasının ardından kendisine ait “melox” markasını yoğun bir şekilde kullanmaya başladığını, markanın tescili için yaptığı başvurunun davalı adına tescilli 2010/45360 no’lu “meloks” ve 2013/20002 no’lu “melok’s” markalarının gerekçe gösterilerek reddedildiğini, davalı markalarının hükümsüzlüğü için açılan davalar sonucunda markaların hükümsüz kılındığını, davalının marka tescillerini, müvekkilinin ticari faaliyetlerini engellemek için gerçekleştirdiğini, ciddi kullanımlarının bulunmadığını, davaya konu 2010/33765 no’lu “M-ELOKS” markasının da davalı tarafından hiçbir suretle kullanılmadığını ileri sürerek davalı adına tescilli 2010/33765 no’lu “M-ELOKS” markasının kullanmama nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 1953 yılında faaliyetine başlayan müvekkili şirketin, ilaç konusunda üretim ve pazarlama faaliyetlerini gösterdiğini, dava konusu 2010/33765 sayılı markanın yenileme işleminin dosyalanmaması nedeni ile 22.05.2020 itibariyle hukuken geçersiz bir marka olduğunu, bu itibarla iptali ile sicilden terkinine karar verilemeyeceğinden davacının hukuki yararının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davanın açıldığı tarih itibarıyla dava konusu markanın yenilenmemesi nedeni ile davalı adına hüküm teşkil etmediği kurum kayıtlarından görülmüş ise de belirtilen kayıtlara müddet bilgisinin işlenmediği, güncel kayıtlara güvenilerek davanın açıldığı, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği, kurum kayıtlarının güncellenmemesine bağlı olarak davanın açıldığına kanaat getirildiğinden, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına ve taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın konusunun dava sırasında ortadan kalkmadığını, başından itibaren davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 23 üncü maddesinin 1 nci fıkrasına göre tescilli markanın koruma süresinin başvuru tarihinden itibaren on yıl olduğu, ikinci fıkrası uyarınca da 10 yıldan sonraki 6 ay içerisinde yenilemenin yapılmaması halinde markanın kendiliğinden hükümsüz hale geleceği, kurum siciline bakıldığında, 23.04.2010 yenileme tarihli markanın koruma süresinin 23.04.2020 tarihinde dolduğunun ve yenilememiş olduğunun aleni bir şekilde görüldüğünü, davanın açıldığı tarihte markanın hukuken hükümsüz olduğunun sicil kayıtları ile sabit olduğunu, ayrıca bir bildirimin yapılmasının gerekli olmadığını, dolayısıyla hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, anılan kanunun uygulanmasına dair yönetmeliğin 67 nci maddesinde tescil dışında sicile kaydedilecek diğer işlemlerin belirtildiğini, bunların yenileme, hataların düzeltilmesi, lisans ve tescilden doğan haktan vazgeçme işlemleri olduğunu, bu itibarla müddet işleminin sicile kaydedilmesinin zorunlu işlemlerden olmadığını, kaldı ki, konusuz kalma halinde dahi haklılık durumuna göre vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı adına 2010/33765 tescil numarası ile kayıtlı markanın başvuru tarihinin 22.05.2010 olduğu, 10 yıllık koruma süresinin 22.05.2020 günü dolduğu, ancak markanın yenilendiğine dair dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı, eldeki davanın ise koruma süresi dolduktan sonra 02.06.2021 tarihinde açıldığı, o halde davanın açıldığı tarih itibari ile hükümsüzlüğü talep edilebilecek bir marka bulunmadığı, marka koruma süresinin sona erdiği hususunun basit bir araştırma ile öğrenilebilecek nitelikte olduğu, ayrıca Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulanmasına dair Yönetmelik hükümleri uyarınca müddet bilgisinin, sicile kaydedilecek işlemlerden olmadığı, bu itibarla davacının dava tarihi itibarıyla dava açmakta hukuki yararının bulunmasının dava şartı olduğu, dava açılırken bu şartın mevcut olması gerektiği, sonradan tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı anlaşıldığından, davanın usulden reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması sonucunda davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine ve davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kurum kayıtları esas alınarak açıldığını, kurumun sitesinde yer alan marka bölümünde müddet bilgisinin işlenmediğini, bu güncellemelerin marka sahibinin bildirimi üzerine yapıldığını, aynı şekilde yenileme taleplerinin de süresinde sisteme işlenmediğini, dolayısıyla süresi dolan marka için yenileme dilekçesi verilip verilmediği, ücretin yatırılıp yatırılmadığı, ilgili kurum tarafından talebin kabul edilip edilmediğinin bilinmesinin mümkün olmadığını, davalının devam eden hükümsüzlük davasına rağmen kuruma bildirimde bulunmadığını, bu itibarla kusuru bulunmayan müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava tarihinde yenilenmemiş olan marka nedeni ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi