Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1978 E. 2023/2179 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1978
KARAR NO : 2023/2179
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/529 Esas, 2021/1635 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2012/313 E., 2017/538 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı ile dava dışı Birlik İnş. Taah. Malz. Haf. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacıların bu kredi sözleşmesinde kefil olarak gösterildiğini, ancak imzaların davacılara ait olmadığını, bu sözleşmeye dayanılarak davalı tarafından davacılar aleyhine toplam 134.851,00 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davacıların aynı zamanda iki taşınmazı kredi kullanan şirket lehine ipotek verdiğini, taşınmazların satılması sonucunda 34.500,00 TL’nin tahsil edildiğini, bu tutarın borçtan indirilmesinin gerektiğini, ipoteklerin kredi borcunun değil kefaletlerin teminatı olduğunu, imzaların davacılara ait çıkması halinde dahi davacıların 50.000,00 TL için kefil olduklarını, imzalarının bulunmadığı 75.000,00 TL ek krediden de sorumlu tutulduklarını, davacılara gönderilen kredi kat ihtarnamelerinin ve icra dosyalarında gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu, davacılara ödeme emrinin de usulsüz tebliğ edildiği buna ilişkin olarak şikayet yoluna gidildiğini, şikayetin kabul edilerek ödeme emirlerinin tebliğ tarihinin düzeltildiğini, davacılar temerrüte düşürülmediğinden temerrüt faizinden sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davacıların İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2012/10825 E. sayılı icra dosyasından toplam alacak miktarı olan 134.851,00 TL borçlu olmadıklarının tespitini ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kredi sözleşmesindeki kefalet imzalarının davacılara ait olduğunu, yalnız kefalet limiti olan 50.000,00 TL’den değil işleyecek faiz ve masraflardan da sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.06.2017 tarihli ve 2012/313 E., 2017/538 K. sayılı kararıyla yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, genel kredi sözleşmesinin 64 ve 65 inci sayfalarındaki yazıların davacıların eli ürünü olmadığının belirtildiği, bu nedenle 18.08.2004 tarihli genel kredi sözleşmesindeki davacıların kefaletinin geçersiz olduğu, davacıların dava dışı asıl borçlu Birlik İnş. Taah. ve Malz. Hafr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kullanmış olduğu kredilerden dolayı davalıya kefalet borçlarının bulunmadığı, ayrıca davacıların sahip olduğu iki adet taşınmazın dava dışı asıl borçlu Birlik İnş Taah ve Malz. Harf. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin bankadan kullandığı kredilerin teminatını oluşturmak için davalı bankaya ipotek verildiği, davalı tarafından ipotekli taşınmazların 06.11.2009 tarihinde satılarak borca mahsup edildiği ve bu nedenle davacıların davalı bankaya karşı sorumluluklarının sona erdiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların icra takibinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.03.2019 tarihli ve 2018/513 E., 2019/420 K. sayılı kararıyla davalı banka ile dava dışı kredi borçlusu Birlik İnşaat Taah. Ltd. Şti. arasında 18.08.2004 tarihli 50.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, bu kredi sözleşmesine davacıların kefil olduğu, sonradan 27.09.2007 tarihinde 75.000,00 TL’lik limit artırım sözleşmesi yapılmak suretiyle limitin 125.000,00 TL’ye yükseltildiği, davacıların 75.000,00 TL’lik limit artırım sözleşmesinde kefalete ilişkin imzalarının bulunmadığı, davacıların sorumlu oldukları kefalet tutarının 50.000,00 TL ile sınırlı olduğu, davalının kullandırdığı kredinin esasen 18.08.2004 tarihli tek bir sözleşmeden kaynaklandığı, dolayısıyla davacı kefillerin 50.000,00 TL limitleri dahilinde kredi borcunun tamamından sorumlu oldukları kabul edilse de, davalı banka 2 ayrı hesap kat ihtarı keşide etmek suretiyle davacı kefillerin sorumluluğunu yalnızca cari hesap kredi borcu olan 38.314,59 TL yönünden sınırlandırdığı, dolayısıyla davacıların kat ihtarnamesi tarihi tibariyle 38.314,59 TL’den sorumlu olduğu, davalının İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2008/6579 E. sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde ve dava konusu icra takip dosyasında, tahsilde tekerrür olmamak kaydının yer aldığı, ipotekli takipte yapılan tahsilatların icra dosyasına yapıldığı gözetildiğinde davacıların dava tarihi itibari ile borçluluk durumunu talep etmelerinde hukuki yararlarının görülmediği, 30.07.2004 tarihli ipotek akit senedinde, dava dışı asıl borçlu şirketin davalı bankaya olan borçlarının teminatı olarak davacıların davalı banka lehine taşınmazları üzerinde ipotek tesis ettirdiği, davacıların icra takip tarihi itibariyle borçluluk durumunun belirlendiği, davacılara kat ihtarının 23.07.2008 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiye davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, esas hakkında yeniden karar verilerek davanın kısmen kabulüne, davacıların takip dosyasında 80.161,39 TL asıl alacak 9.921,17 TL işlemiş faiz, 496,05 TL BSMV olmak üzere toplam 90.578,61 TL borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 25.01.2021 tarih, 2020/2928 E., 2021/343 K. sayılı kararıyla; “1-…davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir….2-İcra ve İflas Kanununun 68/b maddesi kapsamında yer alan sözleşmede gösterilen adrese yapılan tebligatın geçerli olması durumu sadece asıl borçlu yönünden geçerlidir. Davacıların sözleşmede kefil olduğu gözetilerek takip öncesi hesap kat ihtarının tebliğinin anılan madde kapsamında geçerli olmadığı, bu durumda icra takibiyle davalıların temerrüde düştükleri gözetilerek bu husus çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların icra takibinden önce temerrüte düşürülmedikleri, temerrütün icra takip tarihinde gerçekleştiği, bu durumda davacıların sorumlu oldukları borç miktarının buna göre hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine, davanın kısmen kabulüne, davacıların davalıya icra takip tarihi itibariyle 80.161,39 TL asıl borç, 11.010,20 TL işlemiş faiz, 704,48 TL BSMV olmak üzere toplam 91.876,07 TL borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin menfi tespit talebinin reddine, davalı banka fazla talep yönünden icra takibine girişmekte haksız bulunmuş ise de kötü niyetli olduğu sabit görülmediğinden davacıların icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacılara yapılan kat ihtarına ilişkin tebligatların usulsüz olduğunu, davalının genel kredi sözleşmesinden dolayı borcunun bulunmadığını, sözleşmede faize ilişkin bir hüküm olmadığını, bu nedenle faiz işletilemeyeceğini savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların genel kredi sözleşmesinden kaynaklı tüm borçtan sorumlu olduklarını, davanın kısmen kabulü kararının doğru olmadığını, davacıların ihtara gerek kalmaksızın borçtan sorumlu olduklarını savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıların temerrüt tarihlerinin doğru değerlendirilip değerlendirilmediği ve davacıların davalıya borçlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgililere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.