Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1941 E. 2023/4125 K. 04.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1941
KARAR NO : 2023/4125
KARAR TARİHİ : 04.07.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/863 Esas, 2021/2033 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/916 E., 2019/120 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat talepli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 04.07.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Bakırköy 4. İcra Müdürlüğünün 2014/9506 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine 1 adet bonoya dayalı takip başlattığını, dosya borcunun icra tehdidi altında 03.04.2015 tarihinde 76.136,64 TL olarak ödendiğini, yine davalının Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2015/2030 Esas sayılı dosyasında toplam tutarı 521.639,32 TL olan 7 adet bonoya dayalı icra takibi başlattığını, konuyla ilgili imza inkarına dayalı olarak icra hukuk mahkemesinde açtıkları davanın derdest olduğunu, her iki takibe dayanak yapılan bonoların müvekkilinin imzasını taşımadığını, nitekim İcra hukuk mahkemesinde alınan Adli Tıp Kurumu raporunda bonolardaki yazı ve imzaların müvekkilinin eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2015/2030 Esas sayılı dosyası nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, Bakırköy 4. İcra Müdürlüğünün 2014/9506 Esas sayılı dosyasına konu edilen bono nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve bu icra dosyasına ödenen 76.136,64 TL’nin davalıdan istirdatına ve davalının % 20 oranında kötü niyet tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istirdat talebinin 1 yıllık hak düşürücü süre içinde yapılmadığını, menfi tespit talebinin ise kötü niyetli olduğunu, davacının öncelikle senet lehtarı … ile ticari ilişkisinin olmadığını ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin dolandırıldığını, müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 14.03.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda 8 adet senetteki, 29.08.2016 tarihli Adli Tıp Genişletilmiş Heyet Raporunda ise 7 adet senetteki keşideci imzalarının davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, Güzel Sanatlar Fakültesi’nden alınan 30.11.2017 tarihli raporda ise 8 adet senetteki imzaların kuvvetle ihtimal davacının eli ürünü olduğu yolunda kanaat bildirildiği, somut olayda takibe konu senetlerde yer alan imzaların davacının eli ürünü olmadığı yönündeki davacı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının menfi tespit ve istirdat taleplerinin reddine, şartları oluşmaması sebebiyle davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin Adli Tıp Genişletilmiş Heyet Raporuna itibar etmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, anılan raporun Adli Tıp Kurumu Kanunu uyarınca kesin nitelikte olduğunu, ceza ve icra dosyalarında alınan raporların da lehlerine olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 72 inci maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı Kanun 72 inci madde

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan Bakırköy 4. İcra Müdürlüğünün 2014/9506 E. sayılı takibe konu senede yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı, Bakırköy 4. İcra Müdürlüğünün 2014/9506 E. sayılı dosyasına konu 1 adet senet ile Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2015/2030 E. sayılı dosyasına konu 7 adet senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Bakırköy 4. İcra Müdürlüğünün 2014/9506 E. sayılı dosyasına yapılan itiraz Bakırköy 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/892 E. sayılı dosyası üzerinden incelenmiş, alınan bilirkişi raporları dava konusu senet üzerindeki imzaların davacı eli ürünü olduğunu tespit eder mahiyette olduğundan mahkemece 17.03.2015 tarih 2015/282 Karar sayılı karar ile imza itirazının reddine karar verilmiştir. Söz konusu karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesi denetiminden geçerek 27.01.2016 tarih 2015/25091 E. ve 2016/2308 Karar sayılı ilamı ile onanmış ve aşamalarda kesinleşmiştir. Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2015/2030 E. sayılı dosyasına konu 7 adet senede karşı yapılan imza itirazı ise Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/204 E. sayılı dosyası ile incelenmiş, senetler üzerindeki imzaların davacı eli ürünü olmadığı gerekçesi ile 18.10.2016 tarih ve 2016/1107 K. sayılı kararı ile imza itirazlarının kabulüne karar verilmiştir.

Anayasanın 141/son maddesinde “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir” denilmektedir. Keza 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 30’uncu maddesi de “Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” şeklindeki usul ekonomisi ilkesini içermektedir.

Hakim, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir (6100 sayılı Kanun madde 266). İlk raporun teknik açıdan yetersiz olması, denetime elverişli olmaması halinde ek rapor ya da ikinci bir bilirkişiden rapor alınabilir. İki rapor arasında esaslı çelişki bulunması halinde de telif edici nitelikte üçüncü bir heyetten rapor alma yoluna gidilebilir. Ama buna ilişkin ara kararları kurulurken yukarıda bahsi geçen usul ekonomisiyle ilgili emredici nitelikteki anayasa ve kanun hükümleri her daim gözetilerek; gerek mahkemenin, gerekse tarafların fazladan mesai, emek ve masraf yapmalarına yol açacak usulü işlemlerden kaçınmak gerekir.

Somut olaya geldiğimizde, Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2015/2030 E. sayılı dosyasına konu 7 adet senet üzerinde yapılan incelemede 14.03.2016 tarih Adli Tıp Kurumu raporuna göre senetler üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığı yine 29.08.2016 tarihinde Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Heyet raporunda senetlerdeki imzaların davacı eli ürünü olmadığı bildirilmiştir. Hal böyle iken dosyada çelişkili raporlar olmadığı halde mahkemece Güzel Sanatlar Fakültesinde görevli bilirkişilerden oluşan heyetin görüşüne başvurulması yukarıda anılan ilke ile bağdaşmamaktadır. Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2015/2030 E. sayılı dosyasına konu 7 adet senet üzerindeki imzaların davacı eli ürünü olmadığı kabul edilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının Bakırköy 5. İcra Müdürlüğünün 2015/2030 esas sayılı dosyasına konu 7 adet senet bakımından BOZULMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.