Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1910 E. 2023/1797 K. 23.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1910
KARAR NO : 2023/1797
KARAR TARİHİ : 23.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI : 2020/287 Esas, 2021/395 Karar
HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Ebrar Danışmanlık Şirketine ait mağazayı aktif ve pasifleri ile birlikte devraldığını, bakiye alacağı için davalıya fatura gönderdiğini ancak davalının faturayı iade ettiğini, davalı aleyhine Rize İcra Müdürlüğünün 2011/6309 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının yetkiye ve borca itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek itirazının iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı asıl cevap dilekçesinde; sözleşmenin Ebrar danışmanlık ile yapıldığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, aldığı mobilyaların bedelinin ödendiğini, bakiye borcunun bulunmadığını, ürünlerin ayıplı olduğunu savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin 11.12.2018 tarih, 2018/351 esas ve 2018/730 karar sayılı kararı ile davalının tüketici olması sebebiyle davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakıldığı, davalı tüketicinin Trabzon ilinde ikamet ettiği ve söz konusu malların Trabzon’daki evine teslim edilmiş olması nedeniyle yetkili icra dairesinin tüketicinin bulunduğu yerdeki icra dairesi olduğu, itirazın iptali davasının dava şartlarından birinin yetkili icra dairesine yapılmış bir icra takibinin bulunması olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 04.12.2019 tarih, 2019/1021 E., 2019/7833 K. sayılı kararıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89 uncu maddesi uyarınca para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinin düzenlendiği, uyuşmazlık sözleşmeden doğan para borcuna ilişkin olduğundan Mahkemece alacaklının ikametgahı olan Rize İcra Dairesinin icra takibinde yetkili icra dairesi olduğunun kabulü gerekirken, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğine işaret edilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının icra takibine konu faturada belirtilen ürünlere ilişkin Ebrar Danışmanlık ile anlaşma yaptığı, anlaşma sonrası ürünlerin davalıya teslim edildiği, sonrasında Ebrar Danışmanlığın tüm hak ve alacaklarını temlik sözleşmesi ile davacıya devrettiği, davacı tarafından satılan ürünlerin bedeli davalı tarafça ödenmeyince davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalı tarafça kendisine teslim edilen malların ayıplı olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, davalı tarafça ayıplı ürün teslimine ilişkin iddianın ispat edilemediği, davalı takip dayanağı faturaya konu ürünlerin bedelini ödediğini iddia ettiği, davalıya, davaya konu satın alınan ve ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünlere ilişkin satış bedelini ödemeye yönelik delillerini ibraz etmek üzere kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde delillerini ibraz etmediği, kararın verildiği tarihe kadar da bu hususta herhangi bir delil dosyaya sunulmadığı, ispat yükü davalı tarafa geçmiş olmasına rağmen davalının ödeme iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya dayanak olan sözleşmenin dava dışı Ebrar Danışmanlık ile yapıldığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, temlik sözleşmesi ile işyeri devredildiği belirtilmişse de bir temlik sözleşmesi ibraz edilmediğini, davacı dayandığı faturanın 7 gün içerisinde düzenlenmesi gerekirken 7 ay sonra düzenlendiğini, davalı tarafından faturaya ihtarname ile itiraz edilerek iade edildiğini, davalı tanıklarının Mahkemece dinlenilmediğini, davacının zaten satış sözleşmesinin tarafı olmadığı ve satış sözleşmesinin tarafı olan Ebrar Danışmanlığın davalıya ürünleri tam ve eksiksiz teslim etmediği özellikle vurgulanmasına rağmen hatalı olarak Mahkemece ürünlerin tam olarak teslim edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığının gerekçede belirtildiği, Ebrar Danışmanlıkla davalı arasında yapılan satış sözleşmesinde eksik ürün teslimi yapıldığını, sipariş formu düzenlenmiş olsa da teslimatın istenildiği gibi yapıldığına dair herhangi bir kayıt teslimat belgesinin dosyada bulunmadığını, mallar eksik teslim edildiği gibi teslim ettikleri belirtilen nitelikte olmadığını, davalının davacıya hiç bir borcu olmadığını ve 20.000 TL’nin ödenmiş olduğu dava dilekçesinde davacı tarafça kabul edildiğini, satış sözleşmesi sipariş formunda peşinat olarak 20.000,00 TL tutarlı çek ile ödendiği de açık olduğu, davacı tarafın iddia ettiği gibi bakiye bir borç bulunmadığını, teslim edildiği iddia edilen malların tesliminin yazılı delille ispatlanamamasına rağmen bu mallara ilişkin bedelin ödenip ödenmediğinin Mahkeme tarafından ispat yükünün davalıda olduğuna dair tespitin yanlış olduğunu, icra inkar tazminatına karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
1. Uyuşmazlık, davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, takip dayanağı faturaya konu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 inci maddesi.

3. Değerlendirme
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında parekende satış sözleşmesi olduğu ancak davacı tarafından sunulan yazılı sözleşmenin taraflarca imzalanmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, davalının imzasını taşımayan 22.05.2010 tarihli sözleşme uyarınca satış bedelinin 31.500,00 TL olduğunu iddia etmiş,davalı satış bedelinin 20.000,00 TL olduğu ve çekle ödendiğini savunmuştur. Bu durumda satış sözleşmesinin esaslı unsurlarından olan satış bedelinin ve sözleşme şartlarının davalının kabulünden farklı olduğunu iddia eden satıcının bu hususu usulüne uygun delillerle ispatı gerekir. Bu hususta ispat yükü davacıya ait iken yerinde olmayan yazılı gerekçeyle ispat yükünün davalıya ait olduğundan bahisle karar verilmesi doğru olmamıştır. İspat yükünün davacıda olduğu gözetilerek delillerin bu kapsamda değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine, Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.