Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1857 E. 2023/5262 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1857
KARAR NO : 2023/5262
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1969 Esas, 2021/1674Karar
HÜKÜM : Esas Hakkında Yeniden Hüküm Kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/178 E., 2019/668K.

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin davalı Başak Transit Uluslararası Nakliyat İthalat İhracat Seyahat Turizm ve Ticaret Ltd. Şti.’nin işleteni, diğer davalı …Ş.’nin işleteni ve hukuken bağlı bulunduğu teşebbüsü olduğu … plaka sayılı otobüste yolcu iken, otobüs sürücüsünün kusuru ile sebebiyet verdiği kaza sonucu ağır şekilde yaralandığından bahisle 200.000,00 TL manevi tazminatın 18.09.2018 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemelerin asliye ticaret mahkemeleri, yetkili mahkemenin ise Bursa mahkemeleri olduğu, otobüs şoförünün müvekkili şirketin işçisi olmadığı ve müvekkilinin otobüsün işleteni olmadığı, bu nedenle müvekkili şirkete husumet düşmediği, davanın zamanaşımına uğradığı, kazanın meydana gelmesinden otobüs sürücünün kusuru bulunmadığı, emniyet kemerini takmayan davacının meydana gelen neticeyi ağırlaştırdığı için müterafık kusurlu olduğu, talep edilen tazminatın fazla olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Başak Transit.. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, müvekkili şirketinin bir sorumluluğu ve kusurunun bulunmadığı, emniyet kemerini takmayan davacının meydana gelen neticeyi ağırlaştırdığı için müterafık kusurlu olduğu, talep edilen tazminatın fazla olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının Afyonkarahisar’da veteriner olarak çalışmak sureti ile hayatını sürdürdüğü, 18.09.2018 tarihinde davalılardan Başak Transit Ltd. Şti.’nin maliki olduğu, … Koç Otobüsleri A.Ş.’nin ise kendi adı altında işletmek üzere işletme hakkını sözleşme ile devraldığı …plaka sayılı otobüse bindiği, otobüsün şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sebebi ile yoldan çıkarak devrildiği, trafik kazası sonucu birden fazla kişinin öldüğü, davacının da aralarında olduğu birden fazla kişinin yaralandığı, davacının trafik kazası sebebi ile vücudunda ağır nitelikte birden fazla kemik kırığı oluştuğu ve %37 oranında daimi maluliyete maruz kaldığı, geçici maluliyet süresinin 270 gün olup, 30 gün süreyle mutlaka başkasının bakımına muhtaç hale geldiği, bu sebeple aracın maliki ve işletenine karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 56 ncı maddesi uyarınca manevi tazminat talebinde bulunabileceği, talep edilen manevi tazminatın ise davacının yaşının 32 olup hayatının en verimli çağında %37 gibi büyük bir oranda sürekli maluliyete uğraması, veteriner olarak çalışması sebebi ile hayatının bundan sonraki döneminde kazadan önceki tarihteki gibi çalışmasının imkansız hale gelmesi, sürekli maluliyeti ve ameliyat izleri sebebi ile geçirdiği kazayı her an hatırlayarak yaşamak zorunda kalması, eşine ve çocuklarına kazadan önceki gibi kocalık ve babalık vazifesini yapamayacak duruma gelmesi, davalı şirketlerin de tüketiciye karşı çok güçlü sigorta şirketleri tarafından korunan büyük şirketler olması sebebi ile makul kabul edilerek, talep edilen manevi tazminata mahkemece müdahale edilmeyerek davanın tam kabulüne ve 200.000,00 TL manevi tazminatın 18.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza tarihinin 18.09.2018 olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesince 18.10.2018 tarihi itibari ile faiz uygulandığı, ayrıca hükmedilen tazminatın avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirketin kusuru olmadığı, kazaya hava şartları, yol ışıklandırma ve işaretlemesinin yetersizliğinin sebebiyet verdiği, davacının uyarılara rağmen emniyet kemeri takmadığı için kusurlu olduğu, hükme esas alınan maliyet raporuna itirazları değerlendirilmediği, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

3. Davalı Başak Transit.. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirketin kusuru olmadığı, aracın bakımlarının tam ve eksiksiz yerine getirildiği, davacının uyarılara rağmen emniyet kemeri takmadığı için kusurlu olduğu, hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaza nedeni ile ölen …’nin sürücüsü, davalı Başak Transit Uluslararası Nakliyat İthalat İhracat Seyahat Turizm ve Ticaret Ltd. Şti.’nin kayıt maliki ve işleteni, davalı …Ş.’nin bilet satmak suretiyle aracı yolcu taşımacılığında kullanan teşebbüsü olduğu yolcu otobüsünün karıştığı trafik kazası sonucu araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, dava dilekçesinde trafik kazası tarihi doğru olarak gösterilmek suretiyle hükmedilecek tazminata kaza tarihinden itibaren faiz uygulanması talep edildiğinden davacının talebi doğrultusunda hükmedilen tazminata 18.09.2018 olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken hüküm fıkrasında faiz başlangıç tarihinin 18.10.2018 olarak gösterilmesinin hatalı olduğu, davacı ile davalı …Ş. arasında yolcu taşıma sözleşmesinin kurulduğu, kazaya sebebiyet veren aracın davalılar tarafından ticari maksatla işletildiğinden taraflar arasında ticari nitelikte yolcu taşıma sözleşmesi bulunduğu dikkate alındığında, hükmedilen tazminata talep uyarınca avans faizi uygulanması gerekirken, yasal faiz uygulanmasınında yerinde görülmediği, davalıların istinaf istemleri yönünden ise; otobüs sürücüsünün kusuru bulunduğu gibi, trafik kazasının mücbir bir sebepten ve şoför dışında üçüncü bir kişinin ağır kusurundan kaynaklanmadığı dikkate alındığında davalı şirketlerin sorumluluk koşullarının oluşmadığına yönelik istinaflarının yerinde görülmediği, İlk Derece Mahkemesince kendisine davacı tarafından sunulan Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 18.07.2019 tarihli raporu esas alınmak suretiyle manevi tazminatın belirlenmesi yoluna gidildiği, bahsi geçen rapora göre davacının trafik kazası sonucu; boyun kemiğinde kırık, bel kemiğinde kırık, kaburga kemiklerinde kırık, yüzünde ve sol kolunda sütüre edilmesi gereken kesiler oluştuğu, bu yaralanmalardan dolayı üniversite hastanesi adli tıp anabilim dalı başkanlığı tarafından %37 maluliyet oranı belirlendiği, ve iyileşme süresi 9 ay olarak tespit edildiği, bu durumda mevcut rapora göre hüküm kurulmasında dosya kapsamına göre engel bir hal bulunmadığı, davacının emniyet kemeri takmadığını iddia etmiş ise de, eldeki isteğin ve hükmedilen tazminatın manevi zarara yönelik olduğu, manevi zarar belirlenirken müterafık kusur nedeniyle oransal bir indirim yapılamayacağı, öte yandan davalı tarafında da araç içerisindeki yolculara emniyet kemerlerini takmaları konusunda etkin bir uyarıda bulunma sorumluluğunu yerine getirmediğinden davalılar vekillerinin emniyet kemeri takılmadığı için davacının müterafık kusuruna yönelik istinaf sebebine itibar edilmediği, kaza nedeni ile ölen otobüs sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu sebebiyet verdiği kazada tam kusurlu olduğu, bu kusurdan dolayı davalı şirketlerin hem taşıyıcı hem de otobüsün işleteni olmasından dolayı doğan zararlardan sorumlu oldukları dikkate alındığında olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, davacının yaralanma derecesi, hak ve nesafet kaideleri birlikte yukarıda açıklanan ilkeler kapsamında değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince davacı yararına 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi ulaşılmak istenilen manevi tatmin (doyum) için fazla olduğundan 100.000,00 TL manevi tazminat miktarının davacının manevi zararını karşılayacak nispette, hak ve nesafete uygun düştüğü gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 100.000,00 TL manevi tazminatın 18.09.2018 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı …Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkili …’in, dava konusu trafik kazası nedeniyle hayati tehlikeye maruz kalacak şekilde yaralandığını, ağır bir bedeni travma geçirdiğini, boynunda, omurgasında, kaburgalarında, çenesinde ve burun kemiklerinde kırıklar başta olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde birçok kırık ve çeşitli yaralanmalar meydana geldiğini, kazadan sonra müvekkil farklı hastanelerde defalarca tedavi görmüş, cerrahi operasyonlar geçirmiş, boynuna ve omurgasına platin takıldığını, geçirdiği tedavi sürecinde hem fiziken hem de ruhen telafisi son derece güç elem ve ızdırap duymuş, ailesinin ve yakınlarının yardımına/bakımına muhtaç kaldığını, psikolojik olarak da ağır bir travma yaşayıp, kazanın meydana getirdiği iz ve emareleri halen atlatamadığını, müvekkilinin hayatını darmadağın eden bu kazanın izlerini ve oluşturduğu manevi çöküntüyü hayatı boyunca taşıyacağı ve bundan sonra kazanın meydana getirdiği kalıcı hasar ve sakatlıklar ile yaşayacak olduğu da dikkate alındığında; hükmedilen manevi tazminat miktarı, müvekkilin uğramış olduğu manevi zararlar karşısında son derece eksik kaldığını belirterek kararın bu yönden bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık,yolcu taşıması sırasında meydana gelen trafik kazasına bağlı yaralanma nedeni ile manevi tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 914 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 117 nci maddesinin ikinci fıkrası, 2918 sayılı Kara yolları Trafik Kanunu’nun 85 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi

3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince davacının trafik kazası sebebi ile vücudunda ağır nitelikte birden fazla kemik kırığı oluştuğu ve %37 oranında daimi maluliyete maruz kaldığı, geçici maluliyet süresinin 270 gün olup, 30 gün süreyle mutlaka başkasının bakımına muhtaç hale geldiği, davacının yaşının 32 olup hayatının en verimli çağında %37 gibi büyük bir oranda sürekli maluliyete uğraması, veteriner olarak çalışması sebebi ile hayatının bundan sonraki döneminde kazadan önceki tarihteki gibi çalışmasının imkansız hale gelmesi, sürekli maluliyeti ve ameliyat izleri sebebi ile geçirdiği kazayı her an hatırlayarak yaşamak zorunda kalması, eşine ve çocuklarına kazadan önceki gibi kocalık ve babalık vazifesini yapamayacak duruma gelmesi gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, davacının yaralanma derecesi, hak ve nesafet kaideleri birlikte değerlendirildiğinde, davacı yararına 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin ulaşılmak istenilen manevi tatmin (doyum) için fazla olduğundan 100.000,00 TL manevi tazminat miktarının davacının manevi zararını karşılayacak nispette, hak ve nesafete uygun düştüğü gerekçesiyle istinaf başvurularının kabulü ile yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

6098 sayılı Kanun’un 56 ncı maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.

Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür

Mahkemece, manevi tazminat miktarı belirlenirken, davacının kaza sonucu sürekli maluliyeti ile tedavi görürken duyduğu üzüntünün dosyaya yeterli şekilde yansımadığı gerekçesiyle miktar düşük belirlenmiştir. Olay tarihi, olayın gerçekleşme biçimi, meydana gelen kazada davacının yolcu bulunması, davacının %37 oranında sürekli maluliyete maruz kalması ile ameliyat izleri, geçici bakıma muhtaç kaldığı süre ve özellikle mesleği, yaşı ile sosyal ve ekonomik koşulları birlikte gözetildiğinde, davacı yararına daha üst seviyede manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istekleri halinde taraflara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.