Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1806 E. 2023/3984 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1806
KARAR NO : 2023/3984
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1084 Esas, 2021/2289 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/783 E., 2017/1064 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. .Duruşma için belirlenen 20.06.2023 günü hazır bulunan davacı vekili Av. …….. ile davalı vekili Av. …… dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, takibe konu edilen bonodaki avalist imzasının murise ait olmadığını, yine imzanın murise ait olduğu belirlenmesi halinde ise sözkonusu bononun genel kredi sözleşmesinin teminat olarak verildiğini, bunun yanında kefalete ilişkin şekil şartlarını taşımadığını beyanla bonoya dayalı takipten ötürü borçlu olmadığının tespiti ile %20 orandan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının imzaya itirazının ve teminat iddiasının doğru olmadığını, iddiasını doğrular her hangi bir kayıt bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davaya konu edilen bonodaki avalist imzasının murisin eli ürünü olduğunun tespit edildiği, teminat iddiasına hukuken itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının yeminden kaçındığını, Mahkemenin de hukuki dayanağı olmayan gerekçe ile yeminin sonuca tesiri olmayacağını değerlendirmiş ve ara kararından döndüğünü, yemin teklifinin esasen senedin kambiyo vasfını haiz olup olmadığına yönelik olduğunu, senedin kambiyo vasfının bulunmadığını, genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak alındığının ispat edildiğini, adi senet vasfındaki senetteki kefilin sorumluluğunun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583 üncü maddesi hükmündeki şekil şartlarına uygun olması gerektiğini, senet üzerindeki borç miktarı, müşterek kefil yazısı ve tarih yazılarının hiçbirinin murisin eli ürünü olmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, imzanın, miras bırakanına ait olmadığını ileri sürmüş ise de, alınan bilirkişi raporuna göre imzanın murise ait olduğunun belirlendiği, Mahkemece davanın red gerekçesi olarak davacı yanın teminat iddiasının ispat edilememesi ve kefalet bakımından ise herhangi bir genel kredi sözleşmesi bulunmadığı gösterilmiş ise de, anılan nedenlerin lehine aval verilenin kişisel defileri olduğu ve bu defilere davacı aval verenler tarafından lehtar olan hak sahibine karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı takipten ötürü borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.