Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1776 E. 2023/5557 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1776
KARAR NO : 2023/5557
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafa ait sınav sorularının 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (5846 sayılı Kanun) 2. maddesi anlamında ilim ve edebiyat eseri olduğunu ve mali hak sahibinin müvekkili olduğunu, davacıya ait 2002 ,2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012 yılı KPSS sınavlarındaki soruların izinsiz olarak davalıya ait kitaplarda kullanıldığını, davalıyla bu konuda herhangi bir sözleşme ve hak devri yapılmadığını, yapılan şikâyet sonucunda açılan kamu davasında davalı şirketin yetkilisinin adli para cezası ile cezalandırıldığını, 5846 sayılı Kanun uyarınca müvekkilinin haklarınının davalı tarafça ihlal edildiğini ileri sürerek 5846 sayılı Kanun’un 70 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 100,00 TL maddi tazminat, buna ilaveten ve terditli olarak elde ettiği karın tespiti ile müvekkiline iadesini, bu bedelin 5846 sayılı Kanun’un 68 inci maddesine göre tespit edilen bedelden az olması halinde aynı Kanun’un 68 inci maddesi gereği 3 katı tutarındaki bedel olarak şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere toplam 1.100,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, 28.05.2018 tarihli ıslah dilekçeyle telif tazminat talebini toplamda 199.610,52 TL’ye yükseltmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın zamanaşımı nedeiniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın dilekçesinde belirttiği kitapların içeriği aynı olan farklı baskıları ifade ettiğini, sözü edilen kitabın konu anlatımlı kitaplar olduğunu ve davacının belirttiği şekilde tümüyle ÖSYM sorularını barındırmadığını, soruların tamamının kullanılmadığını, kitapların sayfa sayılarıyla oranlandığında çıkmış soruların kitap içindeki toplam kapsamının % 8 civarında olduğunu, 2013 yılından sonra % 3’e kadar düşürüldüğünü, bu kapsamda davacının mali haklarının ihlalinin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu tüm sınav soru kitapçıklarının ayrı ayrı 5846 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi kapsamında bir ilim ve edebiyat eseri olduğu, eser ve hak sahibinin de davacı olduğu, davacı tarafa ait 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılında KPSS sınavında sorulan sınav sorularının, davalıya ait 2012, 2013, 2014 yıllarına ilişkin eserlerde izinsiz kullanılarak davacının 5846 sayılı Kanun’un 22 nci maddesindeki çoğaltma ve 23 üncü maddesindeki yayma haklarının ihlal edildiği, davacının 5846 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi gereği 3 kat olarak 199.610,52 TL tazminat talebinde bulunabileceği, davacının 5846 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi gereği 3 kat tazminat talep etmesi sonucu yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda farazi sözleşme ilişkisi kurulmuş olduğundan aynı Kanun’un 70 inci maddesi gereği tazminat talebinde bulunmasının mümkün olamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, 199.610,52 TL telif tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilince dava konusu kitapların basım tarihlerinden itibaren yasal faiz talep edildiği halde mahkemece bu konuda bir karar verilmediğini, 5846 sayılı Kanun’un 68 inci maddesine göre tazminat istendiği hallerde aynı Kanun’un 70 inci maddesinin ikinci fıkrasına dayanarak tazminat istenebileceğini, mahkemece bu maddeye göre hesap yapılamaması halinde zarar miktarının hakkaniyete uygun olarak belirlenmesinin gerektiğini, mahkemenin 5846 sayılı Kanun’un 70 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre yaptığı değerlendirmenin de hatalı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamaya dahil edilen soru sayılarında maddi hatalar yapıldığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafa süre verilerek tazminat talebini 5846 sayılı Kanun’un 68 mi yoksa 70 inci maddesinin ikinci fıkrasına mı dayandırdığının açıklattırılması gerektiğini, sözü edilen kitapların konu anlatımlı kitaplar olup davacının belirttiğinin aksine tümüyle ÖSYM sorularını barındırmadığını, üstelik ÖSYM’nin tüm sorularının kullanılmayıp sadece çıkmış soru tiplerini göstermek amacıyla konu aralarına seçilmiş sorular konulduğunu ve açıklamalı çözümleriyle birlikte verildiğini, piyasada satılan çıkmış sorular kitapçığı şeklinde bir kitap olmadığını, kitapların sayfa sayılarına göre çıkmış soruların oranının %8 civarında olduğunu, dolayısıyla Yargıtayın emsal nitelikteki kararları doğrultusunda “maksadın haklı göstereceği nispette iktisap niteliğinde bulunduğunu, 2002 yılından beri yayınlanmış olunan kitaplarla ilgili olarak davacı tarafın 2016 yılına kadar hiçbir talebinin olmadığını, davacı taraf uzunca bir süre ses çıkarmayarak söz konusu yayınlara muvafakat etmiş sayılmasının gerektiğini, tazminat hesaplaması yapılırken davacı tarafça sunulan Telif Ücret Tarifesinin dikkate alındığını, emsal ve rayiç bedeller üzerinden hareket edilmeyip fahiş rakamlara ulaşıldığını, bu nedenle yapılan tazminat hesabını da kabul etmediklerini, zamanaşımı hakkında bir değerlendirme yapılmadığını, müvekkil şirkete ait kitapların içerik itibariyle aynı olduğu sadece yeni baskılarda kapaklarındaki yıl ibaresinin değiştirildiğini, her yıl farklı bandrolle satışa sunulduğundan oran olarak çok daha fazla soru kullanıldığı izleniminin oluştuğunu, bu yönüyle de inceleme yapılmadığını belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk derece mahkemesinin dava konusu tüm sınav soru kitapçıklarının ayrı ayrı 5846 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi kapsamında bir ilim ve edebiyat eseri olduğuna, davacının eser sahibi ve hak sahibi bulunduğuna, davacı tarafa ait 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılında KPSS sınavında sorulan sınav sorularının, davalıya ait 2012, 2013, 2014 yıllarına ilişkin eserlerde izinsiz kullanılarak davacının 5846 sayılı Kanun’un 22. maddesindeki çoğaltma ve 23. maddesindeki yayma haklarının ihlal edildiğine ve davacının aynı Kanun’un 70 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca maddi bir zarara uğradığının ispat edilemediğine ilişkin tespitlerinin doğru olduğu, ancak Mahkemece yapılan inceleme ve değerlendirmeler hüküm kurulması için yeterli görülmediğinden bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, davacının maddi tazminat istemini dayandırdığı 5846 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi uyarınca taraflar arasında sözleşme ilişkisi doğduğundan zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, yine davacının maddi tazminat istemini dayandırdığı 5846 sayılı Kanun’un 70 inci maddesi uyarınca da uzamış ceza zamanaşımı süresinin geçerli bulunması karşısında zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, özünde haksız fiile dayalı bu istemler için zaman aşımı süresinin, en erken davalının ilk basımı gerçekleştirdiği 2012 yılında başlayacağı nazara alındığında hem 16.02.2016 dava hem de 28.05.2018 ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı sürelerinin dolmadığı, Mahkemece davacının 5846 sayılı Kanun’un 70 inci maddesinin ikinci fıkrasına dayalı talebinin reddine karar verildiği halde, davanın tamamen kabulüne karar verilip, davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin ve 70 inci maddesinin üçüncü fıkrasına dayalı talepleri hakkında bir karar verilmemesinin de doğru görülmediği, davacının 5846 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi uyarınca 199.771,46 TL talep edebileceği, ancak bu konuda davacının 28.05.2018 tarihli ıslah talebi ile bağlı kalındığı, İstinaf mahkemesince alınan ek bilirkişi raporunda davacının 5846 sayılı Kanun’un 70 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davalının fiili satışlarına göre 3.493,03 TL, bandrol sayısına göre 11.209,22 TL, basım adedine göre 25.792,42 TL kar talep edebileceği, bu bedellerin tamamının, 5846 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi uyarınca hükmedilecek telif tazminatından az olduğundan 5846 sayılı Kanun’un 70 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre davacının koşulları oluşmayan talebinin reddine karar vermek gerektiği, davalı tarafça dava konusu fiilin işlenmediği yönünde bir savunmada bulunulmadığı nazara alınarak ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesinin bir yarar sağlamayacağı, dava dilekçesinin talep sonucunda herhangi bir faiz talebinde bulunulmadığı ancak ıslah dilekçesinde tüm telif tazminatı talebi için dava tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunulduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne 199.610,52.TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının ispatlanamayan 5846 sayılı Kanun’un 70 inci maddesinin ikinci fıkrasına maddesine dayalı tazminat talebinin reddine, davacının 5846 sayılı Kanun’un 70 inci maddesinin üçüncü fıkrasına dayalı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de 5846 sayılı Kanun’un 70 inci ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 uncu maddesi gereğince müvekkilinin tazminat talep etme hakkı bulunduğunu belirterek davanın reddedilen kısmı için temyiz incelemesi yapılarak kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamu adına sınav yapan bir kurum olan ÖSYM’nin çıkmış sorularının konu anlatımı kitabında kullanılmasının olağan bir durum olduğunu,bu sorular eğitim sektöründe tüm taraflarca kullanıldığını, söz konusu soruların bedelleri sınava girenlerden zaten alınmış olduğundan çıkmış soruların zaten davacının internet sitesinde ücretsiz olarak yayınlandığını, sözü edilen kitapların konu anlatımlı kitaplar olması nedeniyle davacının belirttiği şekilde tümüyle ÖSYM sorularını barındırmadığını, kitapta yer alan soruların maksadın haklı göstereceği nispette iktisap niteliğinde olduğunu, sorulardan izinsiz faydalanmak gibi bir amacın bulunmadığını, bilirkişilerce soruların mükerrer sayıldığını ve tazminatın yanlış hesaplandığını, davacının sunduğu ücret tarifesi üzerinden yapılan tazminat miktarına itiraz edildiğini, davacı taraf uzun süre sessiz kalıp dava açmadığından yayınlara muvafakat etmiş sayılacağını, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıya ait 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında KPSS sınavında sorulduğu belirtilen sınav sorularının, davalı tarafa ait 26 ayrı eserde izinsiz kullanılıp kullanılmadığı, 5846 sayılı Kanun’un 68, 70 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 70 inci maddesinin üçüncü fıkrasına dayalı maddi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5846 sayılı Kanun’un 2, 22, 23, 68 ve 70 nci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.