Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1774 E. 2023/5259 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1774
KARAR NO : 2023/5259
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/255 Esas, 2021/1500 Karar
HÜKÜM : Esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/149 E., 2019/444 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Nestle Grup şirketlerince kullanılan ve müvekkili adına tescilli markalardan en önemli ve değerlilerinden birisinin de “COFFEE-MATE” markalı ürünleri için kullanılan ürün kutusu şeklinden oluşan markası olduğunu, bu markanın müvekkili adına 14.11.2006 tarihinden beri 2006/54990 sayılı marka ile koruma altında olduğunu, müvekkiline ait olan şekil markasının tescilli olmasının yanında son derece tanınmış bir marka da olduğunu, bu şekil markasının yine müvekkili adına tescilli tanınmış “COFFEE-MATE” markalı ürünler için uzun yıllardır kullanıldığını, bu vesileyle davaya dayanak şekil markasının kendisinin de tanınmış hale geldiğini, 12.01.2017 tarih ve 268 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilan edilen davalı Şirkete ait 16.11.2016 tarih ve 2016/92380 sayılı şekil marka başvurusundan haberdar olunduğunu, müvekkilinin kendisine ait şekil markası ile karıştırma ihtimali yaratacak derecede benzer olan söz konusu marka başvurusuna 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile aynı maddenin dördüncü fıkrası ve 35 inci maddeleri uyarınca itiraz ettiğini, itirazın tamamen reddedildiğini, bu hatalı karara karşı müvekkilince TPMK YİDK nezdinde itiraz edildiğini, ancak, YİDK tarafından eksik ve hatalı inceleme yapılarak itirazın 16.02.2018 tarihli 2018-M-1198 sayılı kararı ile tümüyle reddedildiğini ileri sürerek anılan kararın iptali ile 2016/92380 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin “beta caffıto sekil” markası ile itiraz edene ait şekil markalarının farklı olduğunun aşikar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2016 92380 sayılı davalı markasının, 29 uncu sınıfta yer alan “…Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar….” ile 30 uncu sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler…..” malları ile davacıya ait 2006 /54990 tescil numaralı markası arasında, bu sınıflarda yer alan mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın, 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanma şartlarının oluşmadığı, YİDK’nın 16.02.2018 tarih ve 2018-M-1198 sayılı kararının 29 uncu sınıfta yer alan “…Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar….” ile 30 uncu sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler…..” malları bakımından yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne YİDK’nın 16.02.2018 tarih ve 2018/M-1198 sayılı kararının 29 uncu sınıfta yer alan “…Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar….” ile 30 uncu sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler…..” bakımından davacının itirazının reddi yönünden iptaline, davaya konu markanın yukarıda belirtilen mal ve hizmetler yönünden davaya konu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taleplerinin sadece kabul edilen kısım için değil markanın kapsamında kalan tüm mallar yönünden kabul edilmesi gerektiğini, davalının kötü niyetli olduğunun göz ardı edildiğini, davalının daha öncede benzer ürünleri tescil ettirmeye çalıştığını, davalının ambalaj giydirerek müvekkilinin markasına benzerlik yarattığını, bunun da kötü niyetini gösterdiğini, iltibas bulunduğunu, markalar arasında yüksek düzeyde benzerlik olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki koşulların da bulunduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu, davaya konu markanın tescili halinde davalının haksız yarar sağlayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; başvuruya konu işaret ile iddialara mesnet markalar arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlanamadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

3.Davalı Şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun herhangi bir hukuki/teknik dayanak ortaya koymaksızın gerekçesiz biçimde sonuç kanaat bildirdiğini, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli nitelikte olmadığını, müvekkilinin “beta caffito şekil” markası ile itiraz edene ait şekil markalarının farklı olduğunu, müvekkiline ait ürünün silindir şeklinde olduğunu, davacının şeklinde tek boğum var iken, müvekkilinin şeklinde 2 boğum bulunduğu, NESTLE’nin gövde formu düz inerken, BETA’nın ürününde gövde şişmandır ve dışa doğru eğimli bulunduğunu, dar alanların alt ve üst kısma göre daha fazla yer kapladığını, kullanılan ögeler ve renklerin tamamen birbirinden farklı bulunduğunu, davacının kavanoz şekil markasının Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi nezdinde yaptığı başvurunun sözkonusu şeklin herhangi bir ayırt ediciliğe sahip olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında herhangi bir benzerlik bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin başvurusuna konu “BETA Caffito + Şekil” ibareli markası ile davacının itirazına mesnet şekil markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibasın bulunmadığı, davalının başvurusunun kötü niyetli olduğuna dair dosya kapsamında yeterli delilin olmadığı, davalının başvurusuna konu markayı tescil ettirdiği şekli ile kullanmadığına dair davacı iddiasının işbu davanın konusunu oluşturmadığından davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde görülmediği, davalılar vekillerinin istinaf itirazları yönünden ise; davalı Şirketin dava konusu başvurusuna konu markasının “BETA Caffito + Şekil” ibaresinden oluştuğu, başvuruya itiraz eden davacı Şirketin itirazına dayanak markasının da şekilden oluştuğu anlaşılmakta olup, taraf markaları kapsamında ortak olarak nitelendirilebilecek hususun şekil olduğu, zira davacının itirazına mesnet markasında şekil dışında bir kelime unsurunun yer almadığı, markaların karşılaştırılmasında esas alınacak hususun şekilden ibaret olduğu, davalının başvurusuna konu şekildeki kavanozun iki boğumlu görünmesine rağmen, davacının itirazına mesnet markasında tek boğum bulunduğu, davalının başvurusuna konu şeklin davacının itirazına mesnet markasındaki şekle göre daha iri göründüğü, eğim yönlerinin aynı bulunmadığı, kullanılan ögeler ve renklerin birbirinden farklı bulunduğu, davalının başvurusunun içeriğinde kelime unsurlarının da olduğu, bu halde, taraf markaları arasında ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları genel izlenim itibariyle karıştırılma ihtimali bulunmadığı, bir bütün olarak markalar arasında yapılan incelemede, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında ortalama alıcılar nezdinde bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davacı vekilinin ise istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu YİDK kararının isabetli olup olmadığı ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aynı maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları ile 35 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.