Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1766 E. 2023/5513 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1766
KARAR NO : 2023/5513
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/533 Esas, 2021/1560 Karar
HÜKÜM : Esastan ret; davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırıkkale 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/295 E., 2019/398 K.

Taraflar arasındaki markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Ankara’nın Kalecik İlçesinde “…” ibareli tescilli markasıyla şarap üreten bir şirket olduğunu, müvekkilinin 2014 yılından bu yana Kırıkkale İli’nin Merkez … Köyü’nün yerel bir üzüm çeşidi olan … üzümünden, “… Winehouse” ismini kullanarak şarap üretmekte ve satmakta olduğunu, davalının 17.04.2018 tarihinde “…” ismini 33 üncü sınıfta 2017/103114 tescil numarasıyla kendi adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin “…” ismi kullanımının, davacının markasının tescilinden çok daha önceye dayandığını, bu durumu ispatlayan 2014, 2015, 2016, 2017 yıllarına ait faturaların, resmi evrakların, yazılı ve görsel basında çıkan haberlerin olduğunu, öncelikle bu nedenden dolayı davalının markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesinin zorunlu bulunduğunu ayrıca “…” isminin vasıf, cins ve coğrafi kaynak belirten bir isim olduğunu, üzümün cinsini, vasfını, coğrafi kaynağını belirttiğini, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin (c) bendi uyarınca bu türden ibareleri münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin tescilinin mutlak ret nedeni bulunduğunu, müvekkilinin de 2014 yılından beri bu ibareyi adına tescilli “…” markasıyla birlikte kullandığını ve kullanmaya devam etmek istediğini ileri sürerek davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin “…” markasını Türkiye’de kullanmaya yetkili kişi olduğunu, “…” markasının 03.04.1986 başvuru ve 31.12.1986 tescil tarihi olarak müvekkilinin dedesi “… ve Ortakları” adına 86/91096 tescil numarasıyla şarap sınıfında tescilli bulunduğunu, davacının “…” ismini kendi adına tescilli markaymış gibi sattığı alkollü içecek ürünlerinde bilerek ve iltibas yaratmak amacıyla kullandığını, tescil edilmiş bir markayı kullanma hakkının münhasıran sahibine ait olduğunu, müvekkilinin “…” markasıyla şarapçılık mesleğini kuşaktan kuşağa geçen bir meslek olarak icra ettiğini, 6769 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalının “…” markasını önceden kullanan, aleniyet kazandıran, meşhur ve maruf kılan taraf olduğunu, bu nedenle aynın Kanun maddesinin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerinin uygulanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükümsüzlük talebine konu olan 2017/103114 sayılı markada yer alan … ibaresinin bir üzüm çeşidinin ismi olduğu, bu şekilde piyasada yaygın olarak bilindiği, akademik çalışmalara konu edildiği ve bu üzüm çeşidinin özellikle şarap üretiminde kullanılan bir üzüm çeşidi olduğu, ayrıca bu ibarenin tescil kapsamındaki mallar bakımından işletmesel (ticari) kaynak gösterme, yani markasal ayırt edicilik niteliğini de haiz olmadığı, hükümsüzlük talebine konu marka bakımından 6769 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri ile 25 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı adına Türk Patent Enstitüsü’nde 2017/103114 numarası ile tescilli “…” markasının hükümsüzlüğüne, Türk Patent Enstitüsü sicilinden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” markasını Türkiye’de kullanmaya tek yetkili kişi olduğunu, “…” markasının 03.04.1986 başvuru, 31.12.1986 tescil tarihi olarak müvekkilinin dedesi “… ve Ortakları” adına 91096 numarasıyla şarap sınıfına tescilli bulunduğunu, davacının “…” ismini kendi adına tescilli markaymış gibi sattığı alkollü içecek ürünlerinde bilerek ve iltibas yaratmak amacıyla kullandığını, bu durumun müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturacağını, “…” markasını önceden kullanan, aleniyet kazandıran, meşhur ve maruf kılan tarafın davacı değil müvekkili olduğunu, bazı üzüm çeşitlerinin marka olarak tescil edilmiş olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “…” ibaresinin bir üzüm çeşidinin ismi olduğu, bu şekilde piyasada yaygın olarak bilindiği, akademik çalışmalara konu edildiği ve bu üzüm çeşidinin özellikle şarap üretiminde kullanılan bir üzüm çeşidi olduğu, dolayısıyla mahkemece davalının 2017/103114 sayılı markasının, tescil kapsamında yer alan mallar bakımından ürünün cinsini, çeşidini, vasfını ve diğer karakteristik özelliklerini gösteren açıklamalar kapsamına girdiği, ayrıca bu ibarenin tescil kapsamındaki mallar bakımından işletmesel (ticari) kaynak gösterme, yani markasal ayırt edicilik niteliğini de haiz olmadığı, 6769 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri ile 25 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleriyle kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi, 6769 sayılı Kanun’un beşinci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri ile 25 inci maddesinin birinci fıkrası

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.