Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1755 E. 2023/3636 K. 09.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1755
KARAR NO : 2023/3636
KARAR TARİHİ : 09.06.2023

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/633 Esas, 2021/68 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki alacak davasının yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, taraf vekillerince (… ve … mirasçıları hariç) temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davalıların adli yardım taleplerinin kabulüne, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacıyı temsilen denetçiler tarafından sunulan dava dilekçesinde; dava dışı Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.ne (Demok şirketi) ve Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’ye (Uni-Pac şirketi) yönetim kurulu kararları ile krediler tahsis edildiğini, bahse konu kredi kullandırımlarının bankacılık genel mevzuatı, bankanın iç mevzuatı ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğunu, kredilerin teminatlarının yetersiz olduğunu, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporlarında ödeme güçlüğü içindeki firmaya kredi kullandırılmamasının temenni olunduğunun belirtildiğini, bankalar yeminli murakıplarınca, düzenlenen olumsuz istihbarat raporlarına rağmen firmalara kredi kullandırıldığının tespit edildiğini, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunca düzenlenen tevdi raporunda kredinin daha açıldığı anda geri dönmeyeceğinin bilindiğinin tespit edildiğini, davalıların cezai sorumlulukları yönünden haklarında verilen beraat kararı bulunmadığını, banka zararının doğduğunu belirterek adı geçen şirketlere usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet veren davalıların, tahsil kabiliyetinin bulunmadığı tespit edilen, Demok şirketi için 3.114.673.396.381 Eski TL (3.114.673,40 TL), Uni-Pac şirketi için 3.538.098.450,758 Eski TL (3.538.098,45 TL) olmak üzere 08.12.2000 tarihinden itibaren muhtelif tarihlerde toplam 6.652.771.847.139 Eski TL (6.652.771,85 TL) olarak tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarılan alacağın 08.12.2000 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar bankaca aynı tür kredilere uygulanan değişen temerrüt faiz oranlarının tahakkuku suretiyle, dava tarihinden önce yapılan tahsilatların da tahsil edildiği tarih itibariyle göz önüne alınarak hesaplanacak faiz alacağı ve yapılan masrafların da eklenmesiyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmaması kaydı ile kararlara iştirakleri oranında sorumlu tutulmalarına, hesap edilecek banka alacağının belirlenen oranlarda davalılardan müşterek ve müteselsil tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar …, …, …, …, …, … vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın iddia konusu kredilerle zarara uğradığını öğrendiği halde iki yıllık süreyi geçirdiğini, müvekkillerinin dava konusu krediler nedeniyle bankayı zarara uğrattığı iddiası doğru idiyse ibra kararının kaldırılması beklenmeden dava açılması gerektiğini, müvekkillerinin hukuka aykırı bir işleminin bulunmadığını, müvekkillerinin ibra edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davada iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, geri dönmeyen kredi borçlarından dolayı memurların sorumlu gösterilmesinin hakkaniyete uymadığını, dava konusu kredilerin yönetim kurulu kararını gerektiren merkez şube yetkilerini aşan krediler olduğunu, yetkili olmadığı bir konuda sorumluluğun olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu kredilerin verildiği tarihlerde şirketin yönetim ve denetim kurullarında görev almadığını, çalışan statüsünde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin bankadaki görevinden 22.09.1997 tarihinden itibaren izinli olmak üzere 01.10.1997 tarihinde istifaen ayrıldığını, bu tarihten sonra hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, kredilerin usulsüz kullandırılmadığını, kredi teminatlarının yeterli olduğunu, müvekkili hakkında cezai sorumluluk açısından beraat kararının bulunmamasının şahsi sorumluluğunu göstermeyeceğini, davacının, müvekkilinin görev yaptığı döneme ilişkin tüm işlemleri TBMM KİT komisyonunda ibra ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu işlemlerin yapıldığı dönemde davacı Bankanın… Pasaport Şubesi Müdürü olduğunu, yönetim kurulu üyesi sıfatına haiz olmadığını, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde sadece yönetim kurulu üyelerinin koşulları varsa sorumlulukları cihetine gidilebileceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, teminatların yetersizliği iddiasının afaki olduğunu, ipotek derecelerinin hiçbirinde Türkiye Halk Bankası haricinde üçüncü bir kişinin ipoteği bulunmadığını, ticari işletme rehninin hukuka uygun tesis edildiğini, kredinin kullandırımında şube müdürlüğü nezdinde herhangi bir usulsüzlükten bahsetdilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARLARI, VE YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 04.03.2005 tarih, 2005/83 E. ve 2005/79 K. sayılı karar ile davaya bakmaya Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

B. Yargıtay Kararı
Dairemizin 17.05.2006 tarih, 2005/5627 E. ve 2006/5777 K. sayılı kararı ile kararın onanmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın niteliği gereği zamanaşımı süresinin mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (mülga 6762 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinde düzenlendiği, davacının zararı öğrenme tarihinin şirketin en yetkili organı genel kurulun durumu öğrenme tarihi olduğu, genel kurulun 27.03.2003 tarihli toplantı tutanağından zararın bu tarihte öğrenildiğinin anlaşıldığı, bu tarih ile dava tarihi arasında mezkûr 309 uncu maddenin dördüncü fıkrasındaki sürenin ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (mülga 818 sayılı Kanun) 126 ncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki sürenin dolmadığı anlaşıldığından zamanaşımı itirazlarının yerinde görülmediği, davacı bankanın 27.03.2003 tarihli olağan genel kurul toplantısında gündemin 8 inci maddesi uyarınca geçmiş dönem yönetim kurulu üyeleri ve görevlileri ile ilgili mali sorumluluk davaları hakkında hazine temsilcisi tarafından verilen önergenin tutanak ekine alınarak oyçokluğuyla kabulüne karar verildiği ve işbu davanın denetim kurulu üyeleri tarafından açıldığı, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/219 esas sayılı dosyasında katılanın T. Halk Bankası A.Ş., sanıkların, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … oduğu, Pasaport … Şube Müdürlüğünce Demok Kimya Kollektif Şirketi ve ortakları ile ilgili olarak ayrıca, Uni-Pac A.Ş. ve yetkilileri ile ilgili olarak usulsüz bir şekilde ve banka mevzuatına aykırı olarak kredi kullandırılmasından bahisle bankacılık kanununa göre zimmet suçunu işledikleri iddiasıyla yapılan suç duyurusu sonucu yapılan yargılama sonunda 20.05.2010 tarih, 2010/139 K. sayılı kararla sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’ın beraatlerine karar verildiği, kararın katılan vekilince temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 10.12.2012 tarihli, 2010/11665 E. ve 2012/33702 K. sayılı kararı ile bozulduğu, bozma sonucu birleşen dosya ile birlikte yapılan yargılama sonunda 23.03.2017 tarihli, 2017/44 K. sayılı kararla sanıklar …, …, … ,…,…, …, …nin vefat ettikleri anlaşıldığından kamu davasının düşürülmesine, oluş ve dosya içeriğine göre sübutu halinde diğer sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/35 E. sayılı dosyası içeriği ve zamanaşımından düşme kararı verilmiş olması durumu nazara alınarak bu aşamada beraat kararı verilmesi gerekçesi ile temyiz edilmişse de bu hususun sonuca etkili olamayacağı anlaşıldığından yargılamanın sürdürüldüğü, 15.06.2010 tarihli bilirkişi raporunda olayda haksız fiilin yasal koşulları oluşmadığı gibi davalıların hukuka ve bankacılık uygulamalarına aykırı eylemlerinin ve kusurlarının olmadığının belirtildiği, 11.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda, yeterli teminat almamak suretiyle davacı bankayı zarara uğrattıkları ve bu zararın doğumundan davalıların asli ve tam kusurlu oldukları, davalılardan …’in kredi tahsis kararlarında imzası bulunmadığı, bankaya karşı sorumluluğunun olmadığı yönünde hesaplamalı görüş bildirdikleri davalı tarafın rapora itirazı üzerine alınan 10.05.2019 tarihli ek raporda 11.12.2018 tarihli raporlarındaki tespit ve değerlendirmelerinde herhangi bir değişiklik oluşmadığının belirtildiği,15.06.2010 tarihli rapor ile daha sonra alınan 11.12.2018 tarihli rapor arasındaki sorumluluk yönünden ve zararın oluşumu hususundaki çelişki giderilmek üzere alınan 20.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda Demok şirketi, …ve ortağı firmasına kullandırılan krediler kapsamında kredi talebinde bulunan davalı şube personeli, şube teklifini geri çevirmeyerek genel müdürlük makamına sunan ve genel müdürlükçe de önergeyi yönetim kuruluna sunan davalı genel müdürlük yetkilileri ve olumsuz bir kredi önergesini kabul ederek onaylayan davalı yönetim kurulu üyelerinin dava tarihi itibariyle oluşan banka zararının tamamından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …’in sorumlu olduğu, …’nun yönetim kurulu kararlarında imzası olmadığı için sorumluluğunun bulunmadığı, davalılardan …’in kredi tahsis kararlarında imzası bulunmadığından sorumluluğunun olmadığı, Uni-Pac A.Ş.’ye kullandırılan krediler kapsamında kredi talebinde bulunan davalı şube personeli, şube teklifini geri çevirmeyerek genel müdürlük makamına sunan ve genel müdürlükçe de önergeyi yönetim kuruluna sunan davalı yönetim kurulu üyelerinin dava tarihi itibariyle oluşan banka zararının tamamından tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …’in sorumlu olduğunu, ayrıca davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …’in dava tarihi itibariyle henüz vadesi gelmemiş aval bedellerinden de sorumlu oldukları, …’ın yönetim kurulu kararlarında imzası olmadığı için sorumluluğunun bulunmadığı, davalılardan …’in kredi tahsis kararlarında imzası bulunmadığından sorumluluğunun olmadığı yönünde görüş bildirildiği, taraf vekillerinin rapora beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi için alınan ek raporda davalıların itirazlarına ilişkin olarak 20.09.2019 tarihli raporlarının sonuç bölümündeki tespit ve değerlendirmeleri değiştirir bir husus bulunmadığı, davacı banka vekilinin Uni-Pac firması ile ilgili itirazına yönelik olarak yeniden hesaplama yapıldığı, taraf itirazları üzerine alınan 07.12.2020 tarihli ek raporda davacının itirazına yönelik tekrar hesaplama yapıldığı, Demok şirketi yönünden dava tarihi itibariyle talep edilebilecek zarar tutarının 3.141.968,95 TL asıl alacak, dava tarihine kadar işlemiş faizin 1.547.53,30 TL olduğu, bu zarardan davalılar …, …, …, …, …, …, …, … ve …’in sorumlu olduklarını, …’nun yönetim kurulu kararlarında imzası olmadığı için herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davalı …’in kredi tahsis kararlarında imzasının bulunmadığı, Uni-Pac Şirketi yönünden dava tarihi itibariyle talep edilebilecek zarar tutarının 3.303.658,81 TL asıl alacak, dava tarihine kadar işlemiş faizi 1.423.549,20 TL olduğu, bu zarardan davalılar …, …, …, …, …, …, …, … ve …’in sorumlu oldukları, …’ın yönetim kurulu kararlarında imzası olmadığı için herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davalı …’in kredi tahsis kararlarında imzasının bulunmadığı, dava tarihi itibariyle henüz vadesi gelmemiş olan davacı bankanın davadan sonra meydana gelen 452.365,89 TL’lik zararının 31.03.2004 vadeli 435.999,97 CHF’lik aval bedeline, 512.110,97 TL’lik zararının 30.09.2004 vadeli 427.973,38 CHF’lik aval bedellerine ilişkin olduğunu belirttikleri, Demok şirketi ve ve Uni-Pac şirketine usulsüz kredi kullandırıldığı belirtilen dönemde davalılardan …’in genel müdür, …, …, …’ın yönetim kurulu üyesi, …’ın genel müdür yardımcısı, …’nın ticari krediler müdürü, …’ın yönetim kurulu üyesi, … ve …’in şube yetkilileri, …’nun yönetim kurulu üyesi, …’in banka çalışanı oldukları, …’nun Demok Kollektif şirketine kullandırılan kredilere ilişkin yönetim kurulu kararlarında imzasının olmadığı, …’ın ise Uni-Pac A.Ş.’ye kullandırılan kredilere ilişkin yönetim kurulu kararlarında imzasının olmadığı, davalılardan …’in kredi tahsis kararlarında imzasının bulunmadığı sadece yönetim kurulunca tahsis edilen kredinin şubeye kullandırım şartlarının bildiriminde imzasının bulunduğu, dosya kapsamı, ceza mahkemesindeki raporlar, sunulan tüm belgeler, istihbarat rapor içerikleri ve tüm dosya kapsamı itibariyle kusur ve sorumluluk saptaması yönünden alınan 11.12.2018 ve 20.09.2019 tarihli bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, Demok Kimya Sanayi ve Ticaret Kollektif Şirketi, …ve ortağı firmasına ait istihbarat raporlarında firma bilançosundaki olumsuzluklar ve kredi verenler açısından kredi ilişkisine girilmesi halinde risk doğuracağı açıkça belirtilmesine rağmen ve risk teminat dengesi gözetilmeden gerçek değerinin çok üzerinde 14 kat tutarında ipotek tesis edildiği, firma lehine kredi verilmesinin uygun olacağı görüşü ile kredi talebinde bulunan davalı şube personeli ve şube teklifini geri çevirmeyerek bu teklifi uygun görüşle genel müdürlük makamına sunan ve genel müdürlükçe de olumsuzluklara rağmen krediler müdürlüğü kredi önergesini yönetim kuruluna sunan davalı genel müdürlük yetkilileri ve olumsuz bir kredi önergesini kabul ederek onaylayan davalı yönetim kurulu üyelerinin sorumlu oldukları, Demok Kollektif şirketine kullandırılan kredilerle ilgili yönetim kurulu kararlarında …’nun imzası olmadığından sorumluluğunun bulunmadığı, Uni-Pac A.Ş.’ye ait istihbarat raporlarında firma bilançosundaki olumsuzluklar ve kredi verenler açısından kredi ilişkisine girilmesi halinde risk doğuracağı açıkça belirtilmesine rağmen üzerinde hacizler bulunan gayrimenkuller üzerinden ipotek alındığı, firmanın son 3 dönemi zararla kapatmasına, firmanın 29.01.1999 tarihli istihbarat raporunda öz kaynakları faaliyet konusuna ve hacmine göre yetersiz seviyede olan firmanın gerek dönem zararı gerekse dağıtılmasına karar verilen yedek akçeler nedeniyle finansal kaldıraç oranı ile finansman oranının daha da yükselerek risk arz edebilecek düzeyde teşekkül ettiği belirtilmesine rağmen firma lehine kredi verilmesinin uygun olacağı görüşü ile kredi talebinde bulunan davalı şube personeli ve şube teklifini geri çevirmeyerek bu teklifi uygun görüşle genel müdürlük makamına sunan ve genel müdürlükçe de olumsuzluklara rağmen krediler müdürlüğü kredi önergesini yönetim kuruluna sunan davalı genel müdürlük yetkilileri ve olumsuz bir kredi önergesini kabul ederek onaylayan davalı yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğu, Uni-Pac şirketine kullandırılan kredilerle ilgili yönetim kurulu kararlarında …’ın imzası olmadığından sorumluluğunun bulunmadığı, davalı …’in her iki şirkete kullandırılan kredilere ilişkin olarak yönetim kurulunca tahsis edilen kredinin şubeye kullandırım şartlarının bildiriminde imzasının bulunduğu, kredi tahsis kararlarında imzasının bulunmadığı anlaşıldığından banka zararından sorumlu tutulamayacağı, 11.12.2018 tarihli ve 20.09.2019 tarihli bilirkişi raporlarında zarar miktarları belirlenerek sorumluların saptandığı, zarar hesabı yönünden 11.12.2018 tarihli bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davalı … hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar …, …, … ölü olup mirasçıları, …, …, …, … ölü olup mirasçıları, … (Şirin) Buğdaycı, … ve … ölü olup mirasçısı, haklarında açılan davanın kısmen kabulü ile 3.951.607,41 TL’nin (davalı …’ın 585.706,50 TL’sinden, … mirasçısının 3.365.900,91 TL’sinden sorumlu olmak üzere) bu davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağın asıl alacak kısmı olan 2.830.583,58 TL’sine (davalı … yönünden asıl alacak kısmı olan 504.173,63 TL’sine, … mirasçısı yönünden asıl alacak kısmı olan 2.326.409,95 TL’sine) 09.01.2004 dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde … ve … mirasçıları hariç taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; karara dayanak bilirkişi raporlarında davalıların kusur sorumlulukları belirlenirken davacı banka alacağının banka kayıtlarına göre hesaplandığı belirtilmiş ise de davaya konu şirketler hakkındaki kesinleşen icra takiplerindeki alacak tutarlarına göre değerlendirme yapılması yönündeki itirazları dikkate alınmadan karar verildiğini, dava tarihine kadar yapılan masraf ve nazım faizin hesap edilmediğini, hakkında red kararı kararı verilen davalıların da sorumluluklarının bulunduğunu, davalıların sorumluluk tarihlerinin dava tarihinden değil 08.12.2000 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar hesaplanması gerektiğini, temerrüt faiz oranlarının uygulanması gerektiğini, Demok şirketine ilişkin hesaplamada iade edilmemiş teminat mektubu tutarının dikkate alınmadığını, raporda hatalı hesaplama yapıldığını, bunlara itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını, dava tarihinde henüz vadesi gelmemiş ancak dava tarihinden sonra ödenerek banka zararına dönüşen aval bedellerine ilişkin haklarının saklı tutulmasına ilişkin taleplerinin kararda yer almadığını, davalılar lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, hakkındaki dava reddedilen … yönünden ayrı diğer davalılar yönünden ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalılar …, … mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle, kredi verilmesi, verilmemesi ya da hangi teminatlarla verileceğini yönetim kurulu yetkisinde olduğunu, müvekillerinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kredi verilirken istihbarat raporları hazırlandığını, kredi dosyasında sahte, gerçeğe aykırı veya yönetim kurulunu yanıltıcı bilgi bulunmadığını, yönetim kurulunun takdir hakkını kullanarak kredi açılmasına karar verdiğini, bilirkişiler tarafından kredilerin kullandırıldığı dönem ve şartların dikkate alınmadığını, davalıların kastının, ihmalinin, kötü niyetinin bulunup bulunmadığının değerledirilmediğini, davacı tarafça talep edilmeyenden ve vadesi gelmemiş aval bedelinden sorumlu tutulamayacağını, dava tarihinde muaccel olmadığı gibi ıslah da bulunmadığını,

3.Davalılar …, …, …, …, … mirasçısı…vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesi kararlarına göre harçtan muaf olmadığı belirtilen davacı banka hakkında dava nisbi harcına karar verilmeden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından işbu davada olduğu gibi usulsüz kredi kullandırıldığı iddiasıyla açılan 40’dan fazla dava ile ilgili olarak büyük bir kısmında davanın reddine dair verilen kararların derecattan geçerek kesinleştiğini, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarına itirazlarının karşılanmadığını, Başbakanlık Teftiş Kurulu ve BDDK Bankalar Yeminli Murakıplarının davalıları aklayan raporlarının dikkate alınmadığını, davalıların sorumluluğunun bulunmadığında dair alınan rapora neden itibar edilmediğinin hükme esas alınan raporlarda itirazlarına rağmen açıklanmadığını, davayı açan banka görevlisinin ve hükme esas alınan bilirkişilerin ilişkileri ile bilirkişi raporunu düzenleyen kişilerin önceki görev yerleri ve bu bilirkişilerden birinin daha önce davayı açan şahıs ile örtülü rapor hazırladığının tespiti dikkate alındığında bilirkişi raporlarının taraflı hazırlandığını, davacının davaya dayanak yaptığı Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporundaki eleştiri ve temennilerin davadan önce Başbakanlığa iletildiği ve yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporun dava dosyasına sunulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında dava dilekçesinde dahi belirtilmeyen tespitlerin yer aldığını, müvekkili … davacı banka yönetim kurulu üyeliğine 05.02.1997 tarihinde atanmış olmasına rağmen kararda 12.07.1996 tarihli kararda imzasının olduğu tespitine yer verildiğini, banka kayıtlarının dosyaya doğru intikal etmediğini ve raporlarda çelişkili ve yanlış tespitlerin yer aldığını, 1997-2001 dönemi Halkbankası ile ilgili devlet bakanı hakkında Anayasa Mahkemesinin Yüce Divan sıfatı ile yaptığı yargılama sonucu verilen beraat kararının ve TBMM KİT Komisyonunda ve Olağan Genel Kurul Toplantılarında banka hesaplarının ibra edildiğinin dikkate alınmadığını, davacı banka müfettişlerinin davalılar hakkında rapor hazırlama yetkilerinin bulunmadığını, rapora esaslı itirazlarının karşılanmadığını, temyiz dilekçesi ekinde sundukları uzman görüşündeki hususların dikkate alınmasını talep ettiklerini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyada alınan 2010 tarihli bilirkişi raporuna neden itibar edilmediğinin gerekçelendirilmediğini, 2010 tarihli rapor ile 2018 tarihli rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi heyetine dosya tevdi edilerek 2019 tarihli bir rapor alındıktan sonra 2018 tarihli rapora itibar edilerek karar verildiğini, raporların kopyala yapıştır yöntemi ile kesinleşmiş mahkeme kararlarının aksine hatalı tespitlerle hazırlandığını, kredi işlemlerinde teminat açığı bulunmadığına dair kesinleşmiş mahkeme kararının dahi yok sayıldığını ve bu tespite göre yapılan hesaplamaya Mahkemece itibar edildiğini, müvekkilinin ticari krediler müdürü olarak görev ve yetkisi ile ilgili olarak kredi kullandırılması aşamasında bir yetkisinin olmadığını, kararda müvekkilinin sorumlu tutulma sebebinin şubenin teklifini geri çevirmeyerek teklifin sunulması olarak belirtildiği, ancak müvekkilinin kendisine ulaşan kredi tekliflerini geri çevirmek gibi bir yetkisinin olmadığını, alt birimde çalışan görevlilerin ancak görevi ihmal veya yetkiyi kötüye kullanmaların halinde sorumluluklarına gidilebileceğini, kredi kat tarihindeki yabancı para kuru üzerinden hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, kredilerle ile ilgili alınan teminatların yeterli olduğunu, davacı tarafından dava dışı şirketler hakkından başlatılmış ve devam eden takip ve davalar olduğu halde zararın oluştuğundan söz edilemeyeceğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 44 üncü maddesinin dikkate alınmadığını, davacı bankanın süreçte kusurlu olduğunun göz ardı edildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
4. Davalı … vasisi temyiz dilekçesinde özetle; davalı aleyine Demok şirketine kullandırılan krediden dolayı karar verildiğini, ancak Demok şirketinin 15.09.1998 tarihinde pet şişe üretim tesislerini Uni-Pac şirketine sattığını ve bu satıştan elde ettiği geliri doğrudan davacı bankaya ödeyerek kredi riskini kapattığını, dolayısıyla Demok şirketine ilk başta kullandırılan krediler ile ilgili risk kalmadığından Demok şirketinin ödenmemiş borcu varmış gibi davalının sorumlu tutulmayacağını, dava konusu işlemlerin bahsedilen bu satış sonrasına ilişkin olduğunu, Demok şirketinden tesisleri satın alan Uni-Pac şirketine kredi kullandırılırken kredi riskini azaltma hususunda gerekli işlemleri tesis etmeyenler arasında davalının bulunmadığını, zira kendisinin o tarihlerde banka çalışanı olmadığını, 11.12.2018 tarihli raporda istihbarat raporları yeterli görülmekle beraber teminatların yetersiz olduğu tespitine yer verildiğini, ancak tüm davalıların bu rapora yönelik kapsamlı itirazları karşılanmaksızın yetersiz incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu, işleyişte banka yönetim kurulu üyelerinin kredilerin teminatının tespitinde ve değerlendirmesinde vazifesinin olmadığını, davalının Demok şirketine kullandırılan krediden dolayı da bir sorumluluğunun olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, banka eski yöneticilerinin, banka şube müdürlerinin ve çalışanlarının usulsüz kredi kullandırdıkları iddiasıyla uğranılan zararın tahsili istemine yönelik sorumluluk davasıdır.

2. İlgili Hukuk
1.Mülga 818 sayılı Kanun’un 126 ncı maddesi.

2. 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nun 336 ve devamı maddeleri.

3. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 110 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
1. Davalılardan … mirasçılarının tümünün mirası reddettiğine dair karar 14.12.2020 tarihinde kesinleşmiş olduğuna göre, bu davalılar aleyhine davanın kabulü yönünden hüküm kurulması doğru olmamıştır.

2. Temyize konu kararda aleyhine hüküm kurulan diğer davalılara gelince; dava, dava dışı Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.ne ve Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’ye kredi kullandırımında usulsüzlük olduğundan bahisle açılmış sorumluluk davasıdır. Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.ne 28.06.1996-24.01.1998 arası muhtelif krediler tahsis edilmiş, şirket 17.11.1998 tarihinde Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’ye satılmış, satıştan sonra Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş. ile davacı banka arasında protokol imzalanmış, buna göre Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.nin borçlarının bir kısmı ödenerek bir kısmı için de ödeme planı yapılmıştır. Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’ye ise 11.02.1999 – 17.11.1999 tarihinde iki adet kredi tahsis edilmiştir.

Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre davalıların sorumluluk sebebi Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti. ile ilgili olarak, istihbarat raporlarındaki olumsuzluklar ve risk teminat dengesi gözetilmemesi, ekspertiz değerinin üstünde ipotek tesisi, Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’ye ilişkin olarak da yine istihbarat raporundaki olumsuzluklar üzerinde haciz bulunan gayrimenkuller üzerinden ipotek tesisi olduğu belirtilmiştir.

Dosyada mevcut belgelere göre, Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.ne ilişkin 29.02.1996 tarihli istihbarat raporunda; “… finansman açığının kapatılması halinde kredilendirmesinin uygun olacağı…”, 10.03.1997 tarihli istihbarat raporunda; “… Mevcut çalışmalara göre 1997 yılı için %65 kapasite kullanımı ile çalışmasının öngörüldüğü, firmanın mevcut yapısının kredi verenler açısından risk arz ettiği,…firmanın mevcut kredilere karşılık gayrimenkul ipoteği ile ticari işletme rehni tesis edilmiştir… Bu defa bankamızdan aval ve gayri nakdi akreditif kredisi talep etmektedir. Kredilerin döviz cinsinden olması nedeniyle enflasyon dikkate alınarak proforma hesaplama sonucu öngörülen üretim programından hareketle firmanın borç ödeme rasyosunun düşük düzeylerde oluştuğu, …firmanın %100 kapasiteye ulaşması halinde .. TL fon yaratabileceği ve borç ödeme rasyosunun da 1.27 ile normal seviyelerde oluşabileceği anlaşılmıştır.” hususlarına yer verilmiştir.

Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.ne 1996-1998 arası muhtelif tarihlerde 6.906.913,77 USD, 107.056,00 TL kredi kullandırıldığı, 835.000.000,00 TL değerinde ipotek konulduğu, (ipoteklerin USD cinsinden değerinin 7.721.180,00 USD olduğu) 3.456.000,00 USD değerinde işletme rehni tesis edildiği, şahsi kefaletlerin alındığı, bilirkişi raporlarında teminat yetersizliğine gerekçe gösterilen ve hesaplanan ekspertiz bedeli esas alınan 2020 parsel tarlaya ilişkin 11.10.1996 tarihli ekspertiz raporunda değerinin 57.826.000.000,00 TL olduğu, 05.11.1997 tarihinde Halkbank lehine 1. dereceden 765.000.000.000 TL değerinde ipotek konulduğu, 16.02.1998 tarihli ekspertiz raporuna göre 2020 parseldeki ara üzerine kurulu taşınmaz ile birlikte arsa toplamının 109.437.200.000,00 TL olduğu, 2020 parseldeki taşınmaz üzerindeki toplam 825.000.000,00 TL’lik ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, 28.12.2005 tarihinde 1.194.906,25 YTL kıymet takdir edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bahse konu taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ipotek tesis edildiği belirtilmişse de 09.07.2007 tarihinde 715.000.000,00 TL bedelle 2 nci satışta davacı banka tarafından alacağına mahsuben satın alındığı, dolayısıyla bahse konu ipotek dahil diğer teminatlar birlikte dikkate alındığında krediler karşılığı alınan teminatların yeterli olduğu anlaşılmaktadır.

Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti. 17.11.1998 tarihinde Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’ye devredilmiştir.

01.02.1999 tarihli Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’ye ilişkin istihbarat raporunda, “… Öngörülen üretim ve satış programının gerçekleşmesi ve talep edilen kredilerin tahsisi halinde 1999-2004 yılları arası borç ödeme gücü rasyosu 3.70-16.06, ortalama borç ödeme gücü rasyosu ise 3.80-7.28 arasında olup, istenilen düzeyde teşekkül etmiştir. … Öngörülen kredinin tahsisi halinde teminat olarak gayrimenkul ipoteği verilecektir…” denilmiş, 08.10.1999 tarihli istihbarat raporunda,… Firmanın durumu belirtilip, Alemdar Holding bünyesindeki tüm şirketlerin durumunun gözden geçirilmesi tavsiyesinde bulunulmuş, son olarak 16.06.2000 tarihli istihbarat raporunda ise “…firma borçlarının %66’sının ticari borçlardan, %5’inin banka kredilerinden, %29’unun ise diğer borçlardan oluştuğu, 1997 ve 1998 yıllarını zararla kapatan firmanın 1999 yılında özellikle transit ticaretten sağlanan ticari kâr ve taşıt aracı satışı gibi diğer olağandışı gelirlerin etkisiyle dönemi kâr ile kapatmıştır…” hususlarına yer verilmiştir.

Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’ye 1999 yılında 380.000.000,00 TL, 1.750.000,00 USD ve 5.650.000,00 CHF’lik kredi tahsis edildiği, krediler karşılığı, banka lehine ekspertiz değeri 549.240.000.000,00 TL olan taşınmaz üzerinde mevcut 45.000.000.000,00 TL’lik ipoteğe ilave ipotek ile muhtelif tarihlerde 4.054.145.800,00 TL’lik işletme rehni tesis edildiği, tüzel kişilerin kefaletlerinin alındığı, şahsi kefaletlerin bulunduğu, Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti. ile yapılan protokole göre Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.nin teminatlarının bu şirket için aynen devam ettiği hususları birlikte dikkate alındığında kredi teminatının karşılandığı, firmalara ilişkin istihbarat raporlarında, kredi talep eden şirketlerin mevcut durumu ile muhtemel gelecek adımlarına göre detaylı analiz ve tespitlere yer verildiği, bunların içinde risk oluşturabilecek hususların da belirtildiği, ancak nihayetinde şirkete kredi verilmemesi yönünde doğrudan sonuç bir tespite yer verilmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ise bu detaylı analizlerden doğrudan olumsuz unsurların dikkate alındığı, Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.nin satışı ile ortaya çıkan hususlara değinilmediği gibi şahsi kefaletlerden bahsedilmediği, Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti. şirketinin teminatı olarak bir taşınmaz ile ilgili olarak rayicinin üzerinde ipotek tesis edildiği Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş. ile ilgili olarak ise yine bir taşınmaz ile ilgili olarak rayicinin üstünde, üzerinde hacizler varken ipotek tesis edildiği tespiti yapılarak, geri ödenmeyen kredi hesabının yapıldığı, dosyada ilk alınan 15.06.2010 tarihli bilirkişi raporunda, hükme esas alınan bilirkişi raporlarından farklı olarak, Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.nin Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’ye satışı ve bu satış sebebi ile davacı banka ile Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş. arasında imzalanan protokole ve bu protokol gereği gerçekleşen hususlara, Uni-Pac Paketleme ve Ambalaj San. A.Ş.’nin Demok Kimya San. Tic. Koll. Şti.’yi de almasıyla bankaya kalan toplam borca, bu borç için tesis edilen işletme rehinleri, taşınmaz ipotekleri, ve şahsi kefaletlerin olduğu belirtilerek bu teminatların yeterli olduğu hususlarına yer verildiği anlaşılmaktadır.

Dairemiz emsal kararlarında belirtildiği üzere şirketin kredi borcunu ödeyememesinin, ki bu husus dahi icra dosyaları ile akıbeti kesinleştirilmediği halde kredi tahsisinde usulsüzlük olduğu anlamına gelmeyeceği, 1999 yılı global krizinin etkisinin de yabancı kaynak ile üretim yapan dava dışı şirketler açısından bir kısım istihbarat raporlarında tartışıldığı, davalılarca kredi kullandırılması sürecinde istihbarat raporları dikkate alınarak teminat-risk dengesi gözetilerek kredilerin kullandırıldığı, istihbarat raporlarında olumsuzluk olarak belirtilen tespitlerin kendi başına bankacılık mevzuatına aykırı kredi tesis edildiği anlamına gelmeyeceği, iş insanı kararı olarak değerlendirilen kavrama göre, karar verme sürecinde fayda risk analizinin çoğu zaman geleceğe yönelik tahminleri gerektirdiği, kararların isabetsiz olduğunun sonradan ortaya çıkmasına bakılarak karar merciilerini sorumlu tutmanın bu merciileri ekonomik kuralların izin verdiği riskleri üstlenmekten alıkoyacağı, icra dosyalarının sonuçlanmadığı, dava konusu kredi işleminden kaynaklanması muhtemel banka zararından davalıların sorumlu tutulamayacakları, döviz kurundaki yüksek artış neticesinde TL cinsinden riskin maddi teminat değerlerinin üzerine çıkmasının öngörülebilir olmadığı, Doğu Asya Mali krizinin etkisinin Dairemiz ilamlarına konu tarafları aynı olan bir kısım dosyalarda dikkate alındığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın davalılar …, …, … mirasçıları, …, …, …, … mirasçıları, … (Şirin) Buğdaycı, … ve … mirasçısı yönünden kısmen kabulü doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.

3. Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istekleri halinde ilgililere iadesine,

09.06.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.