Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1746 E. 2023/5155 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1746
KARAR NO : 2023/5155
KARAR TARİHİ : 20.09.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/585 Esas, 2021/1466 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/725 E., 2018/1108 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından 12.04.2010 tarihli, 23434 numaralı fatura ile davalı …… A.Ş.’den satın alınmış olan …Matic Tip, 2010 model Mercedes Benz marka otomobilde 31.03.2014 tarihinde gizli ayıp nedeniyle meydana gelen arıza sonucu oluşan hasarın yeni motor takılması nedeniyle Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirlikleri bünyesinde yapılacak tüm masrafın hasar nedeniyle oluşan değer kaybının ve hasar tarihinden aracın tamiri süresince geçecek sürede aracın kullanılamaması nedeniyle oluşan zararın tespiti ile öncelikle söz konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu olmadığı taktirde ise gizli ayıp nedeniyle oluşan hasarın bedelsiz giderilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik takılacak yeni motorun ruhsata işletilmesi için harcanacak 1.000,00 TL masraf hasar nedeniyle oluşacak 1.000,00 TL değer kaybı ve aracın kullanılmaması nedeniyle oluşan 1.000,00 TL zarar olmak üzere toplam 3.000,00 TL kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili 23.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, ayıplı mal yönünden uğranılan değer kaybına ilişkin 1.000,00 TL’nin aracın alım ve satım fiyatı arasındaki fark bedelinin 32.585,70 TL olması nedeni ile aradaki 31.585,70 TL’ye çıkarmış, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi aksi takdirde takılacak yeni motorun ruhsata işletilmesi için harcanacak masraf ve aracın kullanılamaması nedeniyle oluşan zarar taleplerinin davanın atiye bırakılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Mercedes Benz vekili cevap dilekçesinde; davanın husume kaideleri açıkça aykırı talep ve iddialarının hakdüşümünü ve zamanaşımına uğramış olması nedeni ve muayene ve ihbar sürelerinin kaçırılmış olması nedeni davanın reddini, mesnetsiz ve kötü niyetli davanın reddini, davanın kabulünü, karar verilmesi halinde dava konusu aracın müvekkile varsa üzerindeki tüm takyidatlar kaldırılarak ve tescili yapılarak iadesini, mahkeme masrafları ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı … San. ve Tic. vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını, davanın kabul edilmesi durumunda araçta meydana gelen değer kaybının iadesini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı yana yüketilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile söz konusu araç 12.04.2010 tarihinde alındığı, garanti süresi 2 yıl olduğu 12.04.2012 tarihinde sona erdiği, arıza da garanti süresi dolduktan sonra 31.03.2014 tarihinde gerçekleştiği, dosya içerisindeki servis fişleri uyarınca aracın 4 yıl boyunca sorunsuz olarak kullanıldığı, herhangi bir motor arızasının bulunmadığının anlaşıldığı, dosya içerisinde bulunan arızadan sonra davacı tarafından yaptırılan tespit raporunda, söz konusu arızanın bakım onarım hatasından meydana gelmesinin muhtemel olduğu ve bu nedenle davalıların sorumlu tutulduğu, mahkemece de uyuşmazlığın çözümü ve söz konusu arızanın bakım ve onarım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususlarında teknik bilirkişiden rapor alındığı ve komple motor değişimine sebep olan arızanın darbe sonucu veya sürücü hatasından kaynaklanmış olabileceği değerlendirildiği, tespit raporu ile bu rapor arasında çelişkinin oluşması nedeniyle alınan raporda, dava konusu araçta motor değişimini gerektiren arızanın davalıların sorumluluğunu doğuracak şekilde gizli ayıp niteliğinde bir imalat hatasından veya periyodik bakım hatasından kaynaklanmadığının tespit edildiği, teknik heyet raporunun hükme esas alındığı, meydana gelen arıza ile davalıların eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığı ve bu sebeple davacının uğradığı zarardan davalıların sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından gizli ayıp iddiası yönünden yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın hatalı bilirkişi raporlarına dayalı hukuka ve yasaya aykırı hüküm tesis edildiğini, müvekkili şirket tarafından 12.04.2010 tarihinde … numaralı fatura ile davalılardan Gülsoy Otomotiv San. Tic. A.Ş.’den Mercedes Benz marka …MATIC TİP, 2010 Model otomobil satın alındığını, 06.08.2010 – 01.09.2010 – 18.10.2010 – 15.04.2011 – 18.08.2011 – 17.01.2012 – 12.06.2012 – 05.07.2012 – 17.08.2012 – 02.11.2012 – 28.02.2013 – 22.05.2013 – 17.06.2013 – 11.07.2013 – 21.10.2013 ve 18.03.2014 tarihlerinde 34 SA 598 plakalı araç üzerinde, garanti kapsamı ve normal periyodik bakımları ve gerekli parça değişim işlemleri davalılardan Gülsoy Otomotiv San. Tic. A.Ş.’nin yetkili servisinde yapıldığını, 31.03.2014 tarihinde müvekkili şirket yetkilisinin sevk ve idaresindeki aracın vitese geçiyor görünmesine rağmen hareket etmemesi üzerine davalı şirket yetkililerine haber verilerek çekici yardımı ile Gülsoy Otomotiv San. Tic. A.Ş.’nin yetkili servisine aynı gün götürüldüğünü, yetkili servis tarafından 07.04.2014 tarihinde kalite raporu düzenlenmek suretiyle aracın motorunun komple değişeceğinin tespit edildiğini, müvekkiline de 14.04.2014 tarihinde yazılı olarak durumun bildirilmiş olduğunu, ağır kusurlu olan davalılar tarafından araçtaki aksaklık giderilmemiş ve yapıldığı söylenen tamirlerle müvekkilinin oyalandığını, davalı şirkete ait yetkili servis tarafından müvekkili şirket yetkilisince gerekli şikayetlerde bulunulmuş olması ve hatta arızadan 13 gün önce 18.03.2014 tarihinde yine aracın ön tarafından sesler geliyor şikayetinde bulunulmasına rağmen davalı şirket tarafından arıza ve ayıbın doğru teşhis edilemediğini, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/67 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da bahsedildiği gibi ortada kullanıcı hatası bulunmadığını, olayda meydana gelen zararın üretim hatası ya da periyodik bakımlarda yapılması gereken işlemlerin yapılmamasından kaynaklandığını, kullanılan araç arızanın oluştuğu tarihten itibaren davalı …’in yetkili servisinde tamir gerçekleştirilmediği için kalktığını, aracın kullanımının sağlanamadığını, bundan dolayı ikame araç edinilmesi sebebiyle ödenen zararın söz konusu olduğunu, davalını, ayıplı mal satmakta ağır kusurlu olduğunu, üzerine düşen edimlerini sadakatle ve özenle yerine getirmediğini, maldaki ayıptan sorumlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından davaya konu otomobilin 12.04.2010 tarihli alış faturasından da anlaşılacağını, 157.585,70 TL’ye satın alındığını, söz konusu araçtaki ayıp davalılar tarafından giderilmemiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından ayıplı otomobilin satıldığını, davaya konu ayıplı araç satılmış olduğundan dava dilekçesine konu, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi yönünden davaya devam edilebilmesinin mümkün olmadığını, 20.01.2016 tarih ve 396359 numaralı faturadan da anlaşılacağı üzere aracın 125.000,00 TL’ye satıldığını, mahkemenin hükmün gerekçe kısmında değindiği üzere bilirkişi incelemesinin “söz konusu arızanın bakım ve onarım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı” hususlarında yaptırılmasının dava konusu iddia ile uyumlu olmadığını, iddianın araçta gizli ayıbın varlığına ilişkin olduğunu, hükme esas alınan teknik raporda dosyada mevcut iki rapor arasındaki çelişkiler giderilmediğini, söz konusu aracın periodik bakımları sırasında motor kısmından ses geldiğine dair birçok arıza kaydı oluşturulduğunu, dosya kapsamında mevcut 11.07.2013 tarihli iş emrinde “ bozuk yolda ön takımdan tıkırt sesi geliyor kontrol” ibaresi ile 21.10.2013 tarihli iş emrinde “ ön kısımdan katırtı sesi geliyor” ibaresinin bulunduğunu, davalı şirketin arızanın kaynağını tespit edip müvekkiline bilgi vermiş olması halinde kendi kusurunu da ortadan kaldırabilme imkanının bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/67 D. İş Dosyasında alınan 12.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda, arızanın bakım/onarım hatasından meydana gelmesinin muhtemel olduğunun vurgulandığı, davacının dayandığı bu raporda dahi dava konusu araçta satış esnasında mevcut bir ayıbın bulunduğuna dair bir tespit yer almadığı, sadece arızanın bakım/onarım hatasından meydana gelmesinin muhtemel olduğu yönünde bir varsayımda bulunulduğu, 05.02.2018 tarihli raporda aracın periyodik bakımları sırasında söz konusu arıza ve hasarın oluşumuna neden olabilecek veya etken olabilecek bir şikayet ve tespitin bulunmadığı şeklinde ifade edildiği, davalı servisin bakımlarda bahsi geçen cıvataları kontrol etme yükümlülüğü olduğu ve periyodik bakım sırasında gevşeyen cıvatalar bulunduğu, bunların ise servis tarafından sıkılmadığının ise ispatlanamadığı, periyodik bakımın ise bir işgörme borcu olduğu, Türk Borçlar Kanununda özel olarak düzenlenmediği, işgörme sözleşmelerine vekâlete ilişkin hükümlerin, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, uygulanması gerektiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesinin ikinci maddesine göre de vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu, davalı servisin bu yükümlülüklerine aykırı davrandığı ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiası ile aracın onarımı nedeniyle oluşan değer kaybı ve aracın onarımda kaldığı süre için ikame araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Dosya istinaf incelemesi için her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ise de; Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesinin 21.10.2014 gün ve 2014/1909 E., 2014/1063 K. sayılı ilamı Yargıtay temyiz incelemesinden geçip, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 22.10.2015 tarihli 2015/1804 E., 2015/13481 K. sayılı ilamıyla onanmasına, karar düzeltme istemi üzerine aynı Dairenin 09.06.2016 tarihli, 2016/2686 E., 2016/10364 K. sayılı ilamıyla karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir. Bu durumda dosya ile ilgili olarak daha önce verilen kararın temyiz incelemesi Yargıtayca yapılmakla, esasa ilişkin karara başvurulacak kanun yolu temyiz yasa yoludur.

6100 sayılı HMK’nın Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Bölge Adliye Mahkemeleri göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Yasa’nın 26/09/2004 tarihli ve 5326 Sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 İla 454 madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların Bölge Adliye Mahkemeleri’ne gönderilmeyeceğinin” düzenlenmiş olduğu, dosyada Bölge Adliye Mahkemeleri göreve başlamadan önce verilen kararın Yargıtay denetiminden geçmiş olmasına göre, başvurulacak yasa yolu temyiz yasa yolu olacağından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmesi gerekirken istinaf incelemesinin yapılmış olması doğru görülmemiş İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması gerekmiştir.

2.Mahkeme kararı, davacı vekil tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

3.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı peşin harcın istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.