YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1729
KARAR NO : 2023/3955
KARAR TARİHİ : 21.06.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/91 Esas, 2021/642 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/49 E., 2017/1023 K.
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 20.06.2023 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp, hazır bulunan davalı vekili Avukat … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin önce borca batık hale getirildiğini, ardından sermaye artırımları ile müvekkilinin hissesinin %3,52’ye düşürüldüğünü, 17.10.2016 tarihli genel kurulda 2013-2014-2015 yıllarına ilişkin faaliyet raporlarının toplantı öncesi müvekkiline sunulmadığını, toplantıda sunulanın 2013 yılı raporunun ise ise eksik ve hatalı bilgiler içerdiğini, şirket mal varlığındaki markalar ve akıbetleri hakkında bilgi ihtiva etmediğini, 2014 ve 2015 yılı faaliyet raporlarının hiç sunulmadığını, bilançonun müvekkiline verilmediği gibi müzakere edilmediğini, şirket markalarının Ülker Grubuna kullandırılıp bu gruba kâr aktarıldığını, ancak nasıl kullandırıldığına dair bilginin bilançolardan anlaşılmadığını ileri sürerek anılan toplantıda alınan faaliyet raporunun ve bilançonun kabulü, yönetim kurulu üyelerinin ibrası, yeni yönetim kurulunun seçimine ilişkin 3, 4, 5 ve 6 numaralı kararların iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 15.06.2009 ve 08.09.2010 tarihli genel kurul kararlarının iptali talebiyle açtığı davaların reddedildiğini, davacının genel kuruldan önce şirket belge, defter, bilançoları hakkında inceleme yapmadığı gibi bu yönde bir talebi olmadığını, toplantı sırasında da bu hususta çekince ileri sürmediğini, sadece görülmekte olan tespit davası ile hisse oranlarının değişeceğini ifade edip muhalefet şerhi düştüğünü, kararların ana sözleşmeye ve Kanuna uygun alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin defterlerinin gerekli açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, içerdiği kayıtların birbirini doğruladığı, davacının toplantıda dayanak yapılan faaliyet raporlarındaki mali tabloların gerçeği yansıtmadığı yönündeki iddiasının, mali bilirkişi tarafından defter kayıtlarına uygun mali verilere göre hazırlandığı yönündeki tespiti karşısında yasal bir dayanağı bulunmadığı, ticari defter kayıtlarının gerçeğe aykırı tutulduğu yönündeki iddianın ispatına yarar bir delil sunulmadığı, davalı şirketin sermaye arttırımına ilişkin kararının iptaline karar verildiği bildirilmişse de kararın bozulduğu, bozma nedenleri ile birlikte sonuçta Mahkemesince yeniden verilecek kararla sermaye arttırımı kararının butlanı yönünden bir karar verilecek olsa dahi o kararla oluşacak pay hesabına göre de işbu davaya konu edilen genel kurul kararları yine oy çokluğu ile alınmış olacağından ilgili dava dosyasının sonucunun beklenmesine gerek görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirket iştiraklerinin boşaltılarak haksız menfaat temini, azınlığın ortaklık payını küçültmek amacıyla şirket sermayesinin kaybına ilişkin dolanlı işlemler tesisi sebebiyle genel kurulun iptalinin davanın esasını oluşturduğunu, eksik bilirkişi raporuna dayalı karar verildiğini, yeni rapor alınması gerektiğini, uyuşmazlığa ilişkin belgelerin müvekkilince sunulamayacağını, faaliyet raporunun toplantı öncesi gönderilmediğini, toplantıda verilen 2013 yılı faaliyet raporunda eksik ve hatalı bilgilerin yer aldığını, 2014 ve 2015 yıllarına ait raporun ise hiç sunulmadığını, şirketin değerli markalarının Ülker Grubuna kullandırıldığını, bu hususlarda bilgilere faaliyet raporunda yer verilmediğini, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/824 E. sayılı dosyasında belirtildiği üzere şirketin borca batık olmasının tespit edilmesi ve şirket sermayesinin artırılmasının afaki iyi niyet kurallarına aykırı olması sebebiyle iptaline karar verilmesi karşısında davalı tarafından şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak şekilde hareket ettiğinin sabit olduğunu, böylece ibra etkisi doğurmayacağını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile iptali istenilen genel kurulda şirkete ait faaliyet raporları ile mali tabloların genel kurul öncesinde davacıya verilmeyerek toplantı sırasında verildiğinin iddia edildiği, davacının iddiasını doğrulayacak bir delilin bulunmadığı, bilirkişi incelemesinde, genel kurulda görüşülen finansal tablolar ve faaliyet raporlarının şirketin defter ve belgelerine uygun olduğunun belirlendiği, davacı soyut olarak şirketin içinin fiktif işlemlerle boşaltılarak azınlık pay sahiplerinin zarara uğratıldığını iddia etmiş ise de bu iddiasını somutlaştırarak hangi işlemlerle şirket ve ortaklarının zarara uğratıldığını açıklamadığı, buna ilişkin kanıt sunmadığı, incelenen kayıtlar dışında hangi belgelerin incelenmesi gerektiğinin somut olarak belirtilmediği, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran tarafın o vakıayı ispatlaması gerektiği, genel kurulun değişen sermaye paylarına göre toplandığı, daha önceki genel kurullarda alınan kararla sermaye artırımı sonucu pay oranlarının değişikliğine ilişkin kararın iptal edilmemesi nedeniyle yürürlükte bulunduğu, kaldı ki iptal edileceği kabul edilse dahi kararların nisabı dikkate alındığında davacının olumsuz oyunun sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bağlantılı davanın beklenmesi gerektiğini, şirket iştiraklerinin boşaltılarak haksız menfaat temini, azınlığın ortaklık payını küçültmek amacıyla şirket sermayesinin kaybına ilişkin dolanlı işlemler tesisi sebebiyle genel kurulun iptalinin davanın esasını oluşturduğunu, eksik bilirkişi raporuna dayalı karar verildiğini, yeni rapor alınması gerektiğini, uyuşmazlığa ilişkin belgelerin müvekkilince sunulamayacağını, faaliyet raporunun toplantı öncesi gönderilmediğini, toplantıda verilen 2013 yılı faaliyet raporunda eksik ve hatalı bilgilerin yer aldığını, içeriğinin gerçeği yansıtmadığını, 2014 ve 2015 yıllarına ait raporun ise hiç sunulmadığını, şirketin değerli markalarının Ülker Grubuna kullandırıldığını, bu hususlarda bilgilere faaliyet raporunda yer verilmediğini, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/824 E. sayılı dosyasında belirtildiği üzere şirketin borca batık olmasının tespit edilmesi ve şirket sermayesinin artırılmasının afaki iyi niyet kurallarına aykırı olması sebebiyle iptaline karar verilmesi karşısında davalı tarafından şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak şekilde hareket ettiğinin sabit olduğunu, böylece ibra etkisi doğurmayacağını, bilanço ve faaliyet raporlarının şirketin hali hazırdaki durumuna ve dürüstlük kuralına aykırı olarak davacıya zarara uğratmak kastıyla hazırlandığını, şirketin önce borca batık hale getirildiğini, ardından sermaye artırımları yapıldığını, bir başka dosyada sermaye artırımı gerektirecek bir durumun olmadığının tespit edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 445 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.