Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/171 E. 2023/3885 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/171
KARAR NO : 2023/3885
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2273 Esas, 2021/1578 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla)
SAYISI : 2017/338 E., 2019/88 K.

Taraflar arasındaki marka ve tasarım hakkında tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, ticaret ünvanı olarak da kullandığı 22.02.2008 tarihli ve 2008/19285 sayılı “HASAN SAYGI BULGUR+şekil” ibareli markanın sahibi olduğunu, “SAYGI” ibaresinin esas unsur olduğunu, müvekkili şirketin ürün ambalaj ve çuvallarında kendilerine ait olan Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde tescili 2014/00196 sayılı endüstriyel tasarımı kullandığını, 2013/51576 sayılı “HALİL SAYGI BULGUR” ibareli markayı kötü niyetle devralan davalının, markasını müvekkili şirkete ait marka ve endüstriyel tasarıma benzeterek, işletmeler arasında ekonomik ve ticari bağlantı bulunduğu izlenimi yaratacak ve iltibasa sebebiyet verilecek şekilde kullanıldığını, bu kullanımın davacının marka ve tasarım hukukundan doğan haklarına tecavüz ettiğini ve haksız rekabete sebebiyet verdiğini ileri sürerek, davalının markasında yer alan ve 2008/09285 no.lu “HASAN SAYGI” ibareli marka ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olan “SAYGI” ibaresinin her türlü kullanımının önlenmesine, davacıya ait 2014/00196 no.lu endüstriyel tasarım ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olan “SAYGI” ibaresinin ambalaj ve çuvallarla beraber her türlü kullanımının önlenmesine, 2014/00196 tescil sayılı endüstriyel tasarımın tecavüzünün tespitine, tecavüz sonucu ortaya çıkan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, ilgili malların imhasına, markaya tecavüzün tespitine, haksız rekabetin tespitine, önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına, kararın ilanına, davalı tarafa ait 2013/51567 no.lu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kendine ait tescilli markasına dayanarak üretim yaptığından marka hakkına tecavüz veya haksız rekabetin söz konusu olmadığını, müvekkiline ait tescilli marka ile davacı tarafa ait marka arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkillinin kendinden yıllar sonra kurulan bir firmanın tanınmışlığından yararlanma gibi bir durumun olmadığını, müvekkiline ait ambalajlar ve çuvallarda davacı tarafa ait tasarım ile benzerlik olmadığını, davacı tarafın bulgur resmini haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tescil ettirdiğini, ilgili tasarımın aynı sektörde faaliyet gösteren tüm üreticilerin kullanımına açık olan harcı alem ile tasarım olduğunu, müvekkilinin, davacı tarafın tasarım hukukundan doğan haklarına tecavüz etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının 2013/5176 tescil numaralı “HALİL SAYGI BULGUR” markası ile ürettiği ürünlerin ambalajları ve çuvalları üzerindeki şekillerin ve görselin davacıya ait 2014/00196 tescil numaralı endüstriyel tasarım ile neredeyse bire bir aynı olduğu, davacının endüstriyel tasarımına bu şekilde tecavüz ettiği, davalının markası tescilli olsa da tasarımının da tescile dayanmadığı, her iki tasarımda ortak yönlerin fazla olduğu, farklılıkların ise tasarımın bütünü göz önüne alındığında pek de ayırt edilemediği, ortalama tüketicinin bu şekilde yanılgıya düşebileceğinden davacının endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, önlenmesi, tecavüzün ortadan kaldırılması talebinin somut olaya uygulanması gereken 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 70 nci maddesinin ikinci fıkrasını (c) bendi ve 81inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre kabulü gerektiği, davacı ve davalının aynı sektörde faaliyet gösterdiği, davalının, kendi ürün ve markasında, ambalajlarında davacıya ait tasarımı kullandığı sabit olduğu, bu kullanımın ortalama bir tüketici nezdinde ürünlerin ve markaların karıştırılma ihtimalini doğurduğu ve tüketicinin tercihini, dolayısıyla davacının piyasada sattığı ürünün arzını ve talebini dolaylı olarak etkilediği, davalı tarafın davacının tasarımından haksız yere yararlandığı ve rekabeti olumsuz etkilediği, her ne kadar davalının tescilli markasını ve tescilli ticaret unvanını kullanması tek başına haksız rekabet oluşturmaz ise de davalı, davacıya ait görselleri kendi markasında ve ürettiği ürünlerin ambalajında iltibasa sebebiyet verecek şekilde kullanarak dürüstlük kuralına aykırı davrandığından ve davacıya ait “SAYGI” ibaresinin çekirdek unsur olması nedeniyle bu ibareyi de markasında kullandığından davalının bu eyleminin haksız rekabet oluşturduğu, somut olaya uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 54 üncü ve devamı maddeleri gereğince davalı eylemi hukuka uygun olmadığından davacının haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, davalının kullandığı ve “SAYGI” ibaresini taşıyan her türlü materyalin toplanarak muhafaza altına alınması ve hükmün kesinleşmesi ile beraber imhasına ilişkin talebinin kabulü gerektiği, kural olarak, davalının tescilli markasına dayalı kullanımı davacı markasına tecavüz oluşturmaz ise de markada çekirdek unsur olarak “SAYGI” ibaresinin geçmesi nedeniyle iltibas tehlikesi olduğu, zira davacı markasının “HASAN SAYGI BULGUR” ibareleri ile şekilden oluştuğu, davalı markasının ise “HALİL SAYGI BULGUR” ibaresinden oluştuğu, bu durumda davacı markası ile davalı markası arasında görsel ve işitsel anlamda iltibas tehlikesi görüldüğünden davacının hükümsüzlük talebinin somut olaya uygulanması gereken 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 5 inci, 6 ncı ve 25 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü gerektiği, davalının kullanımı tescile dayandığından, tescilin kötü niyetle yapıldığı da ispat edilemediğinden ve davalı, davacının markasını değil kendi tescilli markasını kullandığından davacının 2008/09285 tescil numaralı markasına tecavüzün tespitine ilişkin isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti ile ilgili taleplerin kabulüne, haksız rekabetin tespitine yönelik taleplerin kabulüne, markaya tecavüzün tespiti istenin reddine, marka hükümsüzlüğüne ilişkin talebin kabulüne, davalının 2013/5176 tescil no.lu “HALİL SAYGI BULGUR” ibareli markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu tasarım yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını taşımadığından tecavüz fiilinin oluşmadığını, müvekkili tescilli markasına dayanarak üretim yaptığından haksız rekabet hükümlerinin uygulanmayacağını, müvekkili şirket adına kayıtlı marka ile davacı adına kayıtlı markanın benzer olmadıklarını, müvekkili şirketin markayı devraldığı markanın sahibinin adının… olduğunu bu kişinin tıpkı davacı gibi kendi adını tescil ettirdiğini, ve kendi adı üzerinde hak sahibi olduğunu, özel kişi adları çıkarıldıktan sonra kalan ibarelerin benzer olmasının mutlak surette markaların benzer olduğunu göstermeyeceğini, davanın tabi olduğu mülga 556 sayılı Markanın Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname (mülga 556 sayılı KHK) uyarınca tescilli bir markanın kullanımının haksız fiil olmayacağını ve tecavüz teşkil etmeyeceğini, Mahkemece markaya tecavüzün reddine karar verildiği halde mevcut kullanımın haksız rekabet teşkil ettiğinin kabulüne karar verilmesinin çelişik olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararınn kaldırılmasına ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi raporu, karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf aşmasındaki itirazlarına ilaveten somut olayda uygulanması gereken mevzuat mülga 556 sayılı KHK ve 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun hükmünde Kararname (mülga 554 sayılı KHK) olduğu halde Mahkemece 6769 sayılı Kanun hükümlerinin uygulandığını, dosyada alınan bilirkişi raporlarında çelişki olduğunu ve sonradan usulen rapor alınmışsa da İlk Derece Mahkemesi kararı Bölge Adliye Mahkemesince kaldırıldıktan sonra, kaldırma öncesi alınan bilirkişi raporuna göre karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacı marka ve tasarımına tecavüz ile haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarını ortadan kaldırılması ve marka hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 198 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6769 sayılı Kanun’un 5, 6, ve 25 inci maddeleri ile 70 nci maddesinin ikinci fıkrasını (c) bendi ve 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, haksız rekabetin tespiti ve davalının tescilli markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece dosyada alınan 10.08.2016 tarihli ilk bilirkişi raporuna itibar edilerek davalının devir yoluyla sahip olduğu tescilli markasının hükümsüzlüğüne karar verilmişse de, marka sahibi… kendi ad ve soyadını 07.06.2013 tarihinde marka olarak tescil ettirmiş olup davacı ise…’nın kardeşidir. Hasan Saygı kendi adına 22.02.2008 tarihinde tescilli “HASAN SAYGI” markası ile kardeşi…’nın davalıya devrettiği “HALİL SAYGI BULGUR” markası arasında benzerlik ve önceye dayalı hakkının olduğunu ileri sürerek davalı markasının hükümsüzlüğünü istemektedir.

Kişi adlarının birbirine benzer olması marka tescili açısından engel oluşturmayıp daha önceki tescil dahi daha sonraki ad soyad markasının tesciline engel olmadığı gibi hükümsüzlük sebebi de sayılmaz. Bu durumda davalının devir yoluyla sahip olduğu “HALİL SAYGI BULGUR” markasının hükümsüzlüğüne ilişkin davacı talebinin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.06.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına hükmetmek gerekirken aksi yöndeki çoğunluk görüşüne karşıyım.