Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1684 E. 2023/5673 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1684
KARAR NO : 2023/5673
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kısmi ret kararına konu olan miktar 12.340,43 TL olup, karar tarihi itibariyle bu meblağın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesinde belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan davaya yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi maksadıyla 4046 sayılı Kanun uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nev’inin değiştirilmesi suretiyle kurulduğunu, davalı ile 24.07.2006 tarihinde akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile elektrik dağıtım ve perakende satış işinin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, faaliyetlerin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde, Adana 3. İş Mahkemesinin 2006/616 E. sayılı dosyası ile açılan dava sonucunda verilen kararın Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2010/1267 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılması üzerine, müvekkili tarafından (11.100,00 TL vekalet ücreti, 1.240,43 TL yasal faiz olmak üzere 12.340,43 TL düşülmek suretiyle) 146.381,84 TL ödeme yapıldığını, taraflar arası sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddesi uyarınca davalının sorumluluğunda olan tutardan şimdilik 158.722,27 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 26.03.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle; dava dilekçesinde talep ettikleri 158.722,27 TL bedeli 5.347,93 TL arttırarak toplam 164.070,20 TL alacağın 158.722,27 TL’sinin ödeme tarihi olan 02.02.2010 tarihinden itibaren , 5.347,93 TL’sinin ise ödeme tarihi olan 03.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekilinin süresinde cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, rücu davalarında zaman aşımı süresinin 2 yıl olması nedeniyle, ödemenin yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğunda dava konusu alacağın zaman aşımına uğramış olduğunu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında 31.03.2006 tarihinde bilanço düzenlemeleri yapıldığını ve 31.12.2007 tarihinde ve şirketin devrine ilişkin bilanço düzenlemelerinde de borç ve alacak devir işlemlerinin tekrarlandığını, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının özelleştirme ile ilgili mali konulardaki talimatları doğrultusunda devre esas bilanço düzenlemelerinin yapılarak geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, dağıtım şirketinin muhasebe kayıtlarında yer alan son ay faturası dışında EÜAŞ ve bağlı şirketleri, TETAŞ ve TEİAŞ’a olan borçlarının TEDAŞ’a aktarıldığını, ticari borçların TEDAŞ’a aktarılması sırasında hazır değerler tutan ticari borçlardan mahsup edilerek aktif-pasif farkı sermaye artışı yapılması/zarar hesabına kayıt yoluyla dengelenmesi çerçevesinde devir sürecinin mali yönüyle ilgili işlemlerin ikmal edilerek Toroslar EDAŞ’ın özel sektöre devrinin gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğinden, geçmiş yıllara ilişkin olarak TEDAŞ’tan herhangi bir talepte bulunulamayacağı kabul anlamına gelmemekle birlikte, üçüncü kişilerle mülkiyet hakkına dayalı ihtilafların sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca TEDAŞ’a bildirilmesinin gerektiğini, davacı tarafından davanın hiçbir aşamasının bildirilmediğini, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının davaya ilişkin faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı Güliz Tolongüç ve arkadaşları tarafından Adana 3. İş Mahkemesinin 2006/616 E. sayılı dosyasıyla “18.06.2006 tarihinde uğramış olduğu iş kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat” istemli dava açıldığı, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin düzelterek onama kararına dayalı olarak Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2010/1267 E. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı , dava dışı üçüncü kişi Güliz Tolongüç’ün mirasçılarının kazaya uğradığı tarih 18.06.2006 olup, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalandığı 24.07.2006 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu ve bu durumda sözleşmenin 7.4 maddesi uyarınca sorumluluğun TEDAŞ’a ait olduğu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 maddesinde ihbar sorumluluğuna yönelik bir düzenleme bulunmadığından davacının ihbar yükümlülüğünden söz edilemeyeceği, icra dosyasına ödenen tutarın 29.01.2010 tarihli yazıyla mahsup edileceği belirtilen vekalet ücreti tutarıyla örtüşmemesi ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinden dolayı, davacının dosya alacaklılarını ibra ettiğine dair bir kaydın olmaması nedeniyle, davacının ancak icra dosyasına ödemiş olduğu tutarı talep edebileceği, buna göre davacının Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2010/1267 sayılı dosyasına yapmış olduğu 02.02.2010 tarihinde 146.381,84 TL, 03.02.2010 tarihinde ise 5.347,93 TL olmak üzere toplam 151.729,77 TL ödemeyi ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan talep edebileceği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, toplam 151.729,77 TL alacağın 146.381,84 TL’sinin ödeme tarihi olan 02.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile 5.347,93 TL’sinin 03.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, elektrik dağıtım şirketinin tüzel kişiliği, hakları ve borçlarında herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisselerin el değiştirildiğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, özelleştirme modeli gereği şirketin devre esas bilanço düzenlemeleri çerçevesinde davacının birikmiş tüm borçlarının müvekkili tarafından üstlenildiği ve şirketin bilançosuna sermaye artırımı yolu ile müvekkili tarafından kaydı olarak kaynak sağlandığını, davacının hisse satışı ve özelleştirme öncesi döneme ait ödemeye ilişkin müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını, ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığını, dayanak ilamda lehlerine hükmedilen vekâlet ücretinin mahsup edilerek 158.722,27 TL yerine 146.381,84 TL ödeme yapıldığını, ayrıca 5.347,93 TL daha ödendiğini, bu nedenle mahsup ettikleri vekalet ücretinin de davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı Güliz Tolongüç, Rabia Ceren Tolongüç, Nalan Altlan, Burhan Tolongüç, Fatma Ata ve Nazan Baytar tarafından 18.06.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu muris olan işçinin vefat etmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini için açılan davada yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, dava dışı Güliz Tolongüç, Rabia Ceren Tolongüç, Nalan Altlan, Burhan Tolongüç, Fatma Ata ve Nazan Baytar’ın mahkeme ilamını TEDAŞ Adana Elektrik Dağıtım Müessese Müdürlüğü A.Ş. aleyhine icra takibine koyması sonucu davacının 02.02.2010 tarihinde 146.381,84 TL, 03.02.2010 tarihinde ise 5.347,93 TL olmak üzere toplam 151.729,77 TL ödediği, taraflar arasında akdedildiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmayan 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun TEDAŞ’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının TEDAŞ olduğunun hükme bağlandığı, somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığı, rücuen alacağa dayanak olan Adana 3. İş Mahkemesindeki davanın davacılarının da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra dosyasına ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkının bulunduğu, alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresinin 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 125 inci maddesine göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zaman aşımı itirazının yerinde görülmediği, öte yandan Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..”, 22 nci maddesinin (f) bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümlerinin yer aldığı, anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına da itibar edilmediği, açılan davada ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanamayacağına yönelik itiraza gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki taraf da tacir olduğundan avans faizi talep edebileceği, buna göre İlk Derece Mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf incelemesi yönünden ise, davacı tarafça vekalet ücreti ve işlemiş faizinin mahsup edilerek hak sahibi dava dışı kişiye ödeme yapıldığı, yapılan ödemeden ötürü davacı şirketin mal varlığında önemli bir azalmanın söz konusu olmadığı, rücuya esas davada davacı lehine hüküm altına alınan vekalet ücretinin davacı tarafından icra dosyalarına ödenen bedel olarak nitelendirilemeyeceğinden, davacı tarafın dayanak ilamdaki hak sahibi üçüncü şahsın alacağından mahsup ettiği lehine takdir edilen vekalet ücretini davalı TEDAŞ’dan istenmesinin mümkün olmadığından davacı vekilinin de istinaf başvurusu yerinde görülmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf mahkemesi kararı gerekçesinde belirtilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının huzurdaki dava konusu ile bir ilgisinin bulunmadığını, icra dosyasına ödeme yapılırken lehe hükmedilen vekalet ücreti ve yasal faizi toplamının mahsup edildiğinin görüldüğünü, sözü edilen onay yazısı ve yapılan ödeme ile icra dosyasının kapağı da göz önüne alındığında, mahsup yapılan tutara ilişkin kısmın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, emsal kararda davacının yaptığı ödemenin tümünü davalıdan talep edebileceği, bilirkişi raporunda lehe hükmedilen avukatlık ücreti ve bu ücretin işlemiş faizi mahsup edilmiş ise de, bunun uygun olmadığı, bu miktarın da hesaba dahil edilmesi gerektiği belirtilmiş, mezkur karar Dairenin 2016/1606 E. sayılı dosyasında verilen karar ile onandığın bu nedenle lehe hükmedilen vekalet ücreti ve faizin dava konusu tutardan düşülmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklı rücuen alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 344 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 125 inci maddesi

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A.Davacı Temyizi Yönünden;
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B.Davalı Temyizi Yönünden;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.