Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1679 E. 2023/5774 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1679
KARAR NO : 2023/5774
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka tarafından davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı Meridien Sağlık Hizmetleri ve Uluslararası Tic. Ltd. Şti. lehine nakdi ve gayri nakdi krediler kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı banka ile dava dışı Meridien Sağlık Hizmetleri ve Uluslararası Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, davalıların sözleşmelerin müteselsil kefili oldukları, keşide olunan hesabın katı ihtarına rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle borçlular aleyhine icra takibine girişildiği, icra takip talebinde kullandırılan TL kredi, USD olarak verilen ve nakde dönüşen teminat mektuplarının tahsilinin ve ayrıca halen mer’i olan teminat mektup bedellerinin depo edilmesinin talep edildiği, TL ve USD bazında bilirkişi raporunda belirlenen alacak toplamının yerinde olduğu ancak kredi sözleşmesinde müteselsil kefillerle ilgili teminat mektubu bedellerinin depo edilmesine yönelik ayrıca ve açıkça hüküm bulunmadığından bu alacak kalemine ilişkin davalıların sorumluluğunun bulunmadığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalıların Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2018/6101 E. sayılı icra takip dosyasında ticari kredilerden kaynaklanan nakti alacak yönünden, 1.740.511,52 TL asıl alacak, 32.535,94 TL işlemiş faiz, 1.626,80 TL faizin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 1.774.674,26 TL alacağa vaki itirazlarının iptali ile asıl alacağı takip tarihinden itibaren % 48 temerrüt faizi ve faizin % 5 BSMV’si uygulanmak suretiyle takibin devamına, USD olarak verilen nakte dönüşen teminat mektuplarından kaynaklanan alacak yönünden 21.603,20 USD asıl alacak, 121,52 USD işlemiş faiz, 6,07 USD faizin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 21.730,79 USD alacak üzerinden vaki itirazlarının iptali ile asıl alacağı takip tarihinden itibaren kamu bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz ve faizin % 5 BSMV’si uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan 1.774.674,26 TL nakti alacak ve 21.730,79 USD’nin TL karşılığı 92.768,74 TL olmak üzere toplam 1.867.443,00 TL üzerinden %20 oranında 373.488,60 TL icra inkâr tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının bilirkişi raporu doğrultusunda yabancı para için taraflar arasında herhangi bir faiz oranı belirlenmediğinden bahisle genel hükümlere göre kamu bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz hesaplanmasına karar verildiğini ancak, davalıların imzasının bulunduğu genel kredi sözleşmelerinin temerrüt faizi başlıklı 10 uncu maddesinde “Kredi tutarının yabancı para cinsinden belirlendiği hallerde banka, bu krediden kaynaklanan alacağını muacceliyet veya takip ya da dava tarihinde TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanmış Türk Lirası karşılığını talep edebilir. Bu durumda krediden kaynaklanan banka alacağına; muacceliyet ya da takip veya dava tarihinden bankaya ödendiği tarihe kadar geçecek süre için borcun Türk Lirasına çevrildiği tarihte Bankada Türk Lirası krediler için geçerli en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanacaktır.” dendiğini, bu nedenle bankanın Türk Lirası kredilerine uyguladığı en yüksek kredi faiz oranı %32 olduğundan, bu oranın %50 fazlası olan %48 faiz oranın uygulanmasında sözleşmeye aykırı herhangi bir durum bulunmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için bu faiz oranının USD kredilerine uygulanamayacağı kabul edilse dahi genel hükümlere gitmeden sözleşmede belirtilen şekli ile bankanın USD kredilerine uyguladığı en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlasını alması gerektiğini, uygulanan faiz oranının %14 olduğunu, %50 fazlasının %21 olarak uygulanması gerektiğini, yine genel kredi sözleşmesinin müşterinin temerrüdü başlıklı bölümünün 5 inci maddesinde “Banka’nın bu maddeye atıfla haklarını kullanmaya karar vermesi halinde, temerrüt faizine dair hükümler saklı kalmak kaydıyla, ortaya çıkan yukarıda sayılan haller sebebiyle Banka teminat mektuplarının iadesini veya gayrinakdi risk tutarlarının depo edilmesini talep edebilir.” düzenlemesinin yer aldığını, bu nedenle bankanın verilen teminat mektuplarının vadesiz hesapta depo edilmesini istemesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, yine sözleşmenin XI- Yürürlük bölümünde;“Müşteri ve kefiller bu madde ile birlikte XI maddeden, 20 sayfa ve eklerinden ibaret işbu Sözleşmenin bütün maddelerini tek tek okuduklarını, aşağıya atacakları imzalarının Sözleşmeyi geçerli kılacağını ve kendileri için bağlayıcı olacağını, sözleşme maddelerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getireceklerini kabul, beyan ve taahhüt eder.” dendiğini, bu nedenle mahkeme kararının aksine tarafların imza attığı sözleşmenin bütünüyle tüm imza atanları bağlayacağını, bu yönden mahkeme kararının kaldırılarak davalı borçluların itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin “Temerrüt Faizi” başlıklı 10 uncu maddesinde “Kredi tutarının yabancı para cinsinden belirlendiği hallerde banka, bu krediden kaynaklanan alacağını muacceliyet veya takip ya da dava tarihinde TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanmış Türk Lirası karşılığını talep edebilir. Bu durumda krediden kaynaklanan banka alacağına; muacceliyet ya da takip veya dava tarihinden bankaya ödendiği tarihe kadar geçecek süre için borcun Türk Lirasına çevrildiği tarihte Bankada Türk Lirası krediler için geçerli en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanacaktır.” şeklinde düzenleme yapılmış olup buna göre davacı bankaca yabancı para alacağının TL’ye çevrilerek talepte bulunulması halinde 10 uncu maddedeki hesaplama yönteminin uygulanacağı, ancak takip talebinde döviz cinsi üzerinden talepte bulunulduğundan söz konusu hükmün somut olayda uygulanmasının mümkün olmayıp sözleşmede yabancı para kredileri yönünden ayrıca bir temerrüt faizi oranı da tespit edilmediği, gayri nakdi alacak yönünden yapılan değerlendirmede somut olayda, davalılar davacı banka ile dava dışı Meridien … Ltd. Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil olarak yer almakta olup, dava konusu icra takibinde davacı nakit alacaklarının tahsili yanında 33.612,00 euro, 41.191,52 USD ve 47.478,00 TL tutarlarında meri teminat mektubu bedellerinden kaynaklanan alacağın depo edilmesi talebinde bulunmuş olup, davacı vekilince istinaf dilekçesinde belirtilen gayrinakdi risk tutarlarının depo edilmesine ilişkin “VI-Müşterinin Temerrüdü” başlığı adı altında düzenlenen hüküm gereğince kefillerin gayrinakdi risklerin depo edilmesinde de sorumlu oldukları iddia edilmiş ise de, yukarıdaki açıklamalar ışığında söz konusu düzenlemenin asıl borçlunun temerrüdü halinde uygulanacağı, kefiller yönünden açık bir hüküm niteliği taşımadığı, sözleşmede kefiller yönünden gayrinakdi risklerin depo talebinden sorumlu olacaklarına dair ayrıca ve açıkça hüküm bulunmadığı gerekçesiyle (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20.03.2018 tarih, 2016/16494 E. ve 2018/1375 K. sayılı emsal içtihatı) davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi ve gayri nakdi alacağa yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.