Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1600 E. 2023/4891 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1600
KARAR NO : 2023/4891
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/427 Esas, 2021/1530 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/219 E., 2020/19 K.

Taraflar arasındaki TPMK Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2012/94744, 2013/16566, 2013/16563, 2013/16552, 2013/16548, 2000/05745, 2003/02605, T/00979, 2003/05595, 99/006105, 114682, 2013/42936, 99/007466 sayılı ve “sütaş”, “sütaş mutlu inekler en sevilen peynirler”, “sütaş peynir şahane gerisi bahane”, “sütaş sütü seviyoruz, sütü sevdiriyoruz”, “sütaş taptaze süüüt çok taze süüüt”, “sütaş kaymaklım”, “kaymaklım”, “sütaş”, “sütaş doğal lezzet”, “sütaş şekil”, “sütaş s”, “sütaş”, “sütaş doğal lezzet+şekil” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketçe yapılan 2018/37751 sayılı ” Çamlıbel Köy Tipi Yoğurt+ Şekil” ibareli marka başvurusuna iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak yapmış oldukları itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek davaya konu YİDK kararının iptaline ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının isabetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; benzerliğin markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenim üzerinden yapılmasının gerektiğini, müvekkiline ait markanın görsel, işitsel ve fonetik olarak davacı markalarından tamamen farklı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuru kapsamındaki dava konusunu oluşturan çekişmeli 29. sınıftaki malların, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mallar ile aynı/benzer oldukları, ancak davaya konu marka başvurusunda bulunan şekil kompozisyonunun davacı markalarından oldukça farklılaşmış olması nedeniyle taraf markalarının görsel olarak benzer olmadıkları, markalar arasında kavramsal benzerliğin bulunmadığı, “ÇAMLIBEL”, “SÜTAŞ” ve sair kelimelerin birbirinden farklı okunacak olması karşısında markalar arasında sesçil benzerlik olmadığı, dava konusu markalar arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, aynı Yasa hükmünün üçüncü fıkrasından kaynaklı bir tescil engelinden söz edilebilmesinin mümkün olmadığı, tanınmış olarak tescil edilen markanın sadece “SÜTAŞ” ibaresinden ibaret olması, davaya konu başvurunun ise bir kompozisyon olması ve markaların birbiri ile benzer olmaması karşısında davaya konu markayı gören tüketicilerin aklına davacının gelmesi ve tüketicilerin mezkûr markayı davacının seri markalarından birisi zannetmesi veya davacı ile bir bağlantısı olduğu yanılgısına düşmeleri, davalının haksız bir kazanç sağlaması, markanın daha kolay hatırlanır olması yahut markanın itibarına zarar verilmesi, “SÜTAŞ” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşmesi tehlikesinin ispatlanamadığı dolayısıyla zikredilen Yasa hükmünün beşinci fıkrasının uygulama şartlarının oluşmadığı, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu marka ile müvekkilinin markasının görsellerinin ayırt edilemeyecek derecede benzer olup, bu benzerliğin ortalama tüketici nezdinde iltibasa yol açtığını, müvekkilinin davaya dayanak markaları sınırlı sayıda belirtilmemiş ve delil dilekçesinde ilgili markalara yer verildiğini, müvekkilinin tüm markalarının dikkate alınmadığını, markalarının bir arada değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu markanın tescili halinde bu markalı ürün ya da hizmetlerin müvekkilin seri markalarından biri olduğu ve/veya müvekkiliyle bağlantılı bir şirket tarafından üretildiği intibaı yaratılacağını, dava konusu markanın, müvekkilinin markasının içeriğini sulandırıcı nitelikte bulunduğunu, müvekkilinin tanınmış marka olarak tescilli markasının iltibas riski dışında da 6769 sayılı Kanun’un 6 ıncı maddesinin beşinci fıkrası kapsamında korunması gerektiğini, kötü niyetli marka tescil talebi söz konusu bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davaya konu YİDK kararının isabetli olup olmadığı ve başvuruya konu markanın hükümsüz kılınması koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun’un 6 ıncı maddesinin birinci, beşinci ve dokuzuncu fıkraları.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.