Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1587 E. 2023/5050 K. 18.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1587
KARAR NO : 2023/5050
KARAR TARİHİ : 18.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/573 Esas, 2021/1597 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/154 E., 2020/15 K.

Taraflar arasındaki TPMK Yeniden İnceleme Değerledirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunu esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı TPMK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “namlı” ibareli pek çok tescilli markasının bulunduğunu, davalı şirketin 2016/60380 sayılı ve “namlıdağ” ibareli marka tescil başvurusunun, müvekkilinin markaları ile görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğunu, iltibas tehlikesinin oluştuğunu, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazlarının davalı kurum tarafından reddedildiğini, davalı şirketin davacının tanınmış markasını tescil ettirmesinin kötüniyetli olduğunu, davalı şirketin marka başvurusunun davacının ticaret unvanının çekirdek unsurunu da ihtiva ettiğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK’in 13.02.2018 tarihli ve 2018/M-1003 sayılı kararının iptaline ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı TPMK vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, itiraza konu markanın “namlıdağ” ibaresinden meydana geldiği ve tertip tarzı itibariyle itiraza konu markalardan uzaklaştığı ve başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların bütün olarak bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığının anlaşıldığının belirtildiğini; ayrıca ihtilaf konusu hizmetler için tüketicinin dikkat düzeyinin düşük olmadığını; bu sebeple markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirketin 1931 yılından beri faaliyette bulunduğunu, uzun yıllardır “Çamlıdağ” adı altında Samsun’da hizmet verdiğini, taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, davalının dava konusu marka başvurusunda başkaca bir unsur bulunmamakla esaslı unsurunun bir sıfat tamlaması olması nedeniyle “namlı dağ” olduğu, davacının markalarının “nam” ve “namlı” esas unsurlu markalar olduğu, davacının “NAM” ibaresi dikkate alındığında taraf marklarının şekilsel, anlamsal ve sesçil olarak olarak benzemediği, ancak davacının “NAMLI” ibaresi dikkate alındığında, davacının 171835, 183979, 192669, 2003/36960, 2007/06633, 2008/34847, 2011/103864, 2011/103869, 2012/70083, 2013/86245, 2013/86196, 2014/34991, 2014/34997, 2016/43574 sayılı markaları ile davalının 2016/60380 sayılı marka başvurusunun sesçil ve anlamsal olarak benzer olduğu, davacının NAMLI esas unsurlu markalarının bir kısmının kapsamında davalının dava konusu marka başvurusunun kapsamında yer alan 35. sınıf hizmetlerin tamamının yer aldığı, emtia benzerliği oluştuğu, markalar arasında yüksek derecede bir benzerlik olmamakla birlikte markaların kapsamında yer alan hizmetlerin aynı ve aynı türden olması, davacının NAMLI ibareli seri nitelikte markalarının bulunması nedenleri ile somut olayda iltibas tehlikesinin oluştuğu, ortalama tüketici aynı hizmetleri sunacak olan markaların birbirinin serisi olduğunu düşünebileceği gibi, işletmeler arasında idari ya da ekonomik bir bağ olduğunu da düşünebileceği, ayrıca ortalama tüketici davacının markası zannederek davalının markasına yönelebileceği ve böylelikle markaların karıştırılabileceği, bu nedenle somut olayda davalının dava konusu marka başvurusu ile davacının 2003/36960, 2008/34847, 2011/103864, 2011/103869, 2012/70083, 2013/86196, 2014/34991, 2014/34997, 2016/43574 sayılı markaları arasında mülga 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (mülga 556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne TPMK YİDK’in 2018/M-1003 sayılı kararının iptaline, davaya konu markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TPMK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı TPMK vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafl markaları arasında mülga 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında benzerlik bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının 2016/60380 sayılı ve “NAMLIDAĞ” ibareli başvurusu ile “NAMLI” ibareli davacı markaları arasında, mülga 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında benzerlik bulunduğu, taraf markalarının emtia listelerinin 35. sınıfta aynı hizmetlerde olduğu, bu itibarla markalar arasında karıştırılma ihtimalinin ve tescil engelinin bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin “NAMLIPARK” ibaresini davacının “NAMLI” markaları ile benzer gören 04.02.2019 tarihli ve 2017/3639 E.- 2019/771 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu gerekçesiyle davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı TPMK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı TPMK vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf aşamasındaki itirazlarını yineleyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı … başvurusuna yapılan itirazın reddine ilişkin YİDK kararının iptali ile tescil edilmiş ise markasının hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Mülga 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasını (b) bendi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı TPMK vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı TPMK’ya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.