Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1547 E. 2023/5181 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1547
KARAR NO : 2023/5181
KARAR TARİHİ : 20.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/308 Esas, 2022/21 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2015/1483 E., 2017/650 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Bölge Adliye Mahkemesince hüküm altına alınan … Soyalp yönünden temyize konu edilen miktar 10.048,48 TL ve … yönünden temyize konu edilen miktar 18.451,52 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin bu davacılar yönünden miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin ve davacılar vekilinin davacı … yönünden temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin babası ve kocası …’ın çalışmakta olduğu Metsan San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde 03.02.2011 tarihinde meydana gelen patlamada hayatını kaybettiğini, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/256 E. dosyasında alınan raporlarda belirtildiği üzere, Ersoy Gaz San.ve Tic. A.Ş.’nin lisanssız olarak doğalgaz satış ve dağıtımı yapması ve bu amaçla oksijen tüplerine doğalgaz doldurması, boşalan bu tüplere yeniden oksijen doldurması ve müvekkillerinin murisinin ölümüne neden olan patlamanın meydana gelmesine doğrudan neden olduğu için sorumlu olduğunu, murisin Ersoy Gaz Sanayi A.Ş. ile hiçbir ilgisi (iş akti vb) bulunmadığını, Ersoy Gaz Sanayi A.Ş.’nin yaptırması zorunlu olan Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortasını yaptırmadığını, bu nedenle davalı …’na karşı dava açıldığını, murisin asgari ücretle çalıştığını ve kusursuz olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacı … için 500,00 TL, davacı … için 250,00 TL, davacı Sıla için 250,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22.06.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini davacı … için 166.672,29 TL, davacı … için 11.791,42 TL, davacı Sıla için 19.150,90 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP
Davalı temlik eden vekili cevap dilekçesinde; davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, Genel Şartların “Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.4 maddesinin ç bendi gereğince “Sigortalıya vekalet akdi veya hizmet akdiyle yada başka bir şekilde bağlı olarak çalışan kimselere gelen zarar ve ziyanlar”ın sigorta teminatının kapsamı dışında kaldığını, hem Ersoy Gaz Sanayi A.Ş.’nin ve (üretim faaliyetinde bulunmasından dolayı) ve hem de müteveffanın çalışanı olduğu Metsan Otomotiv Yedek Parça San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin (Tehlikeli Maddelerin Kullanımından dolayı) tehlikeli maddelerle ilgili kendi faaliyetleri sebebiyle sigorta yaptırmalarının zorunlu olduğunu, Ersoy Gaz Sanayi A.Ş.’nin yaptıracağı Tehlikeli Maddeler Sorumluluk Sigortasının kendi faaliyet alanı ile ilgili üçüncü kişilerin zararını karşıladığını, bu sigortanın Metsan San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde meydana gelen patlamayı kapsamadığını, davacı zararının iş kazası kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmış olup mükerrer nitelikte olacak iş bu tazminat davasının reddi gerektiğini, davacılar tarafından alınmış ödemeler ve açılmış tüm dava bilgilerinin bildirilmesi gerektiğini, yine davacılara SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin temerrüdü söz konusu olmadığından faizin başlangıç tarihinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, avans faizi istenemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uzamış ceza zaman aşımı gözetildiğinde davanın süresinde olduğu, dava dışı Ersoy Gaz A.Ş. ve Asgazsan Ltd. Şti.’nin doldurup dağıttığı tüpleri kullanan Metsan San ve Tic Ltd. Şti. ile Özkanlar Hidrolik Ltd. Şti. işyerlerinde patlamanın meydana geldiği, davacıların desteğinin Metsan Ltd. Şti.’nin değil, Emt Ltd. Şti. çalışanı olduğu, patlamada 3. kişi konumunda bulunduğu, ölenin zararına sebebiyet verenin işveren olmayıp kusur varsa peşin sermaye değerinin 1/2’sinin rücu edilebileceği gözetilerek hesaplama yapılmış ise de davacı vekilince peşin sermaye değerinin tamamının tenzil edilerek yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi talebinde bulunulduğu, buna göre taleplerini ıslah ettikleri, bilirkişi tarafından verilen raporun hükme yeterli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı … için 166.672,29 TL, … Soyalp için 11.791,42 TL, … için 19.150,90 TL toplamı 197.614,61 TL’nin 15.04.2015 dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece her bir müvekkili için ayrı ayrı vekalet ücreti tayin ve takdir edilmesi gerekirken alacağın tamamı üzerinden bir tane vekalet ücretine hükmedildiğini, dava tarihinin gerekçeli kararın ilk sayfasına yanlış yazıldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Güvence Hesabının tehlikeli madde ile ilgili faaliyette bulunan firma ya da çalışanının bir üçüncü kişiye vereceği zararlara karşı üçüncü kişilere koruma sağladığını, Tehlikeli Maddeler Sigortası Genel Şartlarının 4.A.(c) maddesindeki, “işyerinde vekalet veya hizmet akdi ile çalışanların uğradığı zararların kapsam dışında kalması” kuralı gereği kazaya sebep olan firmada hizmet akdi ile çalışan davacının zararlarının müvekkili kurum tarafından karşılanmasının yasa gereği mümkün olmadığını, bu kişilerin zaten iş kazası nedeniyle SGK’dan tazminat aldıklarını ve gelir bağlandığını, tehlikeli maddelerle ilgili mesleki faaliyette bulunan Özkanlar Hidrolik Ltd. Şti.’nde meydana gelen patlama sonucu oluşan zararın kendisinin yaptırmak zorunda olduğu sigorta kapsamına girdiğini, dolayısıyla Ersoy Gaz A.Ş.’nin Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası yer ve riziko adresi itibariyle teminatının kapsamı dışında kaldığını, davacı kız çocuğu bakımından belirlenen 20 yaş üzerinden tazminat hesaplamasına davacı tarafça itiraz edilmemesine rağmen ek rapor ile bu hesaplamanın 22 yaş esas alınmak suretiyle yapılmasının taleple bağlılık ilkesine ve usuli müktesep hakka aykırı olduğunu, her ne kadar 200.000,00 TL kişi başı teminat olsa da patlamada zarar gören ölü ve yaralı sayısına göre kaza başı limitin paylaştırılması/proporsiyonu gerektiğini, zira kaza başına 800.000,00 TL tazminat olmasına karşın 20 ölüm 43 yaralı bulunduğunu, Mahkemece kaza tarihi teminat limitlerinin üstünde tazminata hükmedildiğini, sağ kalan eş için yapılan evlenme indiriminin hatalı değerlendirildiğini, dava konusu kaza haksız fiilden kaynaklandığından avans faizi işletilmesine ilişkin kararın da hatalı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın “Tehlikeli Maddeler Sorumluluk Sigortası” kapsamında destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkin olduğu, davacılar murisinin vefatına neden olan patlamanın, dolum öncesi tüplerin içinde kalan oksijenin doğalgaz dolumunu takiben reaksiyona girerek kullanıcı personelin vanayı açması ile birlikte aniden patlaması sonucu meydana geldiği, Ersoy Gaz San. Tic. A.Ş. tarafından bu tüplerin dolumu, satışı ve dağıtımının yapıldığı, tehlikeli maddeler ile iştigal eden Ersoy A.Ş.’nin mesleki faaliyeti gereği yaptırmak zorunda olduğu sigortayı yaptırmadığı, sigortanın kapsamının belli bir coğrafi alan ile sınırlandırılamayacağı, bu hususların Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiğinin (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.01.2015 gün ve 2014/14852 E.- 2015/553 K. sayılı onama kararı ile 24.11.2015 gün ve 2015/5153 E.-12452 K. sayılı karar düzelme isteminin reddi, 02.05.2019 gün ve 2019/74 E., 2019/3351 K.) anlaşıldığı, davalı … Hesabının sorumlu olacağının kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle , davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/256 E., 2015/192 K. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; patlamaların Metsan Ltd. Şti. ve Özkanlar Ltd. Şti.’ne ait binalarda aynı tarihte farklı zamanlarda meydana geldiği, CNG lisansını beklemeden doğalgaz dolumu, taşınması ve satış organizasyonunu sevk edip yönlendiren, olayın başından itibaren yeterli tedbirleri almayan Ersoy Gaz A.Ş. ve Asgazsan Ltd. Şti.’nin bir kısım yetkilileri ve yetkili personelinin kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu gerekçesiyle taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak suçundan hürriyeti bağlayıcı cezayla cezalandırılmalarına karar verildiği, avacıların desteği …’ın vefatı ile sonuçlanan 03.02.2011 tarihinde meydana gelen patlamada toplam 20 kişinin vefat ettiği, 43 kişinin yaralandığı anlaşılmış olup, İlk derece Mahkemesince yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda, kaza tarihinde geçerli olan Tehlikeli Maddeler ve Tehlikeli Atık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına göre, kazanın meydana geldiği işyerinin satış hasılatı ve tutarı üzerinden kaza ve kişi başına teminat limitlerinin belirlenmesi ve kaza sebebiyle davalı … Hesabına başvuran kişilerin tazminat tutarları dikkate alınarak garameten paylaştırma hesabı yapılmamış olması doğru görülmemiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih ve 2020/2598 E., 2021/34 K. sayılı kararı doğrultusunda Dairemizce alınan 30.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda TRH 2020 tarihli Yaşam Tablosuna göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının uygun olacağı değerlendirilmiş, kız çocuklarının evlenme ihtimalinin 20 yaş olarak kabul edildiği 15.08.2016 tarihli bilirkişi raporuna davacılar vekilince bu yönden itiraz edilmemiş olduğu gözetilerek, bilirkişi Duygu Tokcan’ın kız çocuklarının evlenme ihtimali olan yaşı 20 yaş olarak kabul ettiği hesaplama dikkate alınarak davacı …’ın 161.613,65 TL, davacı…’ın 10.048,48 TL, davacı …’ın 18.451,52 TL destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceği gerekçesiyle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk derece Mahkemesince her bir davacı yönünden kabulüne karar verilen tazminat tutarlarına göre davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretinin toplam tazminat tutarı üzerinden belirlenmesinin doğru olmadığı ve yine gerekçeli karar başlığında 15.04.2015 olan dava tarihinin 19.10.2015 olarak yazılmış olmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kısmen kabulüne davacı … için 161.613,65 TL, davacı… için 10.048,48 TL, davacı … için 18.451,52 TL destekten yoksun kalma tazminatının 15.04.2015 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı … için 19.303,30 TL, davacı… için 5.100,00 TL, davacı … için 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı … için 166.672,20 TL, … için 11.791,42 TL, Sıla için 19.150,90 TL talep ettiklerini ancak daha düşük tazminata hükmedildiğini, bilirkişi raporunda dahi, ıslah dikkate alınarak, davacı … için, 163.613,65 TL’nin tahsilini talep edebileceğinin belirtildiğini, talep doğrultusunda karar verilmesini, ayrıca davalı vekilinin istinaf duruşmalarının ikisine de katılmadığını ancak lehine 5.100,00 TL duruşma ücretine hükmedildiğini belirterek v
e re’sen dikkate alınacak sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Tehlikeli Maddeler Sorumluluk Sigortası kapsamında destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrası

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacılar vekilinin… ve … Temyizi Yönünden
Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacılar vekilinin … Temyizi yönünden ve Davalı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.