YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1532
KARAR NO : 2023/1165
KARAR TARİHİ : 27.02.2023
MAHKEMESİ :
… . Asliye Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM
:Asıl ve birleşen davanın kabulü
Taraflar arasındaki tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, asıl dosya davalısı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan Onur Ltd. Şti.’ye hissedar olmasına sebep …9. Noterliğinin 14.12.2007 tarihli ve 23466 yevmiye numaralı hisse devri sözleşmesinin, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları bulunmamasından dolayı yok hükmünde olduğunu, söz konusu sözleşmenin müvekkilinin hükümsüz, çalınan nüfus cüzdanı kullanılarak müvekkili yerine sahte imza atılmak suretiyle tanzim edildiğini, müvekkilinin savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, iradesine aykırı şekilde ortak edildiğini, şirketin vergi ve sigorta prim borçlarından dolayı devlet kurumlarına karşı borçlu duruma düştüğünü, bu borçlardan dolayı taşınmazına haciz konulduğunu, müvekkilinin bankadan kredi kullanamadığını, ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek …9. Noterliğinin 14.12.2007 tarihli ve 23466 yevmiye numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesinin yokluğunun tespitine, müvekilinin hissedarlığının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla …9. Noterliğinin 14.12.2007 tarihli ve 23466 yevmiye numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesinin yokluğunun tespitine, müvekilinin hissedarlığının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin hissedarı olduğu şirketteki 5.000,00 TL’lik hissesinin 14.12.2007 tarihinde …’a satıldığını, bu satış sözleşmesinin noter onayından geçtiğini, müvekkilinin … adı ve nüfus cüzdanı ile işlem yapan kişi ile ilgili olarak gerekli araştırmayı yaptığını, davacının kimliği çalınmış olsa bile müvekkilinin bu durumu bilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Diğer davalılar cevap vermemiştir.
3.Birleşen dosya davalısı davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemenin 21.04.2016 tarih, 2014/704 E. ve 2016/265 K. sayılı kararı ile hisse devir sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/137587 soruşturma dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davaya konu şirket hissesinin devrine dair sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığı, üçüncü kişi tarafından davacının çalınan nüfus cüzdanı kullanılarak sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin davacı bakımından hüküm ifade etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
B. Bozma Kararı
Dairemizin 09.05.2018 tarih, 2016/11147 E. ve 2013/3388 K. sayılı kararı ile hisse devrinin dayanağı olan noter sözleşmesinde yer alan imzanın inkârı nedeniyle açılan davanın aynı zamanda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 208 inci maddesinin dördüncü fıkrası (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 314 üncü) maddesi anlamında açılmış bir sahtelik davası olduğu, öte yandan 6100 sayılı Kanun’un 204 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun (1512 sayılı Kanun) 82 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca noterlikçe onaylanan imzanın, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olduğu, böyle bir imzanın sahteliği iddiasının ise sözleşmenin diğer tarafına olduğu kadar sözleşmedeki imzayı onaylayan notere karşı da ileri sürülmüş bir iddia olup sabit görülmesi halinde noterin 1512 sayılı Kanun’un 162 nci maddesi uyarınca hukuki sorumluluğuna da yol açabileceği gibi noterin savunması bu davanın sonucunu da etkileyebileceği, onaylı imzanın sahteliği iddiasının bu imzayı onaylayan noterin taraf olmadığı bir davada incelenip hükme bağlanmasının usul hukuku ilkelerine uygun düşmediği, 6100 sayılı Kanun’un 208 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince resmi bir senetteki yazı veya imzayı inkar eden tarafın bu iddiasının ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabileceği, bu durumda Mahkemece ilgili noter hakkında, bu davayla birleştirme istemli olarak ayrı bir dava açmak üzere davacıya mehil verilmesi ve dava açıldığı takdirde bu dava ile birleştirilerek görülmesi gerekirken noterin yokluğunda noter sözleşmesinin sahteliği hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek hükmün bozulmasına, bozma sebep ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/104 E. sayılı dosyasının Mahkeme dosyası ile birleştirildiği, asıl ve birleşen davanın …9. Noterliğinin 14.12.2007 tarihli ve 23466 yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesinin yokluğunun tespiti istemine ilişkin olduğu, dava konusu hisse devir sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/137587 soruşturma dosyasında düzenlenen 09.10.2014 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, sözleşmenin tarafı olan … ve … hakkında İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesinde resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davada alınan raporda devir alan …’a izafe edilen imzanın, müşteki … eli mahsulü olmadığı tespitine yer verildiği, sonuç olarak davaya konu şirket hissesinin devrine dair sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığı, üçüncü kişi tarafından davacının çalınan nüfus cüzdanı kullanılarak sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin davacı bakımından hüküm ifade etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine, davacının dava konusu şirkete hissedar olmadığının tespitine, bu hususun ticaret sicile kayıt ve tesciline, davalı …’in iyi niyet iddiası yaşamın olağan oluşuna aykırı bulunduğundan yargılama giderinin davalıların üzerinde bırakılmasına, birleşen davada davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dava davalısı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamına konu noter davaya dahil edildiği hâlde gerekçeli kararda ilgili noterin kusuru veya sorumluluğu hakkında bir değerlendirme yapılmadığını, gerekçeli kararda adının dahi geçmediğini, müvekkilinin hem karşı tarafın hem de noterin varlığına güvenerek işlem yaptığını, noterin hatalı kimlik tespiti sebebi ile iş bu davanın açıldığını, asıl sorumluluğun noterde olduğunu, noterin kusur ve sorumluluğu değerlendirilmeden müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, Mahkemenin müvekkilinin iyi niyetli olmadığı yönündeki gerekçesini açıklamadığını, davanın açılmasına müvekkilinin sebep olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, noterde düzenlenen limited şirket hisse devir sözleşmesinin sahteliği sebebiyle hisse devir sözleşmesinin yokluğunun tespiti ile şirket hissedarlığın iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 208 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 297 nci maddesi.
2.1512 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin ikinci fıkrası, 162 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl dosya davalısı … vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl dosya davalısı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.