Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/151 E. 2023/3437 K. 01.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/151
KARAR NO : 2023/3437
KARAR TARİHİ : 01.06.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/588 Esas, 2021/1294 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/221 E., 2017/664 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın dava dışı Finansbank Edirne şubesinden kredi kullandığını, kredinin teminatı olarak dava dışı …’ün maliki bulunduğu 7 adet taşınmazın bankaya ipotek edildiğini, davalı tarafından düzenli olarak kredi ödemeleri yapılırken …’ün ipotek edilen taşınmazları müvekkiline sattığını, taşınmazların mülkiyetinin müvekkiline geçmesinden sonra davalının ödeme yapmayı durdurduğunu ve banka tarafından davalı ve ipotek yükümlüsü taşınmaz maliki müvekkili aleyhine ipoetin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, müvekkilinin taşınmazların satışını önleyebilmek için toplamda 116.919,00 TL ödeme yaparak icra dosya borcunu kapattığını ve bankanın halefi olduğunu ve davalı aleyhine icra takibine geçilmiş ise de davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı …’ün Edirne ili Merkez Kirişhane Mh. Hacılarezanı mevkii 5896 parsel sayılı taşınmaz üzerine “İstasyon Konutları Sosyal Konut Projesi” adı altında inşaat başlattığı, mali yönden sıkıntıya düşen … ile davalı arasında yaptıkları 13.05.2011 tarihli protokol gereği, davalının, …’ün 5896 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapacağı inşaatta kullanmak üzere, dava dışı Finansbank A.Ş.’den 200.000,00 TL limitli kredi kullandığı, kredinin davalının talimatı üzerine …’e ödendiği, kredinin teminatı olarak 5896 parsel sayılı taşınmazda … adına kayıtlı B Blok. 6, 22, 23 nolu, D Blok, 7 , 22, 15 nolu ve E Blok 23 nolu 7 adet bağımsız bölümün bankaya ipotek olarak verildiği, sonrasında bu 7 adet taşınmazın davacıya ipotekli olarak satışının yapıldığı, çekilen kredi borcunun ödenmemesi üzerine alacaklı banka tarafından borçlular …, … ve Hasan Sever aleyhine asıl alacak ve işlemiş faiz ve ferileri ile birlikte toplam 84.325,54 TL’si üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, dosya borcunun 116.919,00 TL olarak borçlu … tarafından ödendiği, özellikle dinlenen davalı tanığı emlakçı …’nın beyanında belirttiği üzere …’nın gerçekte taşınmazları kendisine devreden … ile ortak olduğu, davacının taşınmazların ipotekli olduğunu bilerek tapuda devir aldığı, davacının inşaat işleri ile uğraşan birisi olarak ipoteğin ne anlama geldiğini bilebilecek durumda olduğu, davacının ödediği bedelin taşınmazların ipotek borcu olduğu, diğer yandan dava … ile davalı arasında kredi çekilmesinden önce imzalanan protokole göre davalının çekilen krediden sorumlu olmadığı, borcun … tarafından ödeneceği, … adına kayıtlı 7 adet taşınmazın çekilen krediye ipotek olarak gösterildiği anlaşıldığından, davacının davasının ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kredi sözleşmesinde asıl borçlunun davalı olduğunu, müvekkilinin taşınmazların satılmaması için borcu ödemek durumunda kaldığını ve davalı aleyhine takip başlattığını, protokolün davalı ile dava dışı … arasında yapılmış olduğunu müvekkilinin bu protokolden bilgisi bulunmadığını, taraf olmadığı bir protokolden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, protokolün sadece kendileri arasında geçerli olduğunu ,davalıya dava dışı …’e rücu etme hakkı doğuracağını, davalı tarafından alınan kredi dava dışı … tarafından kullanılmış ise de kredi taksitlerinin … Tarafından ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinde borcun davacı tarafından ödenmiş olması davacının malvarlığında haksız azalmaya neden olduğunu davalının ise sebepsiz zenginleştiğini, bankaya borçlu davalı olup davalının borcunu ödeyen müvekkil bankanın haklarına halef olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ipotek malikinin, kredi borcuna ilişkin takip miktarını ödemek suretiyle alacaklının halefi haline geldiği, dosyaya celbedilen kredi sözleşmesine göre kredi borcunun asıl borçlusunun davalı olduğu, davacının ödediği miktarı açıklanan nedenlerle davalıdan talep edebileceği, davalı ile dava dışı … arasında düzenlenen 13.05.2011 tarihli protokolde her ne kadar kredinin davalı … tarafından kullanılacağı ancak … tarafından ödeneceği, sorumluluğun da …’e ait olacağı kararlaştırılmış ise de, borcun nakli sözleşmesinin geçerli olabilmesi için alacaklının rızasını taşıması gerektiği, ancak protokole alacaklı tarafından onay verildiğine ilişkin dosyaya yansıyan bir delilin bulunmadığı, bu haliyle protokolün ancak tarafları arasında iç ilişkide hüküm ifade edeceği, dolayısıyla, davacının halefiyet ilkesi gereğince ödediği bedeli davalıdan talep etme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile, Edirne 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3971 esas sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına, davalının itirazında haksız olması ve alacağın likit olması sebebiyle hüküm altına alınan asıl alacağın % 20’si oranında 23.383,80 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; alacak iddiasının dayanağını oluşturan banka kredisini davacı ile dava dışı ortağının davalı üzerinden kullandıklarının sabit olduğunu, muvazaa olgusunun da yazılı belgeler ve tanık beyanları karşısında sabit olduğunu, davacının istinaf dilekçesinde, davalı tarafından alınan kredi … tarafından kullanılmış ise de kredi taksitlerinin Saim tarafından ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinde borcun davacı tarafından ödenmiş olmasının davacının malvarlığında azalmaya ve davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açtığı beyanı ile alınan kredinin … tarafından kullanıldığını beyan ederek iki ortak arasındaki danışıklığı tevil yollu kabul ve ikrar ettiğini, davacının müşteriler üzerinden banka kredisi çıkartabilmek için hisseleri müşterilere ipoteklerini kaldırarak devretmesi gerektiğinden ödediği bakiye kredi bedelini davaya konu icra takibi ile haksız biçimde müvekkilden talep ettiği ve iki ortağın kendi aralarında anlaşıp hukuku dolanarak haksız kazanç elde etmeye çalıştıklarının yargılama faaliyeti sonucunda ortaya çıktığından ilk derece mahkemesince haksız davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.