YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1481
KARAR NO : 2023/3373
KARAR TARİHİ : 30.05.2023
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2020/806 Esas, 2021/1002 Karar
HÜKÜM :Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket ile aralarında mal alım satım ilişkisi olduğunu, ticari ilişkileri gereği davalıya verdiği 50.000,00 euro karşılığında 29.570,00 euro bedelli malı fatura karşılığı aldığını, ancak bakiye 20.430,00 euro karşılığını davalı şirketten alamadığını ve bu alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlattığını, ancak davalının borcunun olmadığı gerekçesiyle takibe, borca ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket ile aralarında cari hesap ilişkisi olduğunu, davacının verdiği 50.000,00 euro karşılığında 29.570,00 euro bedelli malın davacıya verildiğini, ancak bakiye 20.430,00 euro’nun davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklı borcuna mahsup edildiğini ve bu nedenle davacıya bir borcunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.10.2017 tarihli ve 2014/1676 E., 2017/997 K. sayılı kararı ile bilirkişi tarafından her iki tarafın ticari defterlerinin incelendiği, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 20.430,00 euro alacağının olduğu, davalı ticari defterlerine göre ise davalının davacıya 7.251,92 euro borcunun bulunduğu, aradaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla davacıdan dayanak tüm fatura ve belgelerinin istendiği ancak davacının başkaca belge ve faturayı dosyaya sunmadığı, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davalı ticari defterleri esas alınarak davanın kısmen kabulüne, icra takibine itirazın kısmen iptaline, takibin 7.251,92 euro üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un (3095 sayılı Kanun) 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte devamına, kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2018 tarihli ve 2018/91 E., 2018/580 K. sayılı kararı ile davacının avans olarak ödeme yaptığını yazılı delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 30.09.2020 tarih, 2020/2442 E. ve 2020/3700 K. sayılı kararı ile davacı tarafından davalıya mal alımı konusunda 50.000,00 euro ödeme yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, bu bedel karşılığı olan mal alımının davacı tarafından yapılıp yapılmadığı, davalının cari hesap ilişkisinden kaynaklı başka bir alacağının olup olmadığı hususunda olduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin ispat yükünün davacıda olduğu yönündeki görüşünün doğru olmadığı, davalının, almış olduğu 50.000,00 euro avans karşılığı davacıya mal verdiği ve başka alım satım ilişkisinden kaynaklı cari hesabının bulunduğunu ispatla yükümlü olduğu, Mahkemece yeni bir bilirkişiden rapor alınarak taraflar arasındaki ticari defterlerdeki alacak borç ilişkisine ilişkin farkın nereden kaynaklandığı, davalının yukarıda belirtildiği üzere 50.000,00 euro karşılığı mal verip vermediği, davacının alacağının bulunup bulunmadığı hususlarının dayanak belgeleri ortaya konularak incelenmesi gerekirken Mahkemece ispat yükünde hataya düşülerek yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının defter ve kayıtlara göre davacı şirketin davalı şirketten 20.430,00 euro alacaklı olduğu, davalının sunduğu 2010-2011-2012-2013-2014 yılı defter ve kayıtlarında ayrıntılı muavin hesap dökümlerinin düzensiz olduğu, sağlıklı veri elde edilemediği, bu nedenle davalının ticari defter ve kayıtlarına itibar edilmediği, bu nedenlerle dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ticari defter ve kayıtlarına itibar edilerek davacının davalıdan 20.430,00 euro alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, takibin 20.430,00 euro üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte devamına, kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tahsiline karar verilen yabancı para alacakları için hüküm kurulurken hüküm tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru dikkate alınarak vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini belirterek mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması veya bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişilerce tarafların sunduğu ticari defterlerin incelendiği, 2010-2011-2012-2013-2014 yıllarına ait tüm satış faturaları, davacının davalıya yaptığı ödemeler, gümrük çıkış beyannameleri bir arada gözetilerek Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda gerekli inceleme yapılarak, cari hesap dökümü oluşturulduğu, söz konusu cari hesapta 06.07.2010-22.08.2014 tarihleri arasında davacı tarafça davalıya ödenen bedeller ve bunun karşılığı gönderilen malların gümrük çıkış beyannamelerinin karşılaştırıldığı, davacı tarafın 10.935,66 euro alacaklı olduğu hususunun tespit olunmasına karşın ilk derece mahkemesinin takibin tamamı üzerinden (20.430,00 euro) devamına karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu cari hesap dökümün İlk Derece Mahkemesince incelenmediğini, müvekkilinin ticari defterlerinin düzenli olmamasından bahisle aleyhine hüküm kurulduğu, kurulan bu hükmün hakkaniyete aykırı olduğu, bilirkişi raporunda müvekkili şirketle bir ilgisi olmayan 2.425,63 euronun düşülmesi durumunda müvekkilinin 8.510,03 euro borçlu olduğunun tespit edildiğini, Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2014/10700 E. sayılı dosyası ile %11.75 oranında temerrüt faizi talep edildiğini, bu husus gözetildiğinde faiz talebinin reddi gerekirken mahkemece talep dışında 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte takibin devamına karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2014/10700 E. sayılı icra dosyasında ilk ilama dayalı olarak kabul edilen 7.251,92 euro asıl alacağın icra dosyasına faiz ve ferileri ile birlikte ödendiğini, İlk Derece Mahkemesince bu hususlar değerlendirmeye katılmadan eksik ve hatalı bir değerlendirme yapılarak takibin tamamı üzerinden devamına karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi, 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine, Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.