YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1418
KARAR NO : 2022/1817
KARAR TARİHİ : 14.03.2022
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19.12.2020 tarih ve 2020/419 E-2020/779 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nce verilen 11.11.2021 tarih ve 2021/131 E. – 2021/1362 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava,şirket hisselerinin muzayaka altındayken devredildiği iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş,kararın temyiz edilmemesi üzerine dosyanın kesinleştirilmesi yapılmıştır.
Karara karşı davacı vekili tarafından eski hale getirme talebi ile temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1- Mahkemece verilen kararın davacı vekili Av. …’a 13.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 18.01.2022 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinde ve HMK’nın 95. vd. hükümleri uyarınca eski hale getirme talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle, davacı vekillerinden Av. …’ın eski hale getirme talebinin incelenmesi gerekmektedir.
HMK’nın 95 vd. maddeleri uyarınca elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hakimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse, eski hale getirme talebinde bulunabilir. Düşen bir hakkın eski hale getirilmesine karar verilebilmesi için belli süre içerisinde işlem yapmaya mecbur olan kimsenin veya vekilinin arzu ve isteği dışında o işlemi yapmaktan aciz olduğu kanıtlanmış bulunmalıdır. Dosyanın tetkikinde davacının davada eski hale getirme isteyen Av. … dışında Av. … ve Av…. tarafından da temsil edildiği görülmektedir. Diğer vekiller tarafından da temyiz ile ilgili işlemlerin yapılabilecek olması karşısında, HMK’nın 95/2. maddesi uyarınca eski hale getirme isteminde bulunulamayacağından yerinde görülmeyen bu yoldaki istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar temyiz eden davacı vekiline 13/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili temyiz dilekçesini HMK’nın 361. maddesinde öngörülen iki haftalık yasal süre geçirildikten sonra 18/01/2022 tarihinde göndermiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 tarihli ve 1989/3 E. – 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin eski hale getirme isteminin REDDİNE (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin süreden REDDİNE, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.