Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1390 E. 2023/4587 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1390
KARAR NO : 2023/4587
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI :2019/256 Esas, 2021/1964 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/840 E., 2018/872 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan …’nın Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2014/159 sayılı dosyasından müvekkili aleyhine 724.370,00 TL bedelli bonoyu dayanarak göstererek icra takibi başlattığını, ancak müvekkilinin borcunun 250.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin keşidecisi olduğu çekin lehtarının …, son hamilinin ise kardeşi … olduğunu, her ne kadar takip dosyasında …’nın borçlu sıfatı varsa da, çek lehtarına ileri sürülebilecek def’ilerden kaçınmak amacıyla çekin kötü niyetli olarak …’ya ciro edildiğinin … tarafından açılan ve ret kararı verilen tasarrufun iptali davasında ortaya çıktığını, zira gerekçede davalılar arasında yapılan ciro işleminin muvazaalı olduğu ve kardeş olan tarafların kötü niyetli davrandığının belirtildiğini, ciranta ile hamil arasında gerçek bir borç ilişkisinin bulunmadığı ve müvekkilinin zararına olacak şekilde hareket edildiğinin açıkça anlaşıldığını, takip dayanağı çekin …’ya boş olarak verildiğini, müvekkilinin önceden sahip olduğu Koray Lojistik isimli firmanın akaryakıtının …’nın ortağı olduğu şirketten aldığını, açık hesap çalışıldığı için ve ayrıca o dönemde elden alınan 230.000,00 TL’nin teminatı olarak boş bir şekilde teslim edildiğini, çekin bedel kısmının tamamen farklı bir yazı ve kalemle doldurulduğunu, davalı …’nın savcılık ifadesinde çekin ihdas sebebini, 11 adet çeki takasla ödeyip …’a verdiğinden dava konusu çekin alındığını beyan ederek talil ettiğini, ispat yükünün diğer tarafa geçtiğini ileri sürerek müvekkilinin davalıya Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2014/159 sayılı dosyası ve dayanağı 30.12.2013 tarihli 724.370,00 TL bedelli çek bakımından 474.370,00 TL borçlu olmadığının tespitine ve davalılar aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin kambiyo senedi olup bağımsız borç ikrarını içerdiğini, davacının takipsizlikle sonuçlanan şikayetinde ve tasarrufun iptali davasında borcunun 250.000,00 TL olduğundan bahsetmediğini, müvekkilinin kardeşine borç verdiğini, karşılığında dava konusu çeki aldığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; icra dosyasında borçlu gözüken müvekkilinin eldeki davada pasif husumet ehliyetinin olmadığını, kambiyo taahhüdü ile yüklenilen borcun sebepten mücerret olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını kabul etmediklerini, davacının iddiasının yazılı delille ispatı gerektiğini, tasarrufun iptali davasının reddedilmiş olmasının bu dava için kesin hüküm veya delil niteliğinde değerlendirilemeyeceğini savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile lehtar …’nın davalı olma ehliyetinin olduğu, ispat yükünün menfi tespit davasında kural olarak davacı-borçluya ait olduğu, çekin bir ödeme aracı olduğu, uyuşmazlığın miktarı gözetildiğinde davacı-borçlu vekilinin dava dilekçesine konu ettiği iddialarını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği, davacı vekilinin delil olarak dayandığı Cumhuriyet Savcılığındaki soruşturma dosyası ile Asliye Hukuk Mahkemesindeki tasarrufun iptali dosyasındaki delillerin davacının iddialarını kanıtlayıcı mahiyette olmadığı, kambiyo senedinin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddisının yazılı belge ile kanıtlanamadığı, hatırlatılmasına rağmen davacı vekilince yemin deliline başvurulmadığı, davacının borçsuz olduğuna ilişkin ispat külfetini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’nın bahsettiği, takastan ödenen 11 adet çeke ilişkin deliller ve diğer delilleri toplanılmadan karar verildiği, çekin ne miktar için düzenlendiğine dair yazılı delil başlangıcı mahiyetindeki delillerin değerlendirilmediğini, senet hamili ve lehtar arasındaki kardeşlik ilişkisi, dolayısıyla da müvekkili aleyhine oluşan kötü niyetin varlığının göz ardı edildiğini ve tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, dosyayla ilgili toplanmasını talep ettikleri deliller toplanılmadan yemin delili hatırlatılarak karar verildiğini, davalı …’ın çekin ihdas nedeni talil ettiğinin dikkate alınmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu çekin sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu ve davalılardan hamilin kötüniyetli ciro yoluyla hamil olduğu iddiasının kanıtlanamadığı, çek bedelinin davacının iddia ettiği miktardan fazla sonradan doldurulduğunun usulüne uygun yazılı delille ispatlanamadığı, Mahkemenin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf aşamasındaki itirazlarını yineleyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.