Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/136 E. 2023/3767 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/136
KARAR NO : 2023/3767
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1456 Esas, 2021/1092 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/1076 E., 2018/915 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kentbank A.Ş. ile dava dışı müflis Tüdaş Turz. San. ve Tic. A.Ş.’nin asıl borçlu, davalılar …, … ve …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçlu şirkete kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilerin vadelerinde ödenmemesi üzerine borçlulara keşide olunan Eskişehir 2. Noterliğinin 16.02.1998 tarihli hesap kat ihtarına rağmen kredi borcunun tahsil edilememesi sebebiyle davalı-borçlular aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, Kentbank A.Ş. tarafından kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının Kentbank A.Ş. tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF), TMSF tarafından da 09.03.2006 tarihinde müvekkili şirkete temlik edildiğini, davalı borçluların icra takibinde icra dairesinin yetkisine, zamanaşımına ve borca yönelik itirazlarının yersiz olduğunu, her ne kadar davalı-borçlular aleyhine 365.000,55 TL üzerinden takip başlatılmışsa da dava dışı müflis Tüdaş Turz. San. ve Tic. A.Ş.’nin iflası dolayısıyla kurulan iflas masası tarafından 01.03.2016 tarihinde icra dosyasına yapılan 3.809,13 TL ödemenin mahsubu ile davanın 362.551,88 TL üzerinden açıldığını ileri sürerek davalı-borçluların icra takibine itirazlarının 362.551,88 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesinde; davaya konu kredi alacağının dayanağı kredi sözleşmesinin dava tarihinden 22 yıl önce 1995 yılında imzalandığını, bu sebeple davanın zamanaşımına uğradığını, davalıların kefaletinin de sona erdiğini savunarak davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında yapılan genel kredi sözleşmesi, davalılar aleyhine başlatılan takip ile yine dava dilekçesinde sözü edilen 01.03.2016 tarihinde yapılan kısmi ödeme ve dava tarihi dikkate alındığında fon alacaklarında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (5411 sayılı Kanun) 141 inci maddesinde öngörülen 20 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazının reddi gerektiği, Kentbank A.Ş. İle dava dışı Tüdaş Turz. San. ve Tic. A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi ve ek sözleşmeleri davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, bu sözleşmeler kapsamında dava dışı asıl borçluya kredi kullandırıldığı, davalıların kefalet sorumluluk limitlerinin 20.000,00 TL olduğu, dava dışı borçlunun kullandığı kredinin ödemelerini yerine getirememesi üzerine Eskişehir 2. Noterliğinin 16.02.1998 tarih ve 2976 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, ancak bu ihtarnamenin davalı kefillere tebliğini davacının kanıtlayamadığı, söz konusu krediden kaynaklı alacakların önce TMSF’ye devredildiği, TMSF tarafından da 09.03.2006 tarihinde davacı şirkete temlik edildiği, hesabın kat edildiği tarih itibarıyla davalıların 20.000,00 TL’lik kefalet limitleri ile sorumlu oldukları, temerrüt ihtarının davalılara tebliğini davacı alacaklının kanıtlayamadığı, bu nedenle davalıların temerrüdünün takip tarihi itibarıyla oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalıların Eskişehir 1. İcra dairesinin 2016/7009 E. sayılı dosyasında 20.000,00 TL’lik asıl alacağa yaptıkları itirazının iptali ile takibin bu bedel üzerinden devamına, devamına karar verilen alacağın %20’si oranındaki 4.000,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, takipten sonra 01.03.2016 tarihinde yapılan 3.809,13 TL’lik ödemenin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı asiller istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müflis banka tarafından borçlulara gönderilen ihtarnamede yer alan adresler sözleşmede yer almasa bile mutlaka banka tarafından alınan bilgiler doğrultusunda doldurulan ya da borçlular tarafından doldurulan bilgi formundan tespit edilen adresler olduğunu, müflis bankadan temin edilen belgeler TMSF arşivlerinde olup TMSF arşivinde ihtarnamenin tebliğ şerhini havi suretinin yer almaması nedeniyle müvekkili şirkete kusur izafe edilemeyeceğini, temerrüt tarihinin borçlulara gönderilen hesap kat tarihi olarak esas alınması gerektiğini, borçluların kefalet limitleri dahilinde sorumlu oldukları düşünüldüğünde dahi işleyecek faizin kat tarihinden takibin başladığı tarihe kadar sözleşmede yer alan %134 temerrüt faizi ve fer’ileri üzerinden, takipten günümüze kadar ise %27,5 temerrüt faizi üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, ayrıca Eskişehir 3. İflas Müdürlüğünün 1999/3639 sayılı iflas dosyasından davaya konu icra dosyasına 01.03.2016 tarihinde yapılan 3.809,13 TL ödemenin mahsup edilerek hesaplama yapıldığı ifade olunmuşsa da tahsilatın 751,79 TL lik kısmının Kentbank arşivine ait olduğundan anılan bedelin de müvekkili şirketin alacağından düşümünün yapılmasının kabul edilemeyeceğini, temerrüt tarihinin 11.06.2013 esas alınması halinde asıl alacak 20.000,00 TL, işlemiş faiz 19.570,83 TL, 978,54 TL BSMV olmak üzere toplam 40.549,35 TL olması gerekirken sadece 20.000,00 TL’lik kısmının kabul edilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı asiller istinaf dilekçesinde özetle; kredi alacağının dayanağı kredi sözleşmesinin 1995 yılında imzalandığı gözetildiğinde davanın zamanaşımına uğradığını, 5411 sayılı Kanun’un 141 inci mddesinde belirtilen 20 yıllık süreden varlık şirketinin yararlanabilmesi için aynı kanunun geçici 13 üncü maddesinde atıfta bulunulması gerektiğini, oysa bu maddede 141 inci maddeye atıfta bulunulmadığından 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, müvekkilleri takibe kötü niyetli olarak itiraz etmediklerinden aleyhlerine %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesinin de doğru olmadığını ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu genel kredi asıl ve eklerinin imzalanması ile takip tarihi arasında 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 598 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (6101 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen 1 yıllık ek süre içerisinde takibin başlatıldığı, davalı borçlulara kat ihtarının tebliğinin yapıldığına ilişkin belgenin dosyada bulunmadığı, davacının takipte %27,5 oranında temerrüt faizi istediği, taleple bağlı kalındığı, dava tarihinden önce yapılan ödemenin mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun kötü niyetinin aranmayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin tüm davalıların sair istinaf başvurularının reddi, davalılar istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, davalıların Eskişehir 1. İcra Dairesinin 2016/7009 E. sayılı dosyasında 20.000,00 TL’lik asıl alacağa yaptıkları itirazının iptali ile takibin dava tarihi itibarıyla belirlenen 20.000,00 TL asıl alacak, 12.931,12 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 32.931,12 TL üzerinden, asıl alacak miktarı olan 20.000,00 TL’ye dava tarihi 13.12.2016 tarihinden işleyecek %27,5 oranında temerrüt faizi ile icra takibinin devamına, devamına karar verilen alacağın %20’si oranındaki 4.000,00 TL icra inkâr tazminatının davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; fon alacaklarına ilişkin davalarda müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, davalı kefillerin temerrüt tarihinin hatalı tespit edildiğini, kat ihtarı gönderilmesi ile temerrüde düştüklerini, taraflar arasındaki sözleşme hükmü gereği kefillerin kendi temerrütünden kefalet sınırı olmaksızın sorumlu olduklarını, takip talebinde yazılı “16.02.1998/11.06.2013 (%27) temerrüt faizi” ibaresinin sehven yazıldığını, hesap kat tarihinden takip tarihine kadar %94 oranında akdi faiz uygulandığını, takipten sonrası için ise %27,5 uygulanmasını istediklerini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kefaletten kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.5411 sayılı Kanun’un 141 inci maddesi, 6101 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun’un 598 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gerek hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İtirazın iptali davalarında, icra takibindeki borca itirazın iptali istendiğinden yargılamada, takip tarihi itibariyle borç miktarı, varsa işlemiş faiz ve temerrüt faiz oranı belirlenir ve mahkemece bu miktar üzerinden takibin devamına karar verilir. Takipten sonra yapılan ödemeler ise icra müdürlüğünce tahsilde nazara alınır.

3.Bölge Adliye Mahkemesince “20.000,00 TL’lik asıl alacağa yaptıkları itirazının iptali ile takibin dava tarihi itibarıyla belirlenen 20.000,00 TL asıl alacak, 12.931,12 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 32.931,12 TL üzerinden, asıl alacak miktarı olan 20.000,00 TL’ye dava tarihi 13.12.2016 tarihinden işleyecek %27,5 oranında temerrüt faizi ile icra takibinin devamına,” hükmü kurulmuş olup takip tarihi itibariyle asıl alacağın 20.000,00 TL olduğu belirlendiğine göre takibin, takip tarihi itibariyle bu asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren %27,5 temerrüt faizi işletilmek suretiyle devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması re’sen bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Re’sen takdir olunan nedenler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendinde yer alan “takibin dava tarihi itibarıyla belirlenen 20.000,00 TL asıl alacak, 12.931,12 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 32.931,12 TL üzerinden, asıl alacak miktarı olan 20.000,00 TL’ye dava tarihi 13.12.2016 tarihinden işleyecek %27,5 oranında temerrüt faizi ile icra takibinin devamına,” ibaresinin çıkartılarak yerine “takibin takip ve dava tarihi itibarıyla belirlenen 20.000,00 TL asıl alacak miktarı ve asıl alacak miktarı olan 20.000,00 TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek %27,5 oranında temerrüt faizi ile icra takibinin devamına, ödemelerin infaz aşamasında icra müdürlüğünce değerlendirilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde peşin alınan temyiz karar harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.