Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1340 E. 2023/5265 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1340
KARAR NO : 2023/5265
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2087 Esas, 2021/1776 Karar
HÜKÜM : Esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/381 E., 2020/662 K.

Taraflar arasındaki şirkete müdür atanması ve ticaret siciline tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinceistinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun(6102 sayılı Kanun) geçici 7 nci maddesine göre terkin edildiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1581E. 2019/338K. sayılı ilamı ile şirketin ihyasına karar verildiğini, mahkeme kararı sonrası re’sen tescil işlemi yapıldığını, sicil dosyasının incelenmesinde şirket müdürünün görev süresinin 02.04.2013 tarihinde sona erdiğini, 6102 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi gereğince, 30 gün içinde yeni müdürün belirlenmesi ve tescilinin yapılması için ihtar gönderildiğini ileri sürerek şirkete müdür atanmasını, tescil ve ilanını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin ihyasına karar verildiği, bu karar nedeniyle şirketin tasfiye haline gireceğine dair yasal düzenleme bulunmadığı, gerçek anlamda şirketin yeniden canlandırıldığının, tüzel kişilik kazandığının düşünülemeyeceği, bu kararın amacının alacaklının açacağı dava ile sınırlı olmak üzere davada taraf teşkilinin sağlanması olduğu, şirkete tasfiye memuru ve müdür atanmasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin ihyası durumunda tasfiye memuru atanması gerektiğini, şirket müdürünün görev süresinin 02.04.2013 tarihinde sona erdiğini, ihya ve tescil kararının ek tasfiye şeklinde ele alınması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirket hakkında Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1581E. 2019/338K. sayılı ilamı ile davalı şirketin ihyasına karar verildiği, ek tasfiye memuru atanmadığı, davacının karar üzerine şirketi tescil ettiği, şirket müdürünün görev süresinin 02.04.2013 tarihinde dolduğu gerekçesiyle, mahkemeden şirket müdürü atanmasının istendiği, oysa, şirket ihyasının, ihyaya neden olan dava ile sınırlı olarak verileceği, 6102 sayılı Kanun’un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası maddesine göre ek tasfiye memuru atanacağı, tasfiye memuru atanmasının şirket ihyası davalarının fer’isi niteliğinde olduğu, ihya davasında tasfiye memuru atanmaz ise bu eksikliğin şirket ihyasına bakan mahkemeden ek kararla her zaman istenebileceği, davacının şirket ihyası davasında ek kararla tasfiye memuru atanması yönünde talepte bulunması gerekirken, bu davayı açmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava açılmasında hukuki menfaat bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ihya edilen şirkete tasfiye memuru atanması istemine ilişkin olup, davanın açılmasında hukuki yararın bulunup bulunmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 33 üncü maddesi ile 547 nci maddesinin ikinci fıkrası ve geçici 7 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.02.2019 gün ve 2018/1581 Esas, 2019/338 Karar sayılı kararı ile davalı şirketin ihyasına karar verilmiştir.

Bu kez davacı … tarafından 29.07.2020 tarihli dilekçe ile şirketin görevli ve yetkili müdürünün görev süresinin 02.04.2013 tarihinde sona erdiğinden, açılan davada temsilinin sağlanabilmesi için yeni tasfiye memuru atanması istenmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 04.11.2020 tarihli kararı ile davacı istemi reddedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda yazılı gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava açılmasında hukuki menfaat bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

2.Şirket, 6102 sayılı TTK Geçici 7 nci maddesi gereğince ticaret sicilinden terkin edilmiş olup, terkinin usulsüz olduğu, şirketin ihyasının gerektiği şirket ve ortaklarınca iddia ve talep edilmemiştir.
Davacı … Müdürlüğünün talebi şirketin ek tasfiyesine ilişkin olup, şirketin ihyası davalarında taraf olması nedeniyle tasfiye memuru atanması talebinde bulunmasında hukuk yarar bulunmaktadır.

3.Kanun koyucu, 6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin on beşinci fıkrasında “ihya” terimini kullanmakla birlikte, hüküm aynı Kanun’un 547 nci maddesine paralel “ek tasfiye” niteliğindedir.

6102 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesi, ihyaya (ek tasfiyeye) karar verilmesi durumunda tasfiye memuru atanması yönünde bir hüküm içermemekle birlikte aynı Kanun’un 547 nci maddesinde olduğu gibi mahkemece sınırlı olarak ihyaya karar verilmeli ve aynı zamanda tasfiye memuru da atanmalıdır. Zira geçici 7 nci maddenin amacı, kapsamına giren ortaklıkların bir an önce ticaret sicilinden silinmesi ve ihtilafların azaltılmasına yönelik bulunduğundan aksi yöndeki uygulama yasanın amacına aykırıdır.

4.Tasfiye memuru atanmaksızın şirketin ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesi durumunda bu eksikliğin ikmali için mahkemeden her zaman talepte bulunulması mümkündür.

Bu halde davacının, şirkete tasfiye memuru atanması talebinin kabulü ile ek tasfiyesine karar verilen şirkete tasfiye memuru atanması gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.