Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1326 E. 2023/3044 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1326
KARAR NO : 2023/3044
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2020/136 Esas, 2021/153 Karar
HÜKÜM :Kısmen kabul

Taraflar arasındaki cezai şartın tahsili davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalılardan Karakaya Petrol Ürünleri İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının bu sözleşmeye garantör olduğunu, davalı şirketin her yıl 1000 m3 beyaz ürün satın almayı taahhüt ettiğini, eksik alınacak her m3 için 30,00 USD cezai şart kararlaştırıldığını, davalının taahhüt ettiği miktarı karşılamayarak davacı şirketi kâr mahrumiyetine uğrattığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 USD kâr mahrumiyetinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinden …’in taahhütnameyi imzalamaması sebebiyle bu davalıya husumet düşmediğini, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı anlaşmayla sona erdiğini, fesihte davalının hiçbir ihmali veya kusuru bulunmadığını, davacının cezai şart isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece 01.10.2014 tarih, 2014/269 E. ve 2014/371 K. sayılı kararı ile dava bayilik sözleşmesinin feshinden doğan kâr mahrumiyeti alacağına ilişkin olup davacı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesiyle davalının taahhüt ettiğinden eksik ürün aldığının sabit olduğu, rapordaki hesaplamanın dosya kapsamına uygun, denetime elverişli olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile 20.000,00 USD’nin fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesindeki faizin uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

B. Bozma Kararı
Dairemizin 22.02.2018 tarih, 2016/725 E. ve 2018/913 K. sayılı kararıyla davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflar arasındaki sözleşmelere göre kâr mahrumiyeti (cezai şart) istenilebilmesi için taahhüdün ihlal edildiği dönemden sonra ihtirazi kayıt konulması ve bundan sonra mal verilmeye devam olunması gerektiği, somut olayda davacı ihtirazi kayıt koymadan mal vermeye devam ettiğinden 1 inci dönemi isteyemeyeceği, 2 nci döneme ilişkin olarak kâr mahrumiyetinin hesaplanması gerektiği, diğer yandan davacı bayilik sözleşmesini feshettiğinden artık fesihten sonraki dönem için de müspet zarar şeklinde olan kar mahrumiyetini de talep edemeyeceğini, davalı … yönünden yapılan incelemede, bu davalının 06.12.2006 tarihli taahhütnamede imzası bulunmadığından kar mahrumiyeti sorumluluğundan söz edilemeyeceği, garantör olarak imzasını taşıyan sözleşmenin 48 inci maddesinde sorumluluk hükümleri düzenlenmiş ise de, garanti altına alınan borcun miktarının belli olmadığı, belirsizliğin garantisinin olamayacağı, bu nedenle … yönünden davanın reddi gerektiğine işaret edilerek bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ihtirazi kayıt koymadan mal vermeye devam ettiğinden sözleşmenin 1 inci dönemini isteyemeyeceği, bu durumda 2 nci döneme ilişkin olarak kâr mahrumiyetinin hesaplanması gerektiği ancak davacı bayilik sözleşmesini feshettiğinden artık fesihten sonraki dönem için de müspet zarar şeklinde oluşan kâr mahrumiyetini de talep edemeyeceği, yaptırılan bilirkişi incelemesine göre ikinci dönem kâr kaybının 21.543,90 USD olduğu ve davacı tarafın bu miktarı davalı şirketten talep edebileceği, talep miktarı ile bağlı kalınarak 20.000,00 USD’ye hükmedildiği, davalı …’in 06.12.2006 tarihli taahhütnamede imzasının bulunmadığı bu nedenle kâr mahrumiyeti sorumluluğundan söz edilemeyeceği, davalı …’in garantör olarak imzasını taşıyan sözleşmede sorumluluk hükümleri düzenlenmiş ise de garanti altına alınan borcun miktarının belli olmadığı, belirsizliğin garantisi olamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 USD’nin fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalı Karakaya Petrol Ürün. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemenin … yönünden verdiği ret kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bu davalı yönünden bozulmasını istemiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle 2 nci döneme ilişkin kar mahkumiyetini de talep edemeyeceğini, Yargıtay bozma ilamının da bu doğrultuda olduğunu, mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereğinin yerine getirilmediğini, diğer müvekkili … yönünden davanın reddine karar verildiği halde maktu vekâlet ücretine hükmedildiğini, oysa ki dava değeri üzerinden lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi kapsamında asgari alım taahhüdüne uyulmaması nedeniyle cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 179 uncu maddesi.

3. Değerlendirme
1. Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Davacı şirket, davalının sözleşme gereği almayı taahhüt ettiği mal alımını gerçekleştirmediği bu nedenle davacının zarara uğradığı iddiasıyla toplam 20.000,00 USD kâr mahrumiyeti talebinde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davacının sadece 2 nci döneme ilişkin kâr mahrumiyetini talep edebileceği gerekçesiyle Dairemiz kararıyla bozulmuştur.

Mahkemece hükme esas alınan 15.03.2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacının 01.01.2008 – 31.12.2008 tarihleri arasındaki ikinci dönem için 21.543,90 USD kâr mahrumiyeti talep edebileceği mütalaa edilmiş, yerel mahkemece de davacının 01.01.2008 – 31.12.2008 dönemi kâr mahrumiyeti isteminde haklı olduğu kabul edilerek ve davacının talebiyle bağlı kalınarak 20.000,00 USD’nin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Yargılamaya hâkim ilkelerden olan taleple bağlılık ilkesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre, aksine bir kanun hükmü yoksa hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez.

Dairemizin istikrar kazanmış kararlarında açıkça belirtildiği üzere gizli talep aşımı da taleple bağlılık ilkesi kapsamındadır (bkz. Yargıtay 11. HD, T. 09.10.2019, S. 2018-4648/6331; T. 24.12.2018, S. 2017-263/8152; T. 10.09.2018, S. 2016-14241/5097; T. 11.12.2018, S. 2017-2519/7831; T. 13.11.2018, S. 2017-1705/7027; T. 17.04.2019, S. 2018-758/3101;T. 08.01.2019, S. 2017- 2654/108; T. 03.06.2021, S. 2020-1185/4737; T. 09.06.2021, S. 2019-3869/4943; T. 14.04.2009, S. 2008-575/4603……)

Açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa gelindiğinde;

Davacı 2 dönemi de kapsar şekilde toplam 20.000,00 USD kâr mahrumiyeti talebinde bulunmuştur. Bu halde mahkemece birinci dönem için talebin reddedilmiş olmasına göre ikinci dönem için 10.000,00 USD üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi gizli talep aşımına neden olmuştur.

Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.