Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1293 E. 2023/4774 K. 07.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1293
KARAR NO : 2023/4774
KARAR TARİHİ : 07.09.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/352 Esas, 2021/1511 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/205 E., 2019/37 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2017/35010 sayılı “CEFROX” ibareli marka başvurusuna davalı şirketin 2005/52465 sayılı ve “CEFİREX” ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin nihai olarak reddedildiği, oysa CEFROX ve CEFIREX markalarının etken maddesinin CEFUROXIME Sodium olduğunu, dava konusu markaların etken maddeden yola çıkılarak oluşturulduğunu, bu tür markaların zayıf marka niteliğinde bulunduğunu, koruma kapsamlarının dar olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde bulunduğunu, davalı Kurum nezdinde 5 inci sınıfta tescilli CEF ile başlayan birçok markanın tescilli olduğunu, ayrıca dava konusu mallar bakımından ilgili tüketici kesiminin doktor ve eczacılardan oluştuğunu, ilaveten dava konusu ilaç tablet şeklinde olmayıp kas içine enjekte edildiğinden hastanın bu ilacı doktor, eczacı ya da sağlık görevlisi olmadan kullanmasının mümkün bulunmadığını, kullanım talimatında da bu durumun açık olduğunu, bu itibarla dava konusu markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını ileri sürerek YİDK kararının iptale karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; dava konusu markaların benzer olduğunu, seri marka imajı yarattığını, davalı markasının etken maddesinin CEFUROXIME SODİUM olmadığını, SEFDINIR ve KLAVULANİK ASİD olduğunu, davalı markasının ilaç etken maddesinden türetilmediğini, bu sebeple zayıf marka olarak değerlendirilemeyeceğini, kaldı ki ilaç etken maddesinden türetilse bile sonraki markanın önceki tarihli markayı ihlal edecek nitelikte 05. sınıfın tüm mallarını kapsadığını ve davacı markasının kas içine enjekte edilen bir ilaç olarak sınırlandırılmadığını, markanın cari kullanımına yönelik beyanların davanın niteliği itibariyle dikkate alınamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) vekili; dava konusu markalar arasında benzerlik bulunduğunu ve aynı malları kapsadıkların, Kurum kararının usul ve kanuna uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuru kapsamındaki çekişmeli 05. sınıftaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları ancak marka işaretleri benzer olmadığından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı, dava konusu markaların bilinen bir anlamı olmadığından kavramsal benzerlikten söz edilemeyeceği gibi işaretlerin başlangıç kısımlarında ortak olarak yer alan ve CEF ekine bağlı bir benzerlikten de söz edilemeyeceği, CEF ekinden sonra gelen ROX – İREX harflerinin yeterli derecede farklı olduğu, CE-Fİ-REX (SE-Fİ-REKS) ve CEF-ROX (SEF-ROKS) olarak telaffuz edilecek işaretlerin işitsel ve görsel olarak benzerlik içermediği, ayrıca davacının CEFROX markalı ilacının kas altına enjekte edilen tipte olup doğrudan bir sağlık çalışanı eliyle kullanılabilirken davalının CEFİREX ilacının tablet şeklinde olduğu hekim tarafından yazıldıktan sonra eczaneden alınarak bizzat hasta tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile TPMK YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı TPMK vekili istinaf dilekçesinde özetle; markaların yeterince farklılaşmadığını, karıştırılacağını, YİDK kararının iptali gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

2. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; markalar arasında benzerlik bulunduğunu, aynı harf ile başladığını, aynı harf ile bittiğini, karıştırılacağını belirterek davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markalarında ortak olarak yer alan “CEF” ibaresinin etken madde olduğu, bu nedenle sırf bu ibarenin iki markada ortak olarak yer almasının iltibasa yol açmayacağı, bunun dışında markalarda yer alan “ROX” ve “İREX” ibareleri arasında da benzerlikten söz edilemeyeceği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı TPMK vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı şirket vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6769 sayılı 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.