YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1280
KARAR NO : 2023/4987
KARAR TARİHİ : 14.09.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/317 Esas, 2021/1382 Karar
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/29 E., 2019/472 K.
Taraflar arasındaki Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının “GEDİZFORM” ibareli markanın tescili için Türk Patent ve Marka Kurumuna 2017/78661 sayılı marka başvurusunda bulunduğunu, dava konusu markaya karşı müvekkili tarafından itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan inceleme sonucunda itirazın reddedildiğini, iş bu karara müvekkili tarafından itiraz edildiğini, Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK tarafından itirazın reddine karar verildiğini, marka başvurusu ile müvekkiline ait “ETİ FORM” ve “FORM” ibareli markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmış ve seri markalar olduğunu, dava konusu marka başvurusunda yer alan “GEDİZ” ibaresinin ticaret unvanı olması nedeniyle esas unsur olarak algılanmayacağını, taraf markalarının kapsamında yer alan malların birebir aynı olduğunu, müvekkili Şirkete ait “FORM” ibareli markaların tanınmış olduğu yönünde kesinleşmiş mahkeme kararları olduğunu, müvekkilinin “FORM” ibareli markaları için 1990 yılından bu yana aralıksız reklam kampanyaları düzenlediğini, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, emsal yargı kararları bulunduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptalini ve dava konusu markanın tescil başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; başvuru konusu “GEDİZFORM” ibaresinin tek başına bir anlam ifade etmediğini, bütün bir kelime olduğunu, form ibaresinin ise bir şeyin istenilen ve olması gereken durumunu ifade ettiğini, öte yandan form ibaresinin vasıf bildirici olduğunu ve üçüncü kişilerce kullanımının engellenemeyeceğini, sektörde bir çok firma tarafından bu amaçla kullanıldığını, anlamsal, görsel ve sescil olarak bütünü itibarı ile bıraktığı izlenim dikkate alındığında başvuru konusu işaretle davacı marka ve tasarımlarının ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulunmadıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu markanın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi yönünden tescil engeli bulunmadığı, dava konusu marka ile itiraz gerekçesi markaların benzer olmadığı, 6769 sayılı kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası yönünden aralarında iltibas ihtimalinin ve tescil engelinin bulunmadığı, davalının “form” ibaresini markasında kullanmasının aynı maddenin beşinci fıkrasında belirtilen üç durumdan birisine sebebiyet vermeyeceği, kötüniyetin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetersiz ve çelişkili rapor esas alınarak kurulan yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, marka algı raporlarının alınan bilirkişi raporu ile farklılık arzettiğini, mahkemenin davanın konusunun dışına çıkarak yasal yolları ile sağlanmış olan müvekkilinin markasal hakkını ortadan kaldırır nitelikte fiili bir markanın hükümsüzlüğü kararı veremeyeceğini, müvekkili şirketin “form” markasının zayıf/ tanımlaycı marka olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bununla ilgili kararların olduğunu, ayrıca müvekkilinin form markasının tanınmış marka olduğunu, tescilli markalar aleyhine hükümsüzlük davası açılarak mahkeme kararıyla bir marka sicilden terkin edilmediği sürece marka sahibinin marka tescilinin sağladığı hukuki korumadan yararlanacağını, iş bu dava konusu marka ile müvekkili şirket markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalı yanın kötüniyetli bir şekilde müvekkili şirketin “form” markasından haksız bir menfaat sağlama amacı ile hareket ettiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının başvurusuna konu “GEDİZFORM” ibaresi ile davacının itirazına mesnet “FORM” ibareli markaları arasında iltibas bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TPMK YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6769 sayılı Kanunun 5 inci ve 6 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.