Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2022/1251 E. 2023/4958 K. 14.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1251
KARAR NO : 2023/4958
KARAR TARİHİ : 14.09.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1505 Esas, 2021/1536 Karar
HÜKÜM : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/126 E. – 2021/143 K.

Taraflar arasındaki markanın iptali ve markalar sicilinden terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu markanın Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde davalı adına 1999/017653 tescil numarası ile 20.09.2000 tarihinde 29.sınıfta yer alan hazır çorbalar ve bulyonlar bakımından tescil edildiği, ancak söz konusu markanın, davalı tarafından tescil edildiği tarihten bu yana kullanılmadığını, TPMK nezdinde 1999/017653 tescil numarası ile kayıtlı olan marka sahibinin davalı …Ş. olduğunun kayıtlardan anlaşıldığını, ancak BİM Birleşik Mağazalar A.Ş. tarafından dava konusu “DİNAMİK” adlı markanın asla kullanılmadığını, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda (6769 sayılı Kanun) artık kullanılmayan markalar için iptal ve hükümsüzlük hükümleri öngördüğünü, 6769 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmaksızın tescil edildiği mal veya hizmet bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verileceğinin açıkça hüküm altına alındığını, söz konusu markanın, davalı şirket tarafından asla kullanılmamakta olduğu markanın davalı tarafından 29. sınıfta tescilli olması açıkça hak kaybına sebebiyet verdiğini belirterek davalı adına tescilli “DİNAMİK” markasının iptaline karar verilerek TPMK nezdinde kaydının silinmesine karar verilmesini yukarıda yapılan açıklamalar gereğince Kurum yerine hükümsüzlüğünü, iptaline ve sicilinden terkinine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından dava konusu marka kullanıldığından işbu davanın reddi gerektiğini, davacının davayı müvekkili şirket markasının başvuru tarihinden yaklaşık 10 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra açmış olduğunun da sabit olduğunu, davacı şirketin de kötü niyetli olduğunu ve huzurdaki dava ile kendisine tanınan dava hakkını kötüye kullandığını, davacı şirketin huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından, müvekkil şirket adına 29. sınıfta tescilli 184370 tescil nolu DİNAMİK, 2000 10766 tescil nolu DİNAMİK ve 2000 10767 tescil nolu DİNAMİK markalarının varlığı göz önüne alındığında, birebir aynı işarete sahip markanın benzer ve ilintili mallar bakımından tescili mümkün olmayacağından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu 1999/017653 numaralı DİNAMİK markasının kullanılıp kullanılmadığı yönünde davalı şirketçe sunulan deliller ve davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davaya konu DİNAMİK markasının tescilli olduğu 29. sınıfta “hazır çorbalar ve bulyonlar” emtiaları bakımından kullanılmadığı yönünde rapor sunulduğu, bu şekilde her ne kadar davaya konu markanın kullanılmadığı anlaşılmış ise de; davacı şirketin işbu davayı açmada hukuki yararın bulunup bulunmadığı yönündeki davalı şirket itirazı ve mahkemece yapılan resen inceleme neticesi, davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir hukuki münasebetin olmadığı, yine davacı şirketin dava konusu 1999/017653 numaralı DİNAMİK markasına benzer sınıflarda ve benzer isimde herhangi bir marka başvurusunun olmadığı gibi davacı şirketin davalı şirketle aynı ticari faaliyet alanında da olmadığı, bu şekilde davacı ile davalı arasında dava konusu markaya ilişkin olarak hiç bir fiili veya hukuki, küçük bile olsa bir münasebetin olmadığı, yine 6769 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre iptal davasının ilgili kişilerin açabileceğinin belirtildiği, davacı şirketin davaya konu markanın iptaline ilişkin ne tür bir ilgisinin olduğuna dair dosyaya herhangi bir delil sunmadığı, dosya içeriğinden de böyle bir ilişki içerisinde olmadığının anlaşıldığı bu sebeple yasa kapsamında belirtilen ilgili kişiler sınıfına girmediği, buna göre davacının işbu davayı açmakta hem 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde belirtilen hukuki yarar koşulunu taşımadığı hem de 6769 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen ilgili kişiler kapsamına girmediği anlaşıldığından hukuki yarar yokluğu sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm iddialarının, dosya kapsamında bulunan çelişkisiz ve tarafsız olan bilirkişi raporuyla ispatlanmış olduğunu, 1999/017653 tescil numaralı 20.09.2000 tarihli ve 29. sınıfta bulunan “DİNAMİK” markasının, tescil edildiğinden bu yana kullanılmadığının sabit olduğunu, davalının ciddi, sürekli ve markaya özgün bir marka kullanımı olduğunu ispatlayamadığını, kullandığını dahi ispatlayamadığını, kanun koyucu tarafından koyulan ve amacı “sicilde temizlik ilkesi” olan hüküm doğrultusunda açmış oldukları davada kötü niyetli olmadıklarını, kanunda markanın kullanılmaması sebebiyle iptali istemi için herhangi bir sebep öngörmediğini, ayrıca söz konusu kullanılmayan markanın iptali kararının verilmesinin bir kimsenin hakkına ulaşması bakımından gerekli ve zorunlu olduğunu, 6769 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinde “ilgili kişiler” denilerek katı bir hukuki yarar şartı aranmadığını, müvekkili tarafından huzurdaki dava ikame edildiği sırada dava konusu marka ile benzer isimde aynı veya benzer sınıflarda herhangi bir marka başvurusunun bulunmamasının, daha sonrasında bulunmayacağı anlamına gelmediğini, İlk Derece Mahkemesinin hükmünün kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.

Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan araştırma neticesinde alınan bilirkişi raporlarıyla da desteklendiği üzere, somut uyuşmazlıkta, davalı tarafça markayı kullandığını veya kullanmamanın haklı sebebe dayandığını ispat edememiş olduğundan, davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi kanun koyucunun amacı ile bağdaşmadığı anlaşılmakla, kanundaki düzenleme gereği hukuki yararın varlığının kabulünün gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin DİNAMİK esas unsurlu markalar üzerinde kazanılmış hakkı bulunduğunu, müvekkil şirket adına tescilli DİNAMİK esas unsurlu markası bakımından marka tescilinin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkmış olmasının kabullenilmesi gerektiğini, müvekkilin markasını 1999 yılında başvurusunu gerçekleştirerek tescil ettirmesinden yaklaşık 20 yıl sonra davacının müvekkil markasının kullanılmama nedeniyle iptalini istemesi kanunun açık hükmüne göre mümkün olmadığını, müvekkil şirket adına 1997 yılından beri DİNAMİK esas unsurlu markalarının varlığı göz önüne alındığında, birebir aynı işarete sahip markanın benzer ve ilintili mallar bakımından tescili mümkün olmayacağından, davacı şirketin iptalini talep ettiği marka bakımından yeni bir tescil sağlaması söz konusu olmayacağını, kötü niyetli davacı yanın, işbu davayı açmada hukuki yararı da bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kullanılmama sebebiyle markanın iptaline ve markalar sicilinden terkinine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.